Ekonomide yeni kararlar Derviş'i bekliyor...

Geçen hafta önce ödemeler sisteminin çökmesi, ardından da dalgalı kur rejimine geçilmesiyle karşı karşıya kalınan yüksek oranlı devalüasyonla sarsılan Türk ekonomisi, tarihinin en ağır krizlerinden birini yaşıyor. Yaşanan krizin neden olduğu hasarın boyutları henüz tam olarak kestirilemiyor. Fakat bu hasarın her gün biraz daha büyüdüğü bir gerçek. Onun için de hükümetin hiç zaman geçirmeden piyasalardaki tedirginlik ve belirsizliğin daha da derinleşmesini önleyici yönde radikal bazı kararlar alması gerekiyor. Ama o konuda da beklenen hız ve kararlılık görülmüyor hükümette. Koalisyon liderleri her gün bir veya iki zirve toplantısı yapıyorlar ancak somut bir karar çıkmıyor. Bugüne kadar çıka çıka sadece petrol ürünlerine, doğalgaza ve içki, sigaraya yüzde 10 oranında zam kararı çıkıyor. Ki, bu zamların da geçici olduğu, mal piyasasındaki kilitlenmeyi önlemeye dönük geçici bir önlem olarak yapıldığı belirtiliyor.

Gözler Derviş'te
Temel fiyatlarla ilgili asıl düzenleme uygulanacak olan yeni ekonomik programın ana çerçevesi çizildikten sonra yapılacak. Ve o zaman muhtemelen bütün temel mal ve hizmetlerin fiyatlarında ortalama yüzde 25 civarında bir artış olacak. Çünkü, bugün her ne kadar döviz kurlarındaki fiili devalüasyon oranı yüzde 40 - 45'ler düzeyinde seyretse de bayram tatilinden sonra durumun istikrar kazanmasıyla birlikte kurların düşeceği ve gerçek devalüasyon oranının yüzde 25'ler düzeyinde kalacağı inancı hakim hükümet ve ekonomi bürokrasisinde. Onun için şimdi bütün hesaplar yüzde 25'e göre yapılıyor.

Bu arada zam kararlarının dışında alınacak yeni ekonomik önlemler ve önümüzdeki dönemde uygulanacak yeni ekonomik programın netleştirilmesi konusunda bugün Ankara'ya gelecek olan Kemal Derviş bekleniyor.

Kurtarıcı gözüyle bakılan ve Merkez Bankası Başkanlığı önerilen Kemal Derviş'in teklif edilen görevi kabul edip etmeyeceği ve yeni ekonomik politika ve önlemler konusunda neler önereceği büyük önem taşıyor. O nedenle şimdi ne hükümet ne de ekonomi bürokrasisi yeni önlemler konusunda adım atıyor. Derviş'in ne diyeceği bekleniyor... Özetle karar mekanizması bekliyor. Ancak piyasaların beklemesi tabii ki mümkün değil. Her ne kadar belirsizlik giderilememiş olsa da hayat devam ediyor. İşlem hacimleri son derece sınırlı olsa da, fiyatlamalar afaki verilere dayanıyor olsa da hem döviz piyasası, hem de TL piyasası çalışıyor. Hatta TL piyasasında iki günden beri faizler normal seviyesine de inmiş durumda. Çünkü Merkez Bankası artık IMF'in katı limitlerini bir tarafa bıraktığı için piyasaların likidite ihtiyacını karşılıyor.

Kamu bankaları sorunu
Aslında TL piyasasında yaşanan en büyük sıkıntının, geçen hafta başında ödemeler sisteminin çökmesinin de baş sorumlusu kamu bankaları. Özellikle de Halk ve Ziraat Bankası'nın günlük ortalama 5 ila 8 katrilyon lira düzeylerinde seyreden açıkları. Bu sorun çözülmedikçe mali piyasaları rahatlatabilmek son derece güç. Ve bugün siyaset düzeyinde sadece yönetim kurullarının nasıl paylaşılacağı konusunda kavga verilen kamu bankaları konusunda da çok radikal bazı kararlar alınması kaçınılmaz gözüküyor. Çünkü iki kamu bankasının her gün 5 - 8 katrilyon açıkla piyasaya girdiği bu ortamda mali piyasalarda istikrarı sağlayabilmek çok zor...