kapat

01.03.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kurban Bayramı
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )


Bu bayram tatil yok, kan ve gözyaşı var

IMF'nin desteğiyle bir ekonomik program uygularken kasım ayında kriz çıkarmayı başardık.

Yetmedi iki ay sonra bu kez daha büyük bir krize yol açtık. Ülkenin tüm ödemeler sistemini 5 gün süreyle kilitledik. Olan tüm kredibilitemizi de kaybettik.

Üstelik bu döviz krizini 28 milyar dolarlık döviz rezervimiz varken ve bu bir rekor düzeydeyken çıkardık.

Şimdi yangını söndürüyoruz.

Ancak itfaiyeciler değişiyor.
Amir ise aynı yerinde duruyor. İlk kez dün "Benim için, hükümetten çekilmenin hiçbir zorluğu yoktur" dedi. Bu ilginç bir gelişme. Hemen şimdi ayrılmayışının nedenini ise "İçinde bulunduğumuz koşullarda bir hükümet bunalımına neden olursam bunun hesabını ulusa ve tarihe vererem" gerekçesiyle açıkladı. Doğrudur. Bugünkü koşulların üzerine bir de hükümet değişikliği binerse yangın söneceğine büyür.

Ama yangının sönmesi ve devamında yeniden alevlenmemesi için, bir an önce önlem alınması gerekli.

Çünkü geçtiğimiz hafta kilitlenen ödemeler sistemiydi. Bu hafta bu tıkanıklık aşılıyor. Ancak tıkanan ekonominini kan damarları. Şimdi damarların tıkanmasının etkisi vücuda vurdu, reel kesim kan ağlıyor.

3 Ayakta kalma mücadelesi- Reel kesimin büyük kütlesini yansıtan İstanbul Sanayi Odası'nın aylık meclis toplantısına katılarak üretim kesiminin şu an ne yaptığını sorguladık.

Öncelikle belirtelim ki, İSO'nun aylık meclis toplantılarını izlemeye başladığım 1984 yılından bu yana ilk kez bir toplantısını basına kapadı. Sanayiciler ortak bir çözüm yolu bulmak için daha rahat konuşmayı ve tartışmayı uygun buldular.

Toplantı öncesi konuştuğum sanayicilerin son günlerdeki ortak sorunları ve uğraş alanları şu konularda birleşiyor:

* Her sanayici ödemesini mümkün olduğunca geciktiriyor. Ödeme yapmıyor. Bu ödeme yapmama ücret ve maaşlarda bile söz konusu. Kriz öncesinde yaklaşık 70 gün olan ortalama ödeme süresinin ne kadar uzadığı konusunda şu anda veri yok. Sürenin nereye uzanacağı konusunda da bir fikir yok.

* Ancak söz konusu banka olunca durum değişiyor. Çünkü banka kredi faizlerini piyasa faizlerine çıkartıyor. Dolayısıyla sanayici banka dışı ödemelerini geciktirirken, banka ile faiz pazarlığına ve hatta faiz mücadelesine girişmiş durumda.

* Sanayicinin likiditeyi mümkün olduğunca elinde tutmak istemesi, belirsizliğin devam etmesi ve krizin daha da ağırlaşabileceği endişesinden kaynaklanıyor. Üstelik sanayicilere göre kriz bu kez 94'tekinden daha da uzun sürecek ve daha köklü değişikliklere yol açacak. Dolayısıyla şu anda yapılmak istenen ayakta kalmak. Bunun için de elinde nakit para bulundurmak.

* Üretim mümkün olduğunca kısılmış. Asgariye indirilmiş. Mal sevki yapılıyor, ancak fiyatı daha sonra konacak. Çünkü kurun ne olacağı, temel mallara ne kadar zam geleceği belirsiz. Yani özel sektör de hükümetin zam kararını ve kurun nerede oturacağını bekliyor. Ona göre kendi zammını yapacak.

* Sanayici ekonomideki daralmaya ayak uyduruyor. Bunun için olabildiğince işçi çıkartıyor. İlk kez bir bayrama işçi çıkartarak giriyor sanayici. Döviz üzerinden maaşlar yerli paraya çevriliyor, hatta düşürülüyor.

* Sanayici ihracatını da yapamaz durumda. Ödemeler sistemi krizi yaşandığı için yapılan devalüasyon ihracatçıya bile yaramamış. Çünkü sistemin tıkanmasından dolayı ihracatın finansmanı da durmuş.

* Çarklar iyice yavaşlamış. Sanayi türbülansa girmiş uçak gibi. Rotasını kaybetmiş, bekliyor. Güven verilmesini ve bunun için de yeni ekonomi takımının ortaya çıkmasını bekliyor.

* Bu bekleme içinde ve çıkan sorunların da etkisiyle sanayici bayramı ilk kez iş başında geçirecek. Yani tatil yok.

Üretim yok. Yatırım yok. İstihdam artışı yok. Tatil yok. Kan, gözyaşı ve işsizlik var. Son bir umutla Ankara'yı bekleme var.

* Sonuç-"Çoban kendi havasına düşerse ağıl darmadağın olur"

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır