Politikacılar nesli geliyor!
35 - 45 yaş grubu neler konuşuyor onu anlatayım...
Bir kere sinir tuttu, halimize gülüyoruz!
Aramızdan hali vakti iyi olanlar...
Bayram tatilinde yurt dışına çıkacaktı...
Çoğu iptal!
Gidenlere "Size her gün bayram" deniliyor!
Geri kalanlar...
Evinde!
***
Yoğun geçen haftaya parantez açılıyordu...
Pazar günü arkadaşlarla "Brunch" keyfi yapılıyordu...
Onun da adı değiştirildi...
Artık "Kanlıca'da yoğurt yemeye" gidilecek.
Üstelik tek arabada buluşulup öyle yola çıkılacak!
***
Son cep telefonu "Smartphone"u olanlar, "Vallahi billahi kriz öncesi aldım" diye günah çıkartıyor!
Nişantaşı'nda "Ne alırsan yüzde 70 indirimli" yazan vitrinlere, nostaljik bir şekilde, "Yahu bu iki hafta önce olsaydı var ya" anlamında bakılıyor.
Kötü ruhlular dükkâna girip, "Herşeyi uygun, rengini pek beğenmedim" diye eli boş çıkarak sistemden intikam alıyor.
***
40 yaş nesli enteresandır...
Öğrenciliğinde elektrik kesintileriyle büyümüş, lüks lambası ışığında ders çalışmış, siyah beyaz TRT'yi bilen...
Ecevit, Demirel ile büyüyüp bir sabah darbeyle uyanan, sonra gerçekten ders yapılan anfilerde okuyan ve Özal döneminde dünyaya açılan bir kuşak.
Bizim kuşak tam düze çıkacaktı, hepimiz kendi çapımızda bir yerlere geldik, tam "Artık durumu galiba kurtardım, bundan sonra gelecek için çalışayım, çocuklar üniversite çağında, sağa sola biraz para koyayım" derken bu kriz patladı....
Bırak tasarrufu, eldeki para uçtu...
İşler kapandı...
En okumuşlar sokaklarda dolaşır oldu.
Bizim nesil krize hazırlıksız yakalandı.
***
Asıl kimse, çocuklarına ne diyeceğini bilemiyor...
"Rahmetli deden emekli maaşıyla bir daire almıştı" desen çocukları gülmek tutuyor.
"Nerede o daire" deseler, adamın karısı atılıyor...
"Akıllı babanız gül gibi daireyi satıp parayı borsaya yatırmıştı" cevabı sonrası uzun sessizlikler...
"Size geçmiş olsun da, biz ne yapacağız" sorusu genç kafalarda...
Yakın geçmiş formülleri tutmuyor...
Mesela...
Ekonomi oku; maliye, işletme, iş yönetimi bankacılık, yurt dışında master yap...
- Eh sizin arkadaşınız Metin abi böyle değil miydi, hani BMW'sini sattı, şimdi işsiz!
Borsacı olun, dünya borsalarını bilin, hep böyle olacak değil ya...
Çocuklar yorumu basıyor, "Bu endeks daha on yıl böyle gider!"
"Oku bari de, öyle konuş" diyorsun, karizman sarsılmasın diye ama ekonominin karizması kalmadığından keratalar yemiyor, "Dedemin dairesini satmasaydın şimdi kirada olmazdık" cevabı hazır! (Arkadaş gibi büyüttük böyle oldu, eskiden olsa...)
"Basın sektörü, radyo-televizyon, elektronik medya" denecek olsa...
Makaraları koyuyor veletler!
"Peki yavrum bilim adamı olun, ülkeye bir faydanız olsun!"
- Baba, asistan maaşları 300 dolar, otoparkta bekçilik yapsak da olur!
Dayaklık da ...
Kimi döveceksin, haydi dizini dövüyorsun!
***
Bu durumu meslek meslek geliştirebilirsiniz...
Kendi çocuklarınızla tartışabilirsiniz...
Liste daralıyor, daralıyor...
İki mesleğe geliyor.
Biri futbolcu...
Diğeri, siz meslek olmadığını söyleseniz de, çocuklarınızın çeşitli örneklerle meslek olduğunu ispat ettiği "politikacılık!"
Bunların hepsi politikacı olmak niyetinde...
Bir kere seçildin mi...
Ömür boyu maaş garanti!
Sağlık harcamaları desen, milletin cebinden.
Fazla bir risk de yok...
Liderine hoş görün, seçimlerde seni listenin tepesine yazsın...
Farzet seçilemedin, ne gam...
Yine seçim olacak, eskiye nur yağacak...
O zamana kadar eski tüfeklerle laflarsın...
Havaalanı "VIP lounge"larında havayı koklarsın.
Hele hele yıldızlar denk gelir de parti başkanı falan olursan...
Ömür boyu değişmez lidersin.
***
Şimdiki çocuklar futbol topunu alıyor, dizinde zıplatıyor...
Üç kere zıplatanın içine umut doğuyor, "Yırtacağız galiba!"
Çoğunluk onu da yapamıyor...
Veletlerin hepsi siyaset düşünüyor...
Savulun, politikacılar nesli geliyor!
