kapat

01.03.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kurban Bayramı
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Acaba halk, halka ne kadar güveniyor?

Değerli Büyükelçi Özdem Sanberk yönetiminde son derece başarılı çalışmalar yapan TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı), İçişleri Bakanlığı ile birlikte önemli bir çalışmaya imza attı.

Yapılan "Hane halkı" araştırması, halkın polise, gümrükçüye, medyaya, vergi dairelerine, siyasetçiye güvenmediğini ortaya koydu.

Ben de halktan birisi olarak bu gözlemlere katılıyorum.

Ama merak ettiğim birşey daha var.

Acaba bu araştırmaya "halk" maddesi de eklense ve halkın halka ne kadar güvendiği sorulsa ne sonuç çıkardı?

Güvenilirlik sıralamasında halkımız nereye yerleşirdi.

Hiç rüşvet almaz, yolsuzluk yapmaz, yalan söylemez, insanları kandırmaz, yasaları ihlal etmez mi denirdi halk için, yoksa tam tersi mi?

Böyle bir ankette halk, güvenilirlik bakımından kaçıncı sıraya yerleşirdi?

Ordudan ve Cumhurbaşkanlığı'ndan önce mi, sonra mı olurdu yeri?

Yoksa daha aşağılara, siyasetçilerin yanına mı giderdi?

Gerçekten merak ediyorum.

Keşke TESEV ya da bir başka kuruluş araştırmasına halkı da eklese ve biz halkın kendi kendisine ne kadar güvendiğini öğrensek.

***

Yukarıda yazdıklarım sadece akçalı işlerle ilgili.

Oysa çağdaş bir ulus olmanın, ahlâk yanında başka ölçütleri de var:

Seçim zamanlarında sağlıklı değerlendirmeler yapabilmek;

Çeşitli çıkar ilişkileri nedeniyle kendisini baskı altına almak isteyen medya kuruluşlarının yayınlarına kanmayacak kadar bilinçli olabilmek, gerektiğinde sivil toplum olarak sesini yükseltebilmek;

örgütlenebilmek; ülkede estirilen rüzgârlara kapılıp bütün dünyaya meydan okumak gibi çocuksu ve isterik protesto gösterilerine kalkışmamak;

Duygusal gösterilerle ucuz popülizm yapan sahtekâr politikacıları kurtarıcı sanıp bağrına basmamak;

Adinin adisi televizyon programlarına rating patlaması yaptırarak, kepaze şarkıcıların peşine koyun gibi takılmamak;

Ağaçları kesmemek, çocukları dövmemek, köpekleri öldürmemek, kedileri tekmelememek;

Oturduğu yeri kokutmamak; vs.

***

Halkın aydınlık kesimlerini benim kadar tanıyan ve güvenen insan azdır.

Sözüm onlara değil!

Ayrıca; "Halka ne verildi, nasıl eğitildi ki çağdaş bir ulus olma bilinci beklensin?" gibi soruların haklılık payını da biliyorum.

Ama yine de merak ediyorum.

Acaba halk, halka ne kadar güveniyor?

Not: Bu kritik yazı, Bertolt Brecht'in halkı eleştirenlere karşı söylediği "O halde kendinize yeni bir halk bulun!" sözünü çağrıştırabilir. Ama benim amacım, yeni bir halk bulmak değil, hep birlikte sivil toplum bilincini yükseltmek. Çünkü başka kurtuluş yolumuzun kalmadığını biliyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır