kapat

26.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Mehmet Tezkan(mtezkan@sabah.com.tr )


'Yalan dünya'yı gittim, gördüm..

Tatlı hayat bitti mi bitmedi mi? Kriz 'yalan dünya'yı da vurdu mu vurmadı mı? Yeni tartışma bu.. Kimine göre evet, kimine göre hayır.. Orta yolu bulanlar da var.. Diyorlar ki, sadece cumartesi gecesi.. Yalan dünya yedi günden bire indi..

Peki yalan dünya gerçekten biter mi? Kim ne derse desin, bence bitmez.. Çünkü yaşam biçimi.. Kılığıyla kıyafetiyle, yemesiyle içmesiyle farklı bir kültür..

Bırakın içinde yaşamayı, bu dünyaya bir geceliğine girmek bile hazırlık istiyor.. Öyle paldır küldür dalamazsınız..

Türkan Şoray bile kulağında tencere tava çaldırınca dayanamadım.. Gittim gördüm..

Kılık kıyafetten başlayalım..

Baştan söyleyeyim.. Ne giyerseniz giyin mutlaka siyah olacak.. Siyah ceket içinde bisiklet yaka tişört giymek çok revaçta..

İşyerinde dikkat edin.. Gömleğin içine siyah tişört giyerek gelen varsa bilin ki o gece yalan dünyaya katılmaya hazırlanıyordur.. Gömlek işyerinde kıyafeti kamufle eder.. Gece gömlek çıkar, siyahlar içinde yalan dünya başlar..

Bayanlarda ise siyah deri pantalon yaygın.. Uzun kazak veya hırkayla kamuflajı sağlıyorlar..

Bir de beyaz gömlek içine siyah boyunlu kazak giyenler var ki, onlar ayrı bir kategori.. Hani eskiden garsonlar üşümemek için içlerine siyah kazak giyerlerdi ya.. Aynen öyle..

Şimdi bu tarza Akmerkez modası diyorlar..

Gelelim mekâna.. Mekân alacakaranlık.. Sadece mumlar var.. Kıyafetler de siyah olduğu için kimse kimseyi doğru dürüst göremiyor..

Yemek adabı da bir başka.. Küçücük tabaklarda küçücük mezeler geliyor.. Ucundan aldın mı bitiveriyor.. Bu yüzden yemekler iyi mi kötü mü pek anlaşılmıyor..

Zaten gelenler de yemeye değil, içmeye oynamaya geliyor..

Şarkıcı ise mutlaka ama mutlaka eşcinsel oluyor.. Kadın sesli, erkek kılıklı olanlardan.. Hani hep belden aşağı espri yapanlar var ya, onlardan biri oluyor..

Gece nostaljik şarkılarla başlıyor.. Topluluğun ilgisine göre nostaljinin dozu değişiyor..

Benim olduğum gece bir ara "İstanbul'un kızları Yorgi diyor, Yorgi" diye bir şarkıyla insanlar kendilerinden geçti.. Elimde önceki gecelerle ilgili veri olmadığı için dozunun aşılıp aşılmadığı konusunda bir yargıya varamadım..

Ama itiraf edeyim ki; bunca insanın 'Yorgi, Yorgi' diye göbek atması çok garibime gitti..

Gecenin en heyecanlı kısmı, aşçı ve garsonların ellerinde tencere ve tavalarla masa masa dolaşmasıydı..

Oturduğunuz masaya geliyorlar, kulağınızın dibinde bütün güçleriyle tencere ve tavalara kepçeyle vuruyorlar..

Bilirsiniz.. Eskiden Ege yöresinde adetti.. İçki sofrası kurulur..Yenilir içilir.. Çakırkeyif olunca da zurnacı çağrılırdı..

Zurnacı gelir sırayla masadakilerin kulağına dakikalarca üflerdi.. Alışık olmayanın kulağı bir hafta çınlar dururdu..

İşte aynen böyle bir şey.. Kulak zarım yırtılıyor zannnettim..

Ucu açık eğlence sabahın üçüne dördüne kadar sürüyor.. Artık kim ne kadar dayanırsa..

Yalan dediğimiz dünya böyle bir şey..

Peki biter mi, bitmez mi?

Ara sıra merak edip uğrayanların dışında aktörlerinin tümü rantiye olduğu için bitmez..

Gittim, gördüm..

Sekteye uğrayabilir ama inanın, bitmez..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır