Hoşgörü hukuku

Milli Güvenlik Kurulu "misli görülmemiş zirve kavgasından sonra", Çankaya Köşkü'nde, bugün yeniden toplanıyor.

"Kurula" başarılar diliyoruz.

Ve ulusça "sağduyunun, hoşgörünün, uzlaşmanın" galip gelmesini bekliyoruz.

Orhun Anıtları'nda yazılıdır ki;

"Ey Türk ulusu.

Tutsaksan özgür, yoksulsan varlıklı, çıplaksan giyimli olacaksın.

Yeter ki birliğini bozma."

"Büyüklerimiz" Çankaya'da çatışırlarsa...

"Birliğimizin bozulması için fırsat kollayanlara" en büyük kozu vermiş olurlar.

***

Süleyman Demirel'e sorduk:

- Kaç MGK toplantısına katıldınız?

- 285 defa... Bunun doksanında MGK başkanı idim.

- Herhalde MGK toplantılarında pek çok olay yaşadınız.

- Doğrudur, yaşanmıştır.

Yine sorduk.

"Neler oldu?.. Nasıl oldu?.. MGK nasıl çalışır?.. Kim kime ne der" gibi soruları sıraladık.

Demirel dedi ki:

- Anlatayım.

***

Ve Süleyman Demirel başladı anlatmaya:

Devletin normları vardır.

Devlet hizmeti görülürken kişi üsluba ne kadar dikkat edecektir?

Öze ne kadar dikkat etmesi lazımdır?

Tabii çalışma ahengine dikkat etmek şarttır.

Kişi neyi, nereye kadar söyleyip, götürecek?.. Nerede duracaktır?

Herşeyin sınırı var.

Öfke, hiddet nasıl kontrolde tutulmalı?

Nereye kadar müsaade edilebilir, nereye kadar müsamaha ile karşılanır?

Kişi bunları kimliğinde bulur.

Bütün bunların bir kitabı, tanımı, okulu, reçetesi yoktur.

Bunlar tecrübe denen kavramın içinde mevcuttur.

Birikimin verdiği kazançlardır.

***

- Sayın Demirel... Siz öfkenizi nasıl kontrol altında tutardınız?.. Yumruğunuzu ya da dişinizi sıkarak mı?

- Duruma ve zamana göre... Bazan... İkisini birden sıkacaksın.

***

Demokrasinin "ABC"si, diyalog, hoşgörü, uzlaşma.

Söyleme gelince, demokratlığı kimseye bırakmayanlar, bu "ABC"yi bilmezler mi?

Bildikleri halde neden hoşgörüsüzdürler?

"İnattan" mı?

"Kapristen" mi?

Neden, neden, neden?

***

Voltaire'in bir sözü var:

"Hoşgörüsüzlük hukuku, son derece saçma ve barbarcadır.

Kaplanların hukukudur.

Ancak, daha fazla dehşet vericidir.

Zira kaplanlar sadece yemek için öldürürler.

Biz ise birbirimizi paragraflar için yok ediyoruz."

Voltaire'in bu sözleri söylediği tarih, 1764...

Aradan 237 yıl geçmiş.

Ve bizde hâlâ "kaplanların hukuku" uygulanıyor.

"Paragraflar için" insanlar birbirini yaralıyor.

Yaralanan sadece kendileri olsa neyse...

Ülkenin huzuru da dinamitleniyor.

***

Türkiye'de nefesler kesildi, gözler MGK toplantısına çevrildi.

Türkiye "bu zirveye" kitlendi.

Zirvedekiler halkın umudunu boşa çıkarmamalı...

Ve ülkenin geleceği ile daha fazla oynamamalı.