kapat

26.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Yilmaz Karakoyunlu(yilmazk@sabah.com.tr )


Bürokratik cumhuriyette irsaliye...

Uzun süredir Türkiye için "Bürokratik Cumhuriyet" deyimi kullanılıyor. Başlangıçta bu sözün anlamı, bürokrasinin işleri sürüncemede bırakmasıydı. Kavram sonradan nitelik değiştirdi ve tehlikeli bir yere oturdu.

Devlet yönetiminin ali kıran baş keseni bürokrasidir...

Eskiden bürokrasi, gücünü ve cesaretini siyasetten alır, halka eziyet eden sistemin simgesi olarak göz korkuturdu. Şimdi devleti yöneten kudret konumuna geldi ve siyaseti baskı altında tutmanın simgesi oldu.

Uluslararası ilişkilerimiz genişleyip derinleştikçe bürokrasi, bu ilişkilerin desteğiyle siyaset kadroları üzerindeki baskısını yoğunlaştırdı. Öyle günlere geldik ki, bürokrasinin "he" demediği bir kanunu Meclis'ten çıkarmak mümkün olmadı. Siyasetçi güvendiği bürokrata teslim olmuştu.

Hazine Müsteşarı'ndan korkmayan ekonomi bakanı var mıydı?

Merkez Bankası Başkanı'ndan korkmayan Maliye Bakanı var mıydı?

***

Bütçelerin komisyon görüşmelerine bakın; bürokrasinin dayattığının tek kelimesini değiştirebilecek siyasi otorite görebilir misiniz?

Tutanakları okuyun ve düştüğümüz bu durumda ekonomi bürokrasisinin baskısını, hiddetini ve şiddetini görün...

Şu meşhur bankalar yasası var ya, o yasayı önce ekonomi bürokrasisinin direktifleriyle hazırladık. Meclis'te iktidar ve muhalefet milletvekilleri günlerce yasanın yanlış olduğunu kürsülerden haykırdı; ama sözünü dinletemedi.

Ekonomi bürokrasisi Nuh diyor, peygamber demiyordu. Sonunda yasayı istediği gibi çıkarttı. O kanun tam bir yıl askıda kaldı, uygulanamadı. Bir yıl sonra Meclis'teki eleştirilerin doğruluğu anlaşıldı ama bürokrasi burnundan kıl aldırmadı.

Bu tempoya bir de bürokrasi üstü büyük güç Cottarelli eklenince, kabak başımızda patladı...

***

Bütün faturaların siyasetçiye kesildiği gelenekten geliyoruz. Böyle olunca bürokrasi paçasını kurtarabiliyor...

Merkez Bankası Başkanı istifa etmiş... Hazine Müsteşarı'nın istifası yoldaymış...

İşin doğrusu, istifaya fırsat vermek yerine "görülen lüzum üzerine" açığa alınmalıydı... Faturalar sadece siyasetçiye değil, işin başındaki bürokratlara da kesilmeli...

Bürokratik cumhuriyette artık faturadan önce irsaliye kesmeyi öğrenmeliyiz...

Hazine'nin, Maliye Bakanlığı bünyesinde olduğu yıllarda Hazine genel sekreterleri, Merkez Bankası'nı kendisine bağlı şube müdürlüğü gibi görürlerdi.

Bu sistemi yerleştirmiş iki maliyeci vardı. Kemal Cantürk ve Ahmet Tufan Gül... Bunların yönetiminde Merkez Bankası başkanlarının "gıkı" çıkmazdı. Başkanlar eski maliyeciler oldukları için, kendilerini hâlâ maliye memuru sanıp bağlılık belirtirlerdi. Tek isabetli istisna rahmetli Naim Talu idi ve Merkez Bankası'nda çekirdekten yetişmiş iktisatçıydı...

O sistem o günlerde ne kadar yanlış idiyse, bugün kimseye karşı sorumluluğu olmayan bir Merkez Bankası Başkanlığı sistemi de yanlış...

Merkez Bankası Başkanı ancak milletin anası ağlayınca ve süresinin dolmasına bir ay kala istifa edebiliyor. Hem de bankalar toplantısının yapıldığı gün...

Gelirsin, toplantıya katılırsın, görüşlerini belirtirsin ve en azından sisteme topluca veda fırsatı yakalarsın. Bankalar toplantısına katılmak ihtiyacı bile duymadan görevi bırakan Merkez Bankası Başkanı, bürokrasinin ne kadar egemen olduğunu gösteriyor...

Sistem, sorumluyu teşhir esasına dayanmalı.

Siyasetçi faturayı ödemeye hazır olduğunu söyleyince kendini yönlendiren bürokratına da irsaliye kesmeyi bilmeli... Seçerken de adam gibi seçme hakkını ve yeteneğini kullanmalı.

Siyasetçi önemli mevkilere bürokratı ile gelmeli, işi bitince bürokratı ile gitmeli...

***

Türk ulusu siyasetçisini sevmiyor. Böyle olunca haklı haksız her faturayı keseceği bir muhatap bulmuş olmanın rahatlığını sürüyor. Açıkçası, siyasetçisini hamam oğlanına çevirmiş başka ülke yoktur.

Şimdi o ünlü "internet kamuoyu" harekete geçmeli ve hatalı bürokrasiye fatura kesmenin gerekliliğini toplumun temel değer yargılarından biri haline getirmelidir.

...dil olmanın ahlâkında cesaret göstermeliyiz...

Birileri de çıkıp, ekonomi bürokrasisi denen bu iddialı ve pahalı tarifin içinde kimlerin yer aldığını açıklamalıdır...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır