kapat

26.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Cetin Altan(caltan@sabah.com.tr )


Gazetecilik ve İstanbul

K!ış güneşi, bir acayip batıyor istanbul'da. Hele akşam üstü Boğaz Köprüsü'nden geçerken... Kızılı, turuncuyu, açık moru, toz pembeyi; narlanmış bir ateş kokteylinde iyice çalkaladıktan sonra, Sarayburnu önlerinden, Dolmabahçe açıklarına doğru upuzun serpiverin... Biraz da vişneçürüğü dökün üstüne...

Uzak, çok uzaklarda, erguvan sislerin içinden sadece siluetleri görünen kubbelerle minareler...

Böylesi bir masalın hiç bitmeyen vuslatında yaşamak...

Sonra uzun TIR'lar...

Sonra kamyonlar...

Sonra kamyonetler...

Sonra minibüsler...

Kornalar, küfürler, çukurlar, çarpıkçurpuk evler, Kumkapı meyhaneleri, garsonlar, çaycılar, sırt hamalları... Kaytan bıyıklı delikanlıklar, kırıtkanlığı utangaçlığında eriyen kıyı mahalle tazeleri...

İstanbul yarısı felçli bir kaplan, yarısı makyajlı bir timsah gibi... Yarısı kanatsız bir yarasa, yarısı ıslık çalan bir tosbağa...

Oldum bittim hep düşünürüm; biz bu kenti ne doğru dürüst izleyebildik, ne de anlatabildik...

Ne Yakacık, Menekşe'yi bilir; ne Alibeyköy'ü, Çiftehavuzları...

Dudullu, Sarıyer'den Madagaskar kadar uzaktır; Adalar da, Davutpaşa'dan...

Mahkemelerde olup bitenler...

Arşiv dairesinde kimlerin çalıştığı...

Nasıl nöbet tutar itfaiyeciler?..

Saat kaçta kimler çıkar balığa?..

Kaçta açılır toptancı hallerinin kapıları?..

Şu polisin bir haftalık yaşamı nedir?..

Vali Bey, bir ayda kaç kez gider havaalanına?..

Kimler yatar hastanelerde?..

Kimler tavla oynar Mevlanakapı kahvelerinde?..

Diskolarda vestiyerlik...

Göztepe Camii'ne yeni tayin edilen imam...

Fikirtepe'deki düğün...

Kapalıçarşı'daki su börekçisi...

PTT için çalışan teknisyenler..

Mahalle bakkalarında çıraklık edenler...

Kaporta işçileri...

Hızlı vapurların genç kaptanları...

Saksıda ıtır büyüten başörtülü yaşlı kadın...

Günde on kez telefonla yarenlik eden Etiler'deki dilber...

Kapıcıların öncelik tanıdığı kasap...

Kasabın sevdiği dul kadın...

Asfaltı, gözboyamasına, döken müteahhit...

Özel teknesinde parti düzenleyen genç zengin...

Ağacında çürümüş bir ceviz gibi, yaşamı boşa geçmiş emekli...

Emeklinin oğlu, emeklinin kızı...

Biz nesini, ne kadar biliyoruz ki, İstanbul'u?..

Varsa yoksa, Ankara'daki siyaset...

Bir dosta dedim ki, neden İstanbul'dan bu kadar uzak; İstanbuldan uzak olanlara bu kadar yakınız?

Dostum dedi ki, kişi yaşadığı yerdekileri eleştirilerle kuşatmaya kalkmadığı ölçüde, belasız yaşar... Çatacaksan çat Ankara'ya; İstanbul'u rahat bırak...

İstanbul'da neden artmaz tirajlar?

Çünkü İstanbul'da yaşıyoruz. Ne olur, ne olmaz; İstanbul'a karşı ılımlı politika... Ankara'ya karşı sert; o da seçilmişlere karşı... Atanmışlar gözardı...

Sanırım ki, bu dönem de artık sona ermede... İstanbul'u; Roma'sı, Bizans'ı, Osmanlı'sı, Cumhuriyet'iyle, bir uygarlıklar sergisine dönüştürmek gerek...

I.Teodosius'un mezarı nerede? Hangi zindanda boğuldu Genç Osman? Bostancıbaşılardan kaç tanesi atandı sadırazamlığa? Hepsi çıksın ortaya...

Adım adım izlenmeli her mahkeme; adım adım izlenmeli her kazılmış yol...

Ve kent mutlaka her gece çalışmalı...

O kadar güzel batıyor ki, güneş İstanbul'da... Güneşin doğuşundaki ışık ve akıl gibi, hep birlikte ve her yerde ışıl ışıl olmalıyız İstanbul'da.

Bunun da öncülüğü, sanırım bizim meslekten geçiyor.

Ankara'ya takdırdığımız aklımızdan ötürü, İstanbul'u görmeyen gözlerimizle, gazetecilikten...

Not: 13 yıl önce yazılmış bir yazı... "Güneş"den...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır