Emekliye çok görülen huzur

Karadeniz Ereğlisi'nden yazan bir emekli okurumuz Mustafa Altınyay, Emekli Sandığı'ndan şikayetçi... Yıllarca devlete hizmet verdikten sonra, devletin emeklilere aynı hassasiyette hizmet vermediğini söylüyor.

Altınyay'ın mektubunu birlikte okuyalım:

"Size devleti şikayet ediyorum.

Çünkü onlar bizim şikayetimizi dinlemez, bizlere kanun yönetmelikten bahsederler, bizleri hakir görürler.

Bu yazımı benim durumumda olan tüm emekli memurlar adına yazıyorum, çünkü Allah göstermesin aynı durum onların da başına gelebilir.

Ben 26 yıl devlet dairesinde çalışarak emekli olmuş bir kişiyim. 10 yaşında oğlum 4 yıldan beri her 6 ayda bir olmak üzere doktor kontrolünde bulunduğum yer olan Karadeniz Ereğlisi'nden İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilmekteyim.

Burada gerekli tıbbi kontrol, tahlil yapıldıktan sonra geri dönüyoruz. Bu altıncı ayda 5.12.2000 tarihinde İstanbul Tıp Fakültesi'nde çocuğumun sevkini yaptırdım, hastaneden 8.12.2000 tarihinde çıkarıldım. Evraklarımı Emekli Sandığı Sağlık Daire Başkanlığı'na gönderdim. Oradan bana sadece gidiş-dönüş otobüs parasını ödediler. Emekli Sandığı ile 2 kez yazışmamızda ilgili yönetmeliğe göre harcırah bedelinin ödenemeyeceğini bildirdiler. Bu ne biçim devlet. Orada 5 günümü geçiriyorum.

Otelim, yemeğim vs...

Harcadığım masrafımı düşünebiliyor musunuz, miyonlar harcıyorum, bana üç kuruş harcırah ödenmiyor.

Bizler tedavi olmayalım mı veya ondan bundan dilenip, borç para bularak tedavi mi olalım? Üstelik bu 10 yaşında bir çocuk. Ben hastaneye gezmeye mi gidiyorum. Sayın milletvekilleri aile boyu Amerika'da hospitillarda tedavi görürken bizim üç kuruşluk harcıhımız neden ödenmiyor? Çalışanına, emeklisine sahip çıkmak bu mu?

Lütfen sizin aracılığınızla siyasilerimizin bu eşitsizliğe ve haksızlığa bir an önce giderilmesi hususunda bürokratlara talimat vererek düzeltmelerini rica ediyorum."

İmdat!
"Sayın Bülent Ecevit, bizler Bolu Mudurnu'da tavukçuluk ile geçimimizi sağlayan 3 bin üretici, 2080 çalışan işçi, 200 nakliyeci 150 tedarikçiyle beraber Mudurnu Kasabası'ndan yaşamımızı sağlayan 25 bin kişi adına siz değerli büyüğümüze sesimizi duyurmak, yok olmakta olan işlerimizin hayati sorunlarına çare bulabilmek için size yazıyoruz.

3 aydır işçilerine, üreticilerine, tedarikçilerine para ödeyemez durumdadır.

Mudurnu Tavukçuluk A.Ş. tüm borçlarını kabul edilebilir ödeme planı içinde ödeyecek ve biz halkımızın manevi destekleriyle bölgemiz ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaya kararlılıkla devam edeceğine şüphemiz yoktur. Bugün çiftçilerin kümeslerinde yemsizlikten ölümler, çevre kirliliği başlamıştır.

Deprem felaketinden zarar gören yöre halkı ekonomik felaketle karşı karşıyadır, yöre halkımızın tek geçim kaynağı tavukçuluktur.

Bolu bölgesinde yaşayanlar olarak size ulaşmak için çaremiz bu mektubu yazmak olmuştur. İşçi maaş alamamakta, tedarikçiler ve nakliyeciler de şirketle birlikte zor durumdadırlar. Bölgesel, sosyal huzursuzluklar başlamak üzeredir.

Hepimizi ilgilendiren bu sorun karşısında duyarsız kalmayacağımıza inancımız tamdır. Yöremizdeki söz konusu durumun aciliyetini bilgi ve takdirinize saygılarımızla arz eder, siz büyüklerimizden ve devletimizden acil yardımlarınızı bekleriz."

Bolu Belediye Başkanı Yüksel Ceylan
Beta'dan müşteriye özel hizmet

"Ocak 2001 tarihinde Akmerkez Beta Ayakkabı Mağazası'nda iki çift ayakkabı aldım. Toplam tutarı 80 milyon lira olan bir alışveriş yaptım.

Ancak almış olduğum botların ikisi de ayağımı çok kötü bir şekilde yara yaptı ve bu botları aldığım mağazaya götürerek şikayetimi dile getirdim. Botları daha alırken ayak tabanımın oturmadığını söyledim. Tezgahtar da ısrarla bana birkaç gün giydikten sonra düzeleceğini söyledi.

Ancak malesef öyle olmadı. Bu nedenle ben mağazaya gittiğimde de mağaza müdürü Ali Bey bana o tezgahtarın işten ayrıldığını söyledi ve beni sinirli bir şekilde başından savdı.

Size bu yazıyı yazmadan önce tekrar mağaza müdürü Ali Bey ile görüşüp bu durumu anlattım. Kendisi bana son derece agresif tavırlar takındı. Ben açıkçası verdiğim paraya mı, giyemediğim ayakkabıya mı, köpek gibi azarlandığıma mı yanayım şaşırdım. Ne diyeyim?"

Ayşe Pelit - İstanbul
Bir türlü gelmeyen ödenek

"Nüfus sayımının üstünden ne kadar süre geçtiğinden haberiniz var mı? Fatih Kaymakamlığı'nı aradığımızda hep aynı şeyi söylüyorlar.

Ödenek gelmedi deyip, yine aramamızı istiyorlar.

Alacağımız parayı şimdiye dek telefona vermiş bulunuyoruz.

Bizimle dalga mı geçiyorlar. Hani biz saf vatandaşız ya!..

Yoksa kendileri alıp mı kullandı. İnanın anlayamadım."

Tufan ve Levent - İstanbul
Bu nasıl garanti?

Tazmin edilmeyen zarar

"Interline Telekomünikasyon San. Tic. Ltd. Şti'nin Temmuz ayında açtığı bir kampanyadan 40 milyon lirasına bir cep telefonu aldım.

Bir süre kullandıktan sonra sarj cinazım dolum yapmamaya başladı.

Ocak ayı civarıydı...

Ve şarj cihazım tamamen bozuldu.

Hemen cihazı aldığım yerden bana verilen garanti belgesini bulup firmaya başvurdum.

Gerekli işlemlerin yapılmasını ve zararımın tazmin edilmesini istedim.

2-3 hafta sonra firmadan cevap geldi. Cihazın tamir edilemeyeceğini 15 milyon lira karşılığı yeni cihaz verebileceklerini söylediler.

Cihazımı tamir edilmeden geri aldım.

Şimdi garanti belgelerini süs diye mi verildiğini sormak istiyorum."Ufuk Gürler - İstanbul

Bozuk saat sattılar
Slazenger'ın ayıbı

"22 Kasım 2000'de 100 milyon lira ödeyerek satın aldığım Slazenger marka saatte arıza olduğu ilk hafta tespit edilmiş olup, 2 aydır bu arızalarını ne giderebildiler ne de değişimini yaptılar. Bunun üstüne bir de terbiyesizlik yapıp elinizden geleni ardınıza koymayın dediler. Ben de elimden geleni yapıp, sorunumu size iletiyorum. İlginize teşekkürler."Levent Arnik Ğ İstanbul