Coruna'dan alınacak dersler..
Keşke İzmir Belediye Başkanı Ahmet Priştina da, bizimle birlikte Coruna'ya gelseydi.. Çok yaşayanın değil, çok gezenin bildiği gerçeği, ona da bazı şeyler öğretirdi.. Sadece ona değil.. "Korumacılık" diye her yeniliğe, her gelişmeye karşı çıkan, insanoğlunun yolunu kesmek için elinden geleni yapan ve de hiç sıkılmadan kendilerini "Aydın- Entelektüel" ilan edenlere de öğretecek çok şeyi var Coruna'nın.. Tabii içlerinde gerçekten öğrenme isteği varsa.. Zülfü Livaneli ile ortak bir uygulamaya yapıyoruz.. Entelektüel, aydın, çok saygın bir sözcük.. Bir ülkede, uygarlığın ölçüsü onlar hatta.. Bu saygın sözcüğe gölge düşürmemek için, kendini aydın, entelektüel sananlara, ayrı bir sözcük kullanılıyoruz.. Entel..
Ben ayrıca bu sözcükten başkalarını da türettim..
Gentel.. Geri zekalı entel.. Sentel.. Safentel.. Ve saire..
Coruna, İspanya'nın en eski kentlerinden.. Ülkenin okyanusa açılış kapılarının en önde gelenlerinden.. 15. Yüzyıldan bu yana, balıkçılık ve ticaretle geçiniyor.. O ünlü tarihteki İspanyol Donanmasının limanı da burası.. Yani, tarihi bir kent.. Yani bizim dille SİT!..
İzmir'e çok benziyor.. Küçük bir kopyası sanki.. İki körfez arasında minik bir yarım ada.. Daracık daracık sokaklar.. Körfezlerden biri, dev tesislerle liman.. Öteki, tıpkısının aynısı bizim Kordon.. Bir tarafı deniz yolun.. Öte yanı, sıra sıra apartmanlar.. Bizim otel bu Kordon'da.. Ve bu Kordon'dan altı şeritli, geniş bir yol geçiyor.. Kent içi yollar daracık olduğu için, ulaşımın atar damarı bu Kordon Caddesi.. Tüm deniz kıyısını dolaşarak, bir baştan bir başa, kentin sahil yolu olmuş.. Burada, Coruna Avukatları yok.. Bu yüzden "Bu yol gerekmez" diye davalar açılmamış.. Sahil Sit alanı ilan edilmemiş..
Neden?..
Herşey insan için çünkü.. Otelin önünde geniş bir kaldırım.. Sonra altı şerit yol.. Sonra daha geniş bir kaldırım.. İnsanlar burada koşuyorlar, köpeklerini gezdiriyorlar, oturup denizi seyrediyorlar.. Sonra bel hizasına bir duvar.. Eski Kordon gibi.. Oradan kumsala iniyorsunuz.. Bu körfezde yüzülüyor.. İnsanlar içine etmiyorlar çünkü. Biz otele gelirken, şubatın ortasında yüzenler vardı, gördük..
Yani Bay Priştina.. Benim Sosyal Demokrat Halk adamım.. Üç şerit gidiş, üç şerit geliş kente nefes aldıran geniş cadde, Coruna Kordonu.. Sonra halka nefes aldıran geniş kaldırım. Sonra plaj ve eğlence alanları.. Burhan Özfatura aynen bunu planlamıştı.. Ama siz, o yola izin vermediniz.. İzmir trafiği bunalıyor, umurunuzda değil.. Çünkü, entel korumacalığında insana değer yok.. Coruna'dan alınacak dersler çok.. İleri günlerde anlatmaya devam edeceğiz..
TEBESSÜM
Kadının biri yanında bir arkadaşı ile karakola gitmiş ve kocasının kayıp olduğuna bildirmiş.. Komiser de kadından kocasını tarif etmesini istemiş..
Kadın:
"Tabi demiş "benim kocam 35 yaşında, 1,85 boyunda, atletik , yapılı, kahverengi ve dalgalı saçları, mavi gözleri, insanın içini ısıtan bir ses tonu ve çocuklara karşı inanılmaz bir sevgisi var"..
Yanındaki arkadaşı şaşırmış:
"Aaa sen ne diyorsun? Senin kocan 45 yaşında, 1.65 boyunda, şişman, kel, sesi çok kalın ve çocuklardan nefret eder..???"
Kadın hiç istifini bozmamış:
"İyi de onu geri isteyen kim?"
Şovmen!..!
Erol Badancak adlı okurumuz, beni Türkçe Ombudsmanımız Hakkı Devrim ağabeye şikayet etmiş..
"Hülya Avşar'a şovmen diyor. Şovgörl demesi gerekmez miydi, ya da şovvomın" diye..
Hakkı Ağabey "Muziplik ediyorsunuz" diye yanıt vermiş.. "Hıncal iyi ingilizce bilir, Türkçede de iddialıdır. Bir diyeceği varsa söyleyecektir."
Var tabii Hakkı Ağabey..
Erol Kardeşimiz bu tespiti ile bir ödül hakketti. Ona bir CD yollayacağım.. Eğer bir walkgirl, ya da walkwomeni varsa, hemen beni arasın..
Biz burada türkçe konuşup, türkçe yazıyoruz.
Bana sözcüğün, ingilizce, fransızca, arapça, farsça aslını anlatıp eleştirenlere katılmadığımı hep yazdım..
Benim milletim nasıl almış, nasıl kullanmışsa, türkçesi o..
İngilizcesinden bana ne?.. Burası Amerika mı?.
Bu bir..
İkincisi, man, yani adam (Adem) dünyanın hemen her dilinde "İnsan" anlamı da taşır.. Feministler ne kadar çırpınırsa çırpınsın..
Hakkı Ağabey haklı.. Keşke şovmen yerine, ayni anlama gelecek kısacık bir sözcük bulsaydık..
Türk Dil Kurumu sözcük üretmiyor, çeviri yapıyor artık..
Bu yüzden de önerileri benimsenmiyor.. Halk da kulağına hoş gelen kısa lafı, nerden geldiğine bakmayıp benimsiyor.
BİZİM DUVAR
Eski liderlerden Baykal'a
uyarı; hoopppp
sol yap gel..
Hakan&Utku
Kaç yıl geçti aradan da, daha dün gibi..
Burası Yapı Kredi Bankasının Galatasaray'daki Kazım Taşkent Galerisi değil, Londra'daki ünlü Doğa Müzesi sanki.. Dinozorlar, dinozorlar, dinozorlar.. İşin en acı yanı, bu dinozorlar bana gelip gelip "Ağbi" demiyorlar mı?..
Baktım kapıda Şevket Uğurluel.. Hayatımda hiç bu kadar sevinmemiştim, onu gördüğüme.. Oh be.. Benim de "Ağabey" diyeceğim biri çıktı nihayet..
Efendim Yapı Kredi Bankası "Kaç Yıl Geçti Aradan" diye iki nefis CD yapmış.. Türk Pop Müziğinde 60 ve 70'li yıllar.. Ali Kocatepe'nin projesiydi bu.. Eski Genel Müdür Burhan Karaçam ile yol çıkmışlardı. Karaçam ayrılınca biraz gecikti, ama sonuda çıktı.. Dileriz devam eder ve 2000 yılını bulur ve Türk Popunun minik bir tarihini 4 CD ile tamamlarız.. Galerideki kokteyl, bu CD'lerin tanıtımı için..
Tarih, Little Lucy ile başlıyor.. O devirde, sadece şarkılar ve türküler türkçe söylenirdi. Popun türkçe olması düşünülmezdi bile.. Bu yüzden, Türkiye'nin Frank Sinatrası diye tanınan Erol Büyükburç, kendi bestesine dahi ingilizce sözler koymuştu..
"O little Lucy, Please Come to me" dillerimizden düşmezdi.. İşte Erol köşede.. 1960'ların efsanesi Erol.. Ankara'ya geldiğinde gece kulüplerinde çalışırdı, kapısından geçemezdik, hani para.. Şimdi çarşı olan Büyük Sinema'da konser verdiğinde ise kapılar zorlanırdı.. Tepinen gençlerden balkon çöker diye korkardık.. Erkan Özerman iki tane davetiye bulurdu bana.. "Büyükburç'un konserine iki biletim var" dedim mi, elimi öpen kızı götürürdüm yanımda.. Öyle sükse yapardı, bu konserlere birini davet etmek..
CD, efsane adam Alpay'la devam ediyor.. Sahneye çıkmazdı. TV de yok.. Herkes sesini ezber bilir, ama yolda görse tanımazdı.. Ersan Erdura.. Barış Manço.. Dağlar Dağlar tabii.. Nükhet Duru.. O benzersiz Melankoli ile.. Özdemir Erdoğan'ın, Fatma Karanfil ile düeti, Keman Öğretmenini hatırlayan kaç kişi var bugün.. Nasıl duygusal bir şarkıydı.. ve Bülent Ortaçgil.. O zaman yapımcı Ali, getirdiği makarayı Grundik TK 24'e takınca "Sen çılgınsın" demiştim ona.. "Bu satar mı?.."
"Satmasa da, beni batırsa da, bu albümü yapacağım.. Bu albümü yaptığım için kendimle iftihar edeceğim" demişti. Yaptı.. Para kazanmadı. Satmadı.. Ama haklı çıktı.. Bülent klasik oldu.. Olmalı mı, Olmamalı mı?..
Pop tarihi Erol Evginsiz olur mu?.. Erol, Melih ve Çiğdem.. Sevdan Olmasa tabii..
Sonra Sezen.. Albüme adını veren Kaç Yıl Geçti Aradan.. Ve Türk popunun en güzel şarkılarından biri.. Bestecisinimn sesi ile üstelik.. Bora Ayanoğlu ve Fabrika Kızı.. Ve vurmaya devam.. Melike Demirağ, Arkadaş.. Zülfü.. Leylim Ley.. Esmeray.. Unutama Beni.. Ne şirin şarkıydı o.. Ve de Esmeray'ın o kısık sesi.. İlk Eurovision yarışmasının kazandırdığı seslerden Atilla Atasoy.. İskender Doğan.. Kan ve Gül'le tabii.. Ve final.. Birinci CD'nin finali.. Hollanda'da liste başı olan Beyaz Kelebekler.. Sen Gidince..
Setin ikinci CD'si de müthiş..
Seninle Bir Dakika.. Tabii Semiha Yankı.. Hey koca Tanju hey.. Hasret'le.. Ajdasız pop tarihi olur mu?.. Boş Sokak.. İlhan İrem'i bir Sezen Aksu klasiği izliyor.. Kaybolan Yıllar.. Timur.. Koca Timur.. İspanyol Meyhanesiyle.. Modern Folk Üçlüsü ile Nükhet'in dünyayı dolaşan şarkısı Dostluğa Davet.. Nilüfer'den Her Yerde Kar Var.. Arkadaşımın Aşkısın'ı Neco okuyor.. Ve Sabahattin Ali, Ali Kocatepe, Nükhet Duru üçgeninden bir başyapıt.. Ben Gene Sana Vurgunum.. Berkant'ın milli marştan sonra en çok söylenen şarkısı, Samanyolu.. Sibel Egemen'in sözlerine bir kaç kelime ile benim de katıldığım Hayret'i.. Ali Kocatepe'nin imza şarkısı Hey Gidi Dünya Hey.. Ve unutulmaz Cem Karaca.. Resimdeki Gözyaşları..
Yapı Kredi Bankasına, Ali Kocatepe'ye yürekten teşekkür.. Harika bir derlemesi olmuş, Türk Popunun ilk 20 yılının.. Bu iki CD, her evde bulunmalı..
Ve de "Ne olur" arkası gelmeli..
SEVDİĞİM LAFLAR
Yüreğinizde hep aşk olsun sevdiğinizi ve sevildiğinizi bilmenin yaşamınıza kattığı sıcaklığı ve zenginliği hiçbir şey veremez size.
Oscar Wilde (Teşekkürler Taner)
En İnce Kitaplar
Avukat İbrahim M. Çölova "Şu 'Dünyanın En İnce Kitapları' serinize bir ek de benden" diyor.. Hoş!..
20- Hıncal Uluç'un İşine Gelmeyen Sorulara Verdiği Cevaplar.
