kapat

23.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Dalgaya bak!

Dün sabah daha fakir, daha borçlu ve hükümeti tarafından dalga geçilen insanlar olmanın kızgınlığı ile uyandık.

Bizi bu kadere mahkum eden siyasi kadronun millet uykudayken yaptığı başarılı (!) toplantıdan sonra "dalgalı kur sistemi"ne geçildiği ilân edildi.

Bundan böyle döviz fiyatını devlet değil, arz-talep dengelerine göre piyasanın kendisi belirleyecek.

Peki tasarruflarını, borcunu, alacağını devletin taahhüdü olan "sabit kur"a göre yönlendirmiş ve hayatını buna göre planlamış olan insanlar ve kurumlar ne yapacak?

Hükümete güvenmemek gerektiğini, bu ülkede can ve mal güvenliğinin devlet garantisi altında olmadığını bir kez daha öğrenecek..

Ayıp değil mi, yazık değil mi?
Yabancı ekonomi otoriteleri de "dalgalı kur"un bu aşamada en doğru tedbir olduğu noktasında birleşiyor. Çünkü...

Piyasanın kendi kuralları ekonomiyi, böyle bir hükümetten daha iyi yönetir!

Başarı şarta bağlı..
IMF, devalüasyon nedeniyle bir iki ay artacak olan enflasyonun sonra yeniden düşmeye devam edeceğini söylüyor.

Ama bunun şartı, hükümetin gerçekten istikrar programındaki öteki taahhütlerine uyması, bütçeye bağlı kalarak gelirinden çok harcama yapmaması, özelleştirmeleri ve yapısal reformları hızlandırmasıdır.

Bunlar gerçekleşirse, IMF'den gelecek parasal destek, borsanın cazibe kazanmasından ötürü geri dönecek yabancı yatırımcılar, artacak olan ihracat ve turizm gelirleri, ayrıca yüksek faizin çekiciliği, ithalâtın da daralması ile birlikte dövize olan talebi bastıracağı için denge daha kolay kurulacaktır.

Ama hükümetin TL'ye ve dövize yüksek faiz veren ve piyasayı bozan fon bankalarının sorununa hemen çare bulması gerekir.

Milletin ciğerini söken ameliyatın müsebbibi siyasi basiretsizliktir. Bu yıkımın siyasi sorumluları Allah'a mı havale edilecek?

Ekonomiyi bundan sonra da "Allahlık adamlar" mı idare edecek? Olmaz..

Böyle bir geçişe "dalgalı kur" denemez, milletle dalga geçmek denir!

Yeni bir hükümet..
Geçen hafta 11 milyar dolarlık borç ödemesi yapıldı. Bu parayı bulmak için borçlanma ihalesine ondan bir gün önce gidildi.

Borçlanma ihalesi bir hafta önce yapılsa ve bunun "tarihin en büyük borç ödemesi" olduğu bando-mızıka ilân edilmeseydi hem para huzursuzluk yaratmadan toplanır, hem piyasadan para çekildiği ve faizler yüksek olduğu için dövize hücum yaşanmazdı.

"MGK Afeti" de belki bu kadar yıkıcı bir sonuç doğurmazdı.

Koalisyon liderleri, halk desteği olmadan başarı olmayacağını bilmek zorundadır.

Meclis çoğunluğuna sahip olmak, bu gerçeği hiç birine unutturmamalı.

Yetki kullanacak ve sorumlu tutulacak bir ekonomi bakanı ile ve liberal ekonomiye inanmış, özelleştirmeye direnmeyecek bakanlarla desteklenmiş yeni bir hükümet, ülkenin ihtiyacı olduğu kadar halkın da hakkıdır.

Umut verecek yeni bir hükümet, ekonomi yönetimindeki başarı şansının da olmazsa olmaz şartıdır!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır