Çok partili döneme geçiþten sonraki ilk sýkýyönetim kararý 1955 yýlýndaki 6 - 7 Eylül olaylarýnýn ardýndan alýnmýþtýr. O dönemdeki Ýstanbul Sýkýyönetim Komutaný'nýn koyduðu yasaklar dehþet vericidir:
* Halký heyecanlandýracak haberlerin yayýnlanmasý yasaktýr. Meclis'teki görüþmeler halký heyecanlandýrabilecekse, onlar da yazýlmayacaktýr.
* Hükümeti tenkit etmek yasaktýr.
* Hükümetin çalýþmalarýný etkileyecek biçimde yazýlar yasaktýr.
* Sýkýyönetim çalýþmalarýyla ilgili haberler yasaktýr.
* NATO devletleriyle ilgili haberler yasaktýr.
* Darlýk, kýtlýk haberleri yazýlmayacaktýr. Örneðin fýrýn önünde ekmek kuyruðu fotoðrafý koymak yasaktýr.
* 6-7 Eylül olaylarýný komünistlerden baþkalarýnýn yaptýðý yolunda yazý ve yorumlar yasaktýr.
* Çýplak kadýn resmi basmak yasaktýr.
* Ýkinci baský yapmak yasaktýr.
* Cinayet haberlerinin geniþ biçimde yazýlmasý yasaktýr.
Sonra bol bol gazete kapatýlmýþtýr.
27 Mayýs 1960 öncesinde öðrenci gösterilerinin büyümesi üzerine Ýstanbul'da yine sýkýyönetim ilan edilmiþ ve dönemin komutaný gazetelerin mizanpajýyla ilgili kararlar almýþtýr:
"Baþlýklarda 72 puntodan büyük hurufat kullanmak, sürmanþet baþlýk kullanmak, diþi kliþe, espaslý manþet ve dört sütundan büyük resim kullanmak yasaktýr."
Batý'da RTÜK benzeri kurumlar ayný þekilde bütün yayýnlarý izlemekte, "yasalarýn çiðnenmesi" durumunda uyarmakta; "suç" niteliði taþýyan yayýnlara, herkese olduðu gibi yasal kovuþturma yapýlmakta, yayýn düzenine iliþkin kurallarýn çiðnenmesi halinde para cezalarý uygulamaktadýr. Sürekli olarak "suç tekrarý" durumlarýnda uygulanan son ceza yayýn lisansýnýn iptalidir.
RTÜK kanununun mantýðýndaki "yasakçý" zihniyet, yazýlýþ biçimindeki belirsizlikler sonucu, ilkel bir denetim sistemine mahkžm durumdayýz.