kapat

19.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Adana'da bir Oscar töreni tatbikatı..

Özet: Yazar, Komser Şekspir filminin galası için Adana'ya gitmiştir.. Adana'yı ilk kez gördüğü için vatanın bu cennet köşesine yaptığı seyahat kendisine dış gezi gibi gelmekte, olan biten herşeye hayretle bakmaktadır..

Komser Şekspir'in Adana galası, Tepe grubu ile Almanların ortaklaşa yaptırdığı Cinemaxx adlı merkezde yapılacak..

On bin metrekarelik bir alana kurulu bu merkezde tam dokuz salon var.. Fuayesi 2 bin 850 metrekare ki büyüklük olarak Şerafettin Yaylası ile yarışır.. Galaya 19.00'da gideceğiz..

Seyhan Oteli'nin lobisinde iki büyük öbek oluşturmuş, gala saatini bekliyoruz.. Biri piyanist diğeri flütçü iki genç kız, Bach'ın Adana yöresinden derlendiği bir piyano üvertürünü çalıyor..

Klasik müziğe yabancı olduğumuz için nerede el çırpılır bilemiyoruz, o yüzden sessizce dinliyoruz..

***

Öbeklerin birinin merkezinde Kadir İnanır var.. O bana "Buraya gel.." diye işaret yapıyor, ben ona "Sen buraya gel.." işareti çakıyorum.. İkimiz de birbirimize karakter yaptığımızdan, gruplarımız bir türlü yanyana gelemiyor..

Güman Bey yanımıza geldi.. Otobüsün 17.00'da hareket edeceğini söyledi.. Ben "Kadir bizimle geliyor mu?" diye sordum.. Gelmiyormuş.. Güman hareket saatini söylediğinde:

- "Ben ne zaman yola çıkılacağına kendim karar veririm.." demiş.. Hııımmm! Demek ki kitle tabanını bizimle paylaşmak istemiyor..

Haydi beyler, galaya..

Neyse, vakit geldi.. Araçlara binip yola koyulduk.. Biz bütün camları film afişleri ile donatılmış bir otobüsle gidiyoruz.. Kadir, Belediye Başkanı'nın arabasıyla geliyor galiba..

Tepe Cinemaxx'ın önünde kalabalık bir meraklı topluluğu tarafından karşılandık.. Meraklı topluluğu dedimse üç beş kişi sanmayın, ortalık miting alanına dönmüş..

Otobüsten inip kalabalığın içine doğru yürümeye başladık.. Yere kırmızı halı döşemişler.. Yanında kalın kordonlu hatlar çekilmiş.. Sanki bizim film bu yılın Oscar hasadını toplamaya geliyor.. Öyle bir manzara..

Özkan Uğur, Pelin Batu, Mustafa Altıoklar, Sinan Çetin, İzzet Çalışlar, Galip Tekin, bizim pavyon basan kızlar, ben.. Tek tek indik otobüsten.. İstanbul'da bizi böyle bir ilgiye alıştırmamışlar..

Herkes tedirgin.. İş başa düştü.. Önlerine geçip kalabalığın üzerine doğru yürümeye başladım.. Çocuklar da arkamızdan seyirtiyor.. Tam Cinemaxx'ın kapısında konuşlanmış, kameramanlardan oluşan baraja kadar böyle yürüdük..

Ben TV'den çok Oscar töreni izlediğimden rahatım.. Adımlarım karışmıyor, arkadakiler ne yapıyor bilmiyorum..

Kameramanların önüne gelince durduk.. İşte burada ne yapılır bilmiyorum.. El mi sallamak lazım, yoksa el ele tutuşup halay mı çekmek.. Belki de el baş amuduna kalkmak doğru olacak.. Kamera spotları üzerimize üşüştü, boş gözlerle öylece bakıyoruz..

***

Bu yeni gazeteci kuşağı bir enteresan.. Sadece görüntü ile ilgilenip, soru sormadığından adamı "Çayırdan dönerken ağılın yolunu şaşırmış sığır.." konumuna düşürüyorlar..

Biri "Hoooo!" diye bağırsa, ürküp, hepimiz bir yana dağılacağız.. Sinema grubunun Genel Müdürü Anıl Şahin "Tamam arkadaşlar, izin verin oyuncular geçsin.." diye bağırınca harekete geçtik.. Kalabalığı yara yara yürümeye başladık..

Fuaye 2 bin 850 metrekare dedim ya! Yürü yürü bitmiyor..

Yukarıda Allah var.. Türkiye'nin en şık mekanlarından birini yapmışlar.. Çok yüksek tavan, çeşitli katmanları varmış gibi duruyor.. Işık öyle bir ayarlanmış ki tavana bir katedral kubbesi derinliği veriyor..

Yalnız tepeye iplerle dizili yıldızlar kafamı karıştırdı.. Kendi kendime "Galiba bu fuayeyi düğün salonu olarak da kullandıklarından bu salkım süsleri tutuyorlar.." dedim..

Güman, bu yıldızların açılıştan kaldığını söyledi..

Başkan konuşuyor..

Fuayenin sonuna bir dizi masa koyup, önünü kordonla sınırlamışlar.. Buraya oturacağız.. Basın toplantısı yapacağız.. Başlamak için de Kadir'i bekliyoruz..

Geldi de.. Aman Allahım, o ne geliş.. Gerçekten adamın starlığı yüz metreden belli oluyor.. O dakikaya kadar bize itibar eden kim varsa, Kadir'in başına üşüştü..

İyi aile terbiyesi almasaydık haset ederdik belki.. Etmedik.. Bu da bize artı puan oldu..

Hepimiz masaya yerleştik.. Belediye Başkanı Aytaç Bey de aramıza dikildi, Sinan eline mikrofonu tutuşturunca bir konuşma yapmak zorunda kaldı..

- "Sevgili Adanalılar.." diye başladı.. "Bugün bir sinema olayı, Kadir Bey'in de dediği gibi, sanatsal bir olayın Komser Şekspir galasında.."

***

Tam tamına yukarıdaki gibi değil ama yaklaşık böyle bir cümle kurgusu.. Cümle kullanılırken fiilin nereye düşeceği dikkate alınmıyor, dinleyiciyi sıkan tasvirlerden kaçınılıyor.. Akla gelen sözcükler, kuş yemi gibi serbest olarak cümle içine serpiştiriliyor..

Fakat ilginçtir.. Adanalılar bu sözleri dikkatle dinledi..

Ben de bu konuşma sayesinde Aytaç Bey'in neden arka arkaya seçim kazandığını anlamış oldum.. Aytaç Bey'in konuşmalarından ne söylemek istediği kesinlikle anlaşılmıyor..

Dönem bitip de seçim vakti geldiğinde Adanalılar "Laaa arkadaş, beş yıl geçti.. Bu adamın ne dediğini hala anlamadık.. Hele bir dönem daha seçek.. Belki dilini bu sefer söktürürüz.." diyor, oyları götürüp Aytaç Bey'e veriyor..

Herkes birkaç şey söyledi.. Kadir çok manalı konuştu.. Büyük alkış aldı.. Diğerleri "mikrofon benden gitsin de.." havasındaydılar.. Sıra yanımda oturan Özkan Uğur'a geldi..

Artık ondan da bana geçeceği belli.. Özkan daha yeni başlamıştı ki daha bana vakit var diye düşündüğümden, önümdeki çanaktan beş altı fındık alıp ağzıma attım.. Daha bismillah değip ilk dişi vurmuştum.. Özkan;

- "Şimdi mikrofonu Selahattin Duman'a veriyorum.." dedi..

Mecburen ağzımı tıkırdata tıkırdata konuşmak zorunda kaldım.. Daha doğrusu çenem geviş getirir gibi oynarken Adanalılar ne söylediğimi anlamaya çalıştılar..

Aramızdan, konuşma düzeyi olarak Aytaç Bey'in ölçüsünü tutturan tek kişi ben oldum.. Güzel de konuştum, Allah kabul etsin..

YARIN: Gala bitti mi? Pavyon basan İstanbullu kızlar hakkında kanuni takibat yapıldı mı? Kızlardan kafa yiyen garson, yazarınıza neler dedi?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır