Irak halkı son derece güç koşullar altında yaşıyor.. İnsani yardıma ihtiyaçları var.. İnsani yardımlar mutlaka artırılmalı.. BM Genel Sekreteri Annan'ın gündeme getirdiği "Akıllı ambargo" diplomasisi harekete geçirilmeli ve ambargo, halka yönelik değil, ama rejimin kalbine yönelik şekilde yeniden düzenlenmelidir..
Ama işlerin bu noktaya gelmesinin ve Irak halkının acı çekmeye devam etmesinin birinci derecede sorumlusu, daha hala kimyasal ve biyolojik silahlar üretmeye çalışan, çevresi için bir tehdit durumu devam eden Irak lideri Saddam Hüseyin'dir.. 1998 yılında, kimyasal ve biyolojik silahlanmasının planlarını ve delillerini bulup ortaya çıkartan BM uzmanlarını sınırdışı eden de kendisidir.. Bu hareketi, BM kararı ile yardımların durmasına neden olmuştur..
Sorun bakalım bizim Genelkurmay'a; "Askeri bakımdan Saddam bir tehdit midir? Kitle imha silahlarını artırmasından rahatsız olmuyor musunuz?" Bakın ne cevap alacaksınız...
Saddam'ın, Kuveyt'i işgalinden hemen önce Türkiye hakkında neler söylediklerini unutacak kadar süre geçmedi. Açın ve bakın arşivlere..
Ülkesini inanılmaz bir polis devleti halinde yöneten Saddam Hüseyin'in değişeceğini sanmak, son derece büyük bir yanılgıdır.. Saddam asla değişmeyecektir.. Varlığını ülkesinde kurduğu korku ve dehşet dengesine bağlayan, varolma sebebi bu korku ve dehşet dengesi olan Saddam değişmeyeceği gibi, ABD ve İngiltere de değişmeyecektir..
Ama gerek Washington, gerekse Londra'nın dostu olan ülkelerin, bu iki başkent nezdinde, yeni neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunmaları da belki bir ölçüde yararlı olabilecektir..
Saddam Hüseyin'in eski askeri gücüne kavuşması halinde, bölgede neler yapabileceği de ortada.. Körfez'de, dünyaya göre yenildiği, ama kendisine göre kazanılmış olan Savaşların Anası'nın hesabını sormaya kalkmayacak mı? Böyle yapmayacağının, bölgeyi yeniden kana bulamayacağının garantisi var mı?
Bize göre yok.. Ve olmayacak da.. Saddam, aradan geçen 10 yıl içinde ayakta kalmayı başardı.. Bunu başararak, "Savaş yenilgisinden sonra Irak ordusu ve halkı onu devirir" diyen, başta Bush olmak üzere tüm liderleri yanılttı.. Kurduğu korku sistemi sayesinde muhtemelen ömrünün sonuna kadar koltuğunda oturacak..
Bakın Saddam'ın çevresinde 3 ayrı güvenlik örgütü var. Bunları hem Saddam'ı koruyor, hem de birbirlerini kontrol ediyorlar.. Bu sayede suikast yapılması olasılığı hemen hemen sıfıra yaklaşıyor. Saddam sadece şüphelendiği kişileri ortadan kaldırmıyor, ailelerini de yok ediyor..
İşte böyle bir lider var karşımızda.. Herkes hesabını ona göre yapmalı.. Özellikle de Ankara..