kapat

18.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
MURAT BİRSEL(mbirsel@sabah.com.tr )


Topyekün savaş 2006

Dün savaş teorileri yazdıktan sonra...

Akşamına...

Aynen kitapta anlatıldığı gibi...

Amerikalılar İngilizler'le birlikte Bağdat'ı vurunca...

Senaryolardaki "kerameti" merak eden çok oldu!

"Türkiye'yle ilgili neler öngörülüyor" sorusunu pazar yazısı yapmaktan başka çare kalmadı.

Lakin...

Bu eninde sonunda bir kitap!

Roman.

Başından sonuna okumak lazım, arasında Türkiye ile ilgili bölümleri cımbızla çekmek büyük resmi görmeyi engelleyecektir.

Yine de...

Madem merak ediliyor...

Türkiye(miz)le ilgili bölümlerden birkaç örnek veriyorum.

Kitapta...

(sayfa 22) Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri'nin Güneydoğu Anadolu konusunda güttüğü politikaya tepki koyuyor ve 2002 yılında ABD'nin Irak ambargosunu deliyor. Türkiye, bunu Suudi Arabistan'la aynı anda yapıyor. Hemen ardından Rusya, Çin ve Fransa da Bağdat'la köprü kuruyor.

(sayfa 28) Arap dünyası "Müslüman Güç" olarak birleşirken, Türkiye İsrail ile olan yakınlığını perçinliyor. Türkler Müslüman ama asla Arap değil. Ülkedeki laik düzen de askerler tarafından özenle korunuyor. (İslami hareketin tırmanışına cevap, kitapta, darbeye kadar gidiyor).

Yine bu bölümde, Türkiye, stratejik öneminin en çok ortaya çıktığı bir dönemde Avrupa'ya "Tam üye yapacaksan yap, yoksa karışmam, iş dünya savaşına kadar gidecek. Benim ağırlığım çok önemli" anlamında bir rest çekiyor.

(sayfa 49-51) Rumlar Girit'teki S-300'leri, Kıbrıs Rum Kesimi'ne yerleştiriyor. Bu arada Güney Kıbrıs, Ruslar'ın yardımıyla, hava savunmasını sürekli geliştiriyor.

Öyle ki...

Güney Anadolu'ndan kalkan en küçük uçağı dahi izleyecek duruma geliyorlar.

Türkiye Güney Kıbrıs'taki S-300 (namı diğer Patriotski) bataryalarını vuracağını söylüyor.

Türk Hava Kuvvetleri İsrail'de bu üslerin maketlerine havadan saldırı tatbikatları yapıyor. Ürken Rumlar, hava savunması için, biraz daha silah alıyor. Bu arada Türk savaş jetleri her gün Kuzey Kıbrıs'ta yüksek irtifada uçuş yaparak Rumlar'ın asabını bozuyor...

Rumlar havadan bir bombardıman beklerken (Türkler de bütün dünyaya "Bunların tepesine bomba yağdıracağız" diye bas bas bağırırken)...

Türkiye, karadan bir komando operasyonuyla, Güney Kıbrıs'ın hava savunma sistemini yerle bir ediyor.

Türk komandoları memlekette kahramanlar gibi karşılanıyor.

Küçük dilini yutan dünya protesto ederek ayağa kalkıyor ama yapabilecekleri bir şey yok.

Türkler "Nefsi müdafaa" diyor.

(sayfa 105-107) Su meselesi patlıyor. Araplar (başta Suriye) Türkiye'yi yeteri kadar su vermemekle suçluyor.

Araplar, su konusunda Türkiye İsrail işbirliğine "Şeytan İttifakı" adı veriyor.

Suriye bizi rahatsız etmek için PKK'yı destekliyor.

Türkiye, Suriye PKK'yı destekledikçe, su bölüşümü anlaşmasını imzalamıyor.

Ortadoğu geriliyor.

(sayfa 128 ve sonrası) İran da işin içine giriyor. Müslümanlar (Türkiye dışında hepsi) ve Batı arasında başta İsrail yüzünden savaş çıkıyor.

Türk ordusu İsrail'e destek vermek üzere seferberlik ilan ediyor.

Bir haftada Türk ordusu bir milyon silahlı -eğitimli- güce dönüşüyor.

Ordu Suriye. Irak sınırına yığınak yapıyor.

NATO -uzun tereddütler sonrası- Türkiye için devreye giriyor.

Savaşa ramak kalmış durumda!

Dedim ya...

Bu bir roman, nasıl bittiğini okumak gerek!

Lakin...

Herhalde -sonunda- kaybedeceğimizi sanmıyorsunuz değil mi!?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır