Bekri Mustafa'ya sormuşlar:
- ABD ile İngiliz savaş uçakları Bağdat'ı yine vurdu; şimdi Saddam ne yapacak?
Bekri Mustafa:
- Saddam da yumruğunu kaldırdı havaya, demiş, o da vuracak yumruğunu..
- Washington'la Londra'ya mı?
- Hayır, önündeki masaya...
Nasreddin Hoca: - Zavallı Saddam, diyormuş. Aslında bizim Namık Kemal'in kazığını yedi biçare...
- Nasıl yani?
- Namık Kemal vaktiyle, "Hazır ol cenge eğer isterisen sulh-ü selah" demiş.. Saddam da, barış ve huzur istiyor olmalı ki, sürekli savaşa hazır durmaya çalıştığı için, Irak halkını bile yoksul bırakmak zorunda kalıyordu...
- Peki, Saddam'ın savaşa hazır olması, neden engelleyemedi Bağdat'ın tekrar bombalanmasını?
- Baba-oğul Bush'lar, Namık Kemal'in tam tersine, "Arap diktatörünün biti yine kanlandı; hızlandırdı savaş hazırlığını; hemen binmek gerek tepesine" diye düşünmüş olacaklar..
- Hoca, sen Namık Kemal'in yerinde olsan, Saddam gibileri için ne yazardın?
Nasreddin Hoca:
- Şunu yazardım, demiş:
Halkın nafakasını indirirken mideye
Babalanma yiğitim, harbe hazırım diye..
Nağraların arttıkça, kışkırtıcı olursun.
Hava akınlarıyla ülken bombalanırken;
Sade burnundan değil, kıçından da solursun...
Bektaşi babası, Saddam üstüne politik bir konuşma yapıyordu: - Ulus-devlet modellerinin çoktan aşıldığı Uzay çağında, hala daha Saddam gibi diktatörlerin bulunması; özellikle Türkiye için çok sakıncalıydı. Çünkü saydamlaşarak Avrupa Birliği'ne üye olmak yerine; astığı astık, kestiği kestik bir Şark diktatörü olmaya özenenler çıkarsa; kendilerine örnek olarak Saddam'ı alabilirlerdi...
Dinleyenlerden biri bağırdı:
- Evet ama, Türkiye çağdaş bir demokrasi değil mi? Kim neden özensin Saddam gibi bir diktatör olmaya?
Baba erenler şöyle bir yutkundu:
- Bazı gizli Şark politikacıları, dedi; nedense vatanı sürekli olarak tehlikede görürler...
- Ee sonra ne olur?
- Kurtarmaya kalkarlar Enver Paşa, yahut Saddam gibi..
- O zaman vatan kurtulur mu?
- Kurtulmak şöyle dursun, daha da beter olur ama; kurtarıcılar çok debdebeli yaşar ve hayatın zorluklarından kurtarmış olurlar kendilerini...
İncili Çavuş: - Saddam devrilirse, sıra Kaddafi'ye gelecek, diyormuş...
- Neden, diye sormuşlar...
- Eskiden geri kalmış ülke diktatörleri, kapitalizm için çok karlıydı. Onlara bol bol silah satıyorlardı...
- Şimdi artık karlı değil mi?
- Değil... Üretim teknolojisi değiştiği için, gitgide artan üretimin daha rahat pazarlanabileceği zengin halk yığınlarına gereksinme var şimdi...
- Halk yığınları nasıl zenginleşecek peki?
- Kendi halklarını yoksul bırakıp, durmadan dışardan silah alan diktatörler devrilerek..
- Bu da, küreselleşme sürecinin bir göstergesi mi?
- Evet, gayet tabii...
- Bağımsızlık iddiasındaki diktatörler nasıl anlayacaklar bunu?
İncili Çavuş gülmüş:
- Uzaydaki astronotlar sade uzay istasyonu mu kuruyorlar sanıyorsunuz, demiş; aynı zamanda öreke de yapıyorlar...
- Ne örekesi?
- Aşağıdaki diktatörlere göstermek için, analarının örekesi..