kapat

18.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Emire'nin dönüşü
'Cinci Hoca' olarak bilinen Ali Kalkancı'nın eski eşi Emire Ersoy, 'Bayan Martı' adlı restoranı ile hayatında yepyeni bir sayfa açtı Emire Ersoy...

Ancak kamuoyu onu Emire Kalkancı olarak tanıdı. "Cinci hoca" olarak tanınan sahte şeyh Ali Kalkancı'yla yaptığı bir yıllık evlilikle bir dönem ismi gündeme yerleşen Emire Ersoy, şimdi Bağdat Caddesi'nde açtığı ihtişamlı 'Lady Sea Gull' yani 'Bayan Martı' adlı restoranı ile yeniden gündeme geldi...

Hayatına yepyeni bir sayfa açan Emire Ersoy restoranına seçtiği 'Bayan Martı'yla belli ki bir mesaj vermeye çalışıyor. Özgürlüğünü doyasıya yaşayan Emire, özgürlük mücadelesi veren martı Jonathan'ın macarelarını anlatan Richar Bach'ın ünlü kitabından esinlenmiş. Restoranın menüsünün ilk sayfalarında İngilizce olarak yazılan 'Favori fotoğraflarım' ve 'Bu ben değilim, benim hayaletim' cümleleri martı fotoğraflarıyla bezenmiş. Tıpkı Martı kitabında olduğu gibi...

BİR YIL EVLİ KALDI
1996 yılında Ali Kalkancı'yla evlenip tesettüre giren ancak Kalkancı'nın seks skandallarının ortaya çıkmasıyla 1997'de boşanan Emire Ersoy, önce türbanını attı. Daha sonra da tekstil işine girdi. Bugün de karşımıza ilginç mi ilginç bir restoranla çıkan Ersoy, elleriyle yarattığı mekana 'Lady Sea Gull' (Bayan Martı) adını vermiş. Bu ismin hemen altında da yine İngilizce olarak 'World of Reseacrh Laboratories' (Araştırma Labaratuvarları Dünyası) yazıyor. 10 gün kadar önce servise başlayan Lady Sea Gull, açılır açılmaz caddenin en göze çarpan mekanı oluvermiş.

PİRİNÇ MERDİVENLER..
Mermerleri, pirinç tırabzanlı merdivenleri, özel bir mekanizmayla alttan ısıtılan masaları, çok özel sunulan çay ve kahve servisiyle uğrayan herkesi şaşırtıyor. Ersoy'un restoran için binlerce dolar harcadığı, yerdeki karoların deseninden, satılan kahvelerin ambalajlarının üzerindeki logolara kadar her şeyi tek tek kendisinin seçtiği belirtiliyor. Kendine adeta sırça bir köşk yaratan 'Bayan Martı Ersoy', tessettürdeyken dahi vazgeçemediği markası Burberry kıyafetleri içinde müşterilerle tek tek ilgileniyor.

Pera Palas'tan fırlamış gibi
Bağdat Caddesi'nin müdavimleri, ihtişamı ve lüksüyle dikkat çeken 'Bayan Martı'ya önce çekinerek yaklaşıyor. Ancak, menüdeki fiyatları gördükten sonra içeri çok rahat giriyorlar. Lady Sea Gull, içinde kullanılan eşyalar ve tasarımıyla adeta Çırağan Sarayı ya da Pera Palas'ın içinde fırlamış gibi. Tabii kimi duvarındaki İngilizce el yazısıyla yazılmış yazılarla restorana biraz da Amerika havası bulaştırılmış. Emire Ersoy, başını açıp da modern bir görüntüye kavuştuktan hemen sonra yaptığı açıklamalarda kendini "şehirli, iyi aile çocuğu ve herkese biraz tepeden bakan biri" olarak tanımlamıştı. Lady Sea Gull biraz da Ersoy'un bu özelliklerini yansıtıyor. Ancak Ersoy, menüdeki fiyatları ucuz tutmuş. Lady Sea Gull'da bir kahveyi 750 bin liraya içebilir, pastayı 1 milyon liraya, döneri, ızgara çeşitlerini, en fazla 3 milyon liraya yiyebilirsiniz.

ŞELALE KADAK


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır