kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
XV. Louis'yi bile çıldırtan zencefil
Isabel Allende, korkak erkekler ve melankolik kadınlara adadığı kitabı "Afrodit"te, aşk tutkusunu besleyen anasonu, çemeni, fesleğeni yazıyor

14 Şubat Sevgililer Günü. Küresel Kültür ve Ekonomi böyle "diyor".

Sonra biraz daha eski tanıdıklar: Anneler Günü, Babalar Günü vb... Şimdi biz bu günlere karşı mıyız? Hayır, ne için karşı olalım! Belki, bu işin bir günle ilanı "tuhaf bir mecburiyet ve telkini" beraberinde getiriyordur... Ama ne yapalım ki "Aziz Valentin Günü" bizim için de bir vakıa haline dönüştü, dönüşüyor... Yani şayet bir şekilde mükellefseniz, kaçamazsınız, sonra hesap sorarlar...

"Afrodit" isimli eğlenceli kitaptan söz etmenin fevkalade manidar olduğunu düşünüyorum. Yazarı "Isabel Allende". Ruhlar Evi romanı ile şöhret olan Salvador Allende'nin yeğeninin "Cuentos, Rectasy Otros Afrodisiacos" başlıklı, kitabını İspanyolca'dan İnci Kut çevirmiş. Can Yayınları basmış.

Bir kere sunuş, özetle: "Sevgililer, korkak erkekler ve melankolik kadınlara adanmış." Yani ne ile karşı karşıya kalacağınızı anlayasınız diye...

Ve hafif bir Narsisizm. Nihayet "Afrodizyaklar"... Afrodizyak nedir peki? Allende kendi anladığını anlatıyor: Hayal gücü. Yazara göre, benim ilk kez duyduğum bir "varsayım". Fransızca adı olan herhangi bir şey Afrodizyak nitelik taşımaktadır: "Champignons a la provencale" Öyle mi acaba? Ben emin değilim. Bu bence karışık bir iş. Adamına göre o adamın iç dünyasına, hatıralarına ve beklentilerine göre çok değişebilecek bir şey. Şimdi bugünün Türkiye'sinde Fransızca tabirlerin afrodizyak tesiri yarattığını söylemek beyhude... Ya da hemen soran meraklılar çıkacaktır, iyi de "Fransızlara" karşı mı?

TUTUMLU GİYİNİN
İtiraf etmeliyim, çok eğlenceli bölümler ya da göndermeler yok değil: "Lezzet Çeşitliliktedir" başlığı altında nicelikle ilgili bir reddiye döşenmiş: Çok miktarda, yaklaşık 700 karısı ve 300 cariyesi olduğu rivayet olunan "Kral Hazreti Süleyman" ile ilgili olarak soruyor, yaşlı bir adam olan kral, onca kadınla nasıl başa çıkıyordu acaba? Çünkü Allende bir keresinde altı kadını eve çaya çağırmış, bir hafta boyunca baş ağrısından kurtulamamış...

Şu halde "niteliğe" dönüyor: Güzel bir sofra... Peki bu iş nasıl başlamalı. Bakın anlatıyor: "Ünlü bir moda desinatörünün, bir yandan yedi bin dolar değerindeki yarı saydam küçücük bir bez parçasını, açlıktan ölen bir mankenin kemiklerinin üzerine yerleştirirken, bir kadının en güzel giysisinin ışıl ışıl bir gülümseme olduğunu söylediğini duymuştum. Kimi zaman gereken tek şey budur..."

Yani, yemek pişirirken tutumlu giyinmeyi öneriyor...

Sonra "Aromaların Büyüsü" bölümü var. "Tat alma nerede başlar, koku alma nerede sona erer?

Muhtelif sıçrayışlardan sonra Isabel Allende Baharat ve Otlar'a geliyor. "Yoksulların Çıplak Ayaklı Rahibeleri Manastırında" afrodizyak oldukları için yasaklananlar: Adaçayı (doğurganlığı artırıyor), anason (heyecanı körüklüyor), çemen (arzuyu kışkırtıyor), fesleğen (doğurganlık ve aşk tutkusu), hardalotu (kitaba bakın, ama bence tatbik etmeyin), kakule (tantra ayinlerin vazgeçilmezi), karabiber (dulları neşelendiriyor), safran (uyarıcı), zencefil (XV. Louis'yi çılgın bir şehvet düşkünlüğüne itmiş, dikkat).

Sonra envai çeşit tarif, (bilmem hepsinin tatbiki kabil mi) ve komik kitap devam ediyor. Tam günün anlam ve ehemmiyeti ile müsemma...

Hepinizin kalbinin sevgi ile dolmasını dilerim...

Ali Esad Göksel

Faks: 0212 233 18 33


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır