kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Tipitip sevgililer
14 Şubat geldi çattı. Hadi bakalım, bayram değil seyran değil, ama Sevgililer Günü işte.

Hediye almak farz. Bir güzellik yapmak, sürpriz hazırlamak, romantik yerlerde rezervasyon yaptırmak, gerekirse kapıcıya şarkı söyletmek... Siz hangisini yapacaksınız? Hangi sevgili kategorisine giriyorsunuz?

Yeni aşıklar
Durum hem kolay hem zordur. Bu gün gelsin de aşklarının derecesini birbirlerine gösterebilsinler diye deli olurlar. Ancak henüz birbirlerini yeterince tanımadıkları için ne yapacaklarını da şaşırırlar. Kalem alsam ucuz kaçar, iç çamaşırı alsam terbiyesiz kaçar, parfüm alsam neyi ima ediyor olur, kalpli bir bardak alsam yaratıcılıktan çok uzak olur... "Ya çok banal bulur da benden soğursa" diye düşüne düşüne bu günden sonunda nefret edilir. Utana sıkıla hediyeler verilir, hediyeler dengesizse bir kere daha utanılır, hediyenin değerine göre aşk sınanır -kızlar çok yapar bunu!- şu olur bu olur. Sonunda her şey tatlıya bağlanır gerçi de, biraz gerilimli olur.

Dört yıllık evliler
Kırmızı gül ve şahane yemeği unutun. Aşk kalmamıştır, ama sevgi devam eder. Bu durum en çok hediyelere yansımıştır. Seksi iç çamaşırlarının yerini ihtiyaçlar almıştır. Özellikle giyim eşyası çok revaçtadır bu dönemde. Ancak şişmanlama dönemine de girdikleri için bir türlü doğru bedeni tutturamazlar. Neyse ki fiyat saklama devri de bittiği için fatura ellere tutuşturulur, her ikisi de gider mağazadan bambaşka bir şey alır gelir.

23 yıllık evliler
Sevgililer günü mü? Ha evet, bizim oğlan sevgilisine ne alsın diye bana sormuştu geçen gün. Demek bu yüzdenmiş. Hamit, pırasa yaptım diye yine kızacak. Amaan kızarsa kızsın...

Şüpheciler
"Hediye tüketim toplumu çılgınlığıdır. Aşkımı ifade etmem için hediyeye ihtiyacım yok. Aşk malla mülkle ölçülemez" der ve hiçbir şey yapmaz! Tamam haklısın hediye alma anasını satayım da, o kadar mı zoruna gidiyor oncağızın gönlünü almak? Al fotoğraflardan komik bir kolaj yap, evde bulduğun bir çerçevenin içine koy... Hadi çok beceriksizsin ona komik bir şiir yaz. Mektup yaz. Sonra postacı kılığında evine götür. Anası babası gece saat 10'da postacı da neyin nesi diyebilir ama komiklik işte... Yok ama biliyorum, sen zaten aşktan da şüphe ediyorsun... Adam olmazsın sen...

Salaklar
Bunlar, ah bu zavallılar, giderler sevgili olmadıkları yakın kız arkadaşlarına hediye alırlar. Mesai arkadaşı, okul arkadaşı, apartman arkadaşı. Bu aslında son derece sevimli bir şey ama... Nasıl anlatmalı ki... Yani aynı zamanda da çok sersemce bir şey. Alan kişi çok affallar ama durumu idare eder, kalp kırmak istemez ama öte yandan aklına da bir sürü şüphe düşer. "Yoksa yıllardır bende gözü mü vardı" diye. Halbuki bizim salağın öyle bir niyeti gerçekten yoktur, içinden gelivermiştir, sevgililer gününe de sadece denk gelmiştir. Bu kadar yani.

İntiharcılar
"O güne kadar sevgili bulamazsam intihar edeceğim" diyen meczup bekarlardır bunlar. Erkeklerde olur mu bilmem ama kadınlarda pek sık olur. Özellikle etrafı çiftlerle çevrelenmiş ve 30 yaşını geçmiş olanlar bu duruma sık sık düşerler. Yılbaşı, sayım günü, uzun bayram tatilleri... Elbette kimseyi bulamazlar; çünkü aşk aceleye gelmez, bunu bir türlü bilmezler. Üstelik o meşum gün geldiğinde de sandıkları kadar etkilenmezler durumdan. Vır vır edip arkadaşlarını bezdirdikleriyle kalırlar.

Gazeteciler
Sevgililer günü eklerde ve kadın dergilerinde çalışanlar için hakikaten bir baş belasıdır. Şubat ayında hiçbir kadın dergisinde adam gibi bir şey bulamazsınız zaten. 20 sayfa dolusu, hediye alternatifleri diye yüzlerce objenin dekupe edilmiş resmi vardır; bir 15 sayfa da nerede aşk yemeği yenir, nerede otelde kalınır, nerede tatil yapılır gibi zengin işi öneriler sunarlar; bir 10 sayfa da alternatif (fakir işi demek istiyorlar) öneriler verirler. Geriye de zaten kapaktan başka bir sayfa kalmamıştır. Eklerde ise konu anında stajyere yüklenir. O da yazık, çok yaratıcı bir fikir olduğunu sanıp yıllanmış sevgililerin peşine düşer, onları romantik ortamlara götürür, güya birbirlerini çok seviyorlar pozları verdirir. Kırk saat "Biz ilk günkü gibi birbirimize aşığız" palavralarını dinler durur.

Yeni evliler
Bunlar da kendilerini hâlâ sevgili sanırlar. "Evlendik ama aşkımız bitmedi" tribine girerler.Yeni evli kadın aynı zamanda ne kadar marifetli bir ev kadını olduğunu da kanıtlama çabasında olduğu için şahane yemekler yapar, kumaş peçeteli (çeyiz değerlendirmesi) mumlu şamdanlı bir sofra hazırlar. Adam da eşek değildir tabii, kırmızı güller ve ne zaman giyileceği asla bilinmeyen seksi bir takım geceliklerle eve gelir. Son derece güzel bir yemek sohbeti yapılır, bir şişe şarap içilir, televizyon kapatılıp romantik müzikler çalınır, ardından da sevişilir. Tabii ki eskisinden daha kısa sürmüştür ama olsun, yapılmıştır ya...

Mutlu Tönbekici


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır