kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
A. SAVAŞ AKAT(aakat@sabah.com.tr )


Popülizmin bedeli ağırdır

Kasım ayında yaşanan likidite krizinin faizlerde yol açtığı büyük artış ekonomide ağır hasar yapmaya başladı. Başka türlü olması mümkün değildi. Krizden önce ve sonrası krizin esas bedelinin sanayi ve hizmet kesimleri tarafından ödeneceğini defalarca söyledik. Kasım'ın 22'sinden bu yana, ortalama reel faizler inanılmaz derecede yüksek seyrediyor. İster döviz sepetinin devalüasyonuna, ister beklenen enflasyona göre hesaplayın, sonuç aynı. Yüzde 60 nominal faiz, döviz sepetine kıyasla yüzde 40 ve üstü reel faize tekabul ediyor. Beklenen enflasyonu yüzde 25 alsak, gene yüzde 30 reel faiz ediyor. Benim bildiği kadar dünya ekonomi tarihinde böyle faiz oranları bulmak olanaksızdır.

İşin bir başka boyutu daha var. Yüksek faizle birlikte ülkenin ödeme sistemi tümü ile çöktü. Firmalar arası ödemeler neredeyse tamamen durdu. Krizde çok zarar eden bankacılık kesimi de kredileri kesti.

Bu durumda ekonomide talep bıçak gibi kesildi. Firmalar üretimi durdurdu. Stoklarını eritmeye çalışıyorlar. Giderek artan bir karamsarlık tüm kesimleri, tüm ekonomik aktörleri etkisine alıyor. Nedeni belli. Reel ve nominal faizlerdeki anormal tırmanma. Ekonominin nasıl normalleşeceği de bu teşhiste mevcut. Faizlerin tekrar normal düzeylere gerilemesi gerekiyor. Peki, o nasıl olur?

Hükümetin ve ekonomi yönetiminin sorunu anladığını gösteren, enflasyonla mücadele programını sürdüreceğini kanıtlayan icraatları ile. Artık sağır sultan bile nelerin yapılması gerektiğini biliyor. Hükümet reformları hızlandıracak. Özelleştirmenin önündeki engelleri temizleyecek. Kamu harcamalarını daha da kısacak. Vergileri arttırarak kamu gelirlerini yükseltecek. Böylece TL'nin risk primini azaltacak.

BİZ GİDERİZ TERSİNE
Hal böyle iken hükümet ne yapıyor? İşalemi ile bir toplantı düzenliyor. Toplantını amacını, reel ekonomiyi kurtaracak tedbirlerin tartışılması şeklinde tanımlıyor. Yani sanayi ve hizmet kesimine ek kaynak aktarmak arzusunda olduğunu ifade ediyor.

İlk bakışta iyi niyetli bir yaklaşım gibi durabilir. Ünlü özdeyişi tekrar hatırlatalım. "Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşenmiştir". Niyetin iyi olması yetmiyor. Yapılan işin ekonominin o andaki ihtiyaçları ile tutarlı olması gerekiyor. Piyasalar hükümetten kamu harcamalarını kısmasını bekliyor. Hükümet kamu harcamalarının artmasına yol açacak arayışlara giriyor. Bu hikayenin sonunu öngörmek için iktisatçı olmak gerekmez.

Nitekim, toplantı haberi ile birlikte faizler tekrar tırmanıyor. Halbuki, yılbaşından sonra biraz yavaş da olsa faizlerde düşüş eğilimi belirmişti. Hükümetin popülist politika peşinde olabileceği işaretleri faizdeki düşüş trendini derhal yükselişe çeviriyor. Ne kadar ilginç, değil mi. Hükümet sanayi ve hizmet kesimlerinde üreticilere yardım etmek için yola çıkıyor. Ama tam tersine sonuç alınıyor. Varılan noktada faizler yükseldiği için reel ekonominin sorunları ağırlaşıyor. Hükümet bu toplantıyı yapmasa büyük bir ihtimalle faizler yükselmeyecek. Reel kesime de böylece ek bir külfet gelmeyecek.

İŞALEMİ POPÜLİZMİ
Ya iş dünyası temsilcilerinin tavrına ne demeli? Yukarıda anlatılan basit gerçeği onlar bilmiyor mu? Hükümette kimseye aktaracak ek kaynağın mevcut olmadığını anlamıyorlar mı? Hangi sağduyu ile, hangi akılla Ankara'ya gidip "onu isteriz, bunu isteriz" demek gafletinde bulunuyorlar?

İş dünyası temsilcilerinin toplantıyı ağlama duvarına dönüştürerek temsil ettikleri kütleye büyük zarar verdikleri son derece açıktır. Toplantı nedeni ile faizlerin yükselmesinden en az hükümet kadar onlar da sorumludur. Son sözüm iş dünyasının tümüne. Ucuz popülist demagogları temsilci olarak seçmenin maliyetini görüyorsunuz. Şimdi daha da yüksek faiz ödeyeceksiniz. "Kendi düşen ağlamaz" derler. Bir daha temsilcilerinizi seçerken daha dikkatli olmanızı tavsiye ederim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır