kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Saydamlaşalım, saydamlaşınız, saydamlaşsınlar... Nanik!

2001 yılının bir hayli zorlu geçeceği öngörüleri doğrulanmaya başladı... Tahsil edilemeyen çekler, ödenemeyen telif hakları, işten çıkartılan emekçiler, inen kepenkler, iflas eden küçük işletmeler, bulunamayan krediler... Şimdi bir de bunlara, yağmayan yağmurlar ve barajlarda tükenen sular nedeniyle, enerji dar boğazı da eklenmek üzere..

Kafası kızık eski bir Osmanlı paşası; kendisi öyle uykusundayken, konağının önünden alabildiğine bağıra bağıra geçen bir çeviz satıcısını yakalatmış ve vermiş emrini:

- Cevizlerini kıçına sokun..

Cevizci, sırtındaki küfesiyle sattığı cevizlerini; tek tek kıçına sokarlarken kahkahadan ölüyormuş..

Paşa'nın adamları:

- Ne gülüyorsun ulan pezevenk, demişler.

Cevizci:

- Çünkü, demiş, arkadan bağıra bağıra topatan kavuncusu geliyor..

2001 yılında cevizleri kıçlarına girmeye başlayanlar, yine kendilerince şükretsinler...

Çünkü arkadan 2002 de geliyor...

Dağlara taşlara "önce vatan" diye yazmamıza karşın; 20. Yüzyıl'ı da rezalet bir fiyaskoyla ıskalayarak, "yaşam kalitesi" açısından Yunanistan'ın 65 basamak; "ulusal gelir dağılımındaki adaletsizlik" açısından ise, Tanzania'nın bile altına düşmüş bulunmamızı; elbirliğiyle görmezlikten geliyoruz...

İlk okullardaki bayrak törenlerinde ise çocuklar hâlâ sürdürüyorlar eski korolarını:

- Türküm, doğruyum, çalışkanım...

Yeşşeee...

Bu arada Meclis'deki partiler de, Hazine'den geçinmeli üst düzey bürokratlar da; asla yanaşmıyorlar, biten yüzyıl içinde nasıl yönetilmiş olduğumuzun saydamlaştırılmasına...

Oysa şu üç konuda bir saydamlaşma olsa; bir anda gerçekleştirilmiş sayılabilir köklü bir demokrasi devrimi:

1- Son 70 yılda Hazine arazilerinden kimler yararlandı ve kimler hapazladı bunların önemli bir bölümünü?

2- Son 70 yılda Devlet Bankaları'ndan kimlerin almış olduğu krediler bir daha geri dönmedi?

3- Son 70 yılda dışardan alınan silahlara kaç milyar dolar ödendi?

Çok mu zor, yukardaki üç sorunun yanıtlarını açıklayarak ülkenin saydamlaşmasına yardımcı olmak ve biten yüzyılın neden rezalet bir fiyaskoyla ıskalanmış olduğunu ortaya koymak?

Ne siyasetçiler duyuyor saydamlaşma istemlerini, ne de Hazine'den geçinmeli üst düzey bürokratlar...

Muhalefetteyken yeri göğü inleten siyasal liderler dahi, bu konuda suspus... Halen muhalefette olanlar dahi öyle...

Papaz kilesenin kapısı önüne çıkmış, ilerde bahçeyle uğraşan zangoça bağırıyormuş:

- Mahzendeki şarapları kim içti?

Zangoç yanıt veriyormuş:

- Ne dediğiniz duyulmuyor muhterem peder...

- Nasıl duyulmuyor, hiç duyulmaz olur mu canım?

- Duyulmuyor muhterem peder, duyulmuyor. İsterseniz yer değiştirelim; siz de deneyip görün...

Yer değiştirmişler. Zangoç kilisenin kapısı önünden papaza bağırmaya başlamış:

- Kim benim rahibe olan kızkardeşimle şarap mahzeninde yatıyor?

Papaz hemen geri dönmüş:

- Gerçekten, demiş, duyulmuyor oradan kimin nasıl bağırdığı...

Yahya Kemal: - Maalesef, diyormuş, bizdeki siyasette doğru daima geç söylenir...

Bunu duyan ressam Çallı İbrahim:

- Şu bizim Yahya Kemal de, çok saf adam, demiş. Bizdeki siyasette doğru geç değil, hiç söylenmez. Şayet bazı enayiler çıkıp, ille de doğruyu söyleyeceğim, diye tuttururlarsa; kulaklarına hemen usulca fısıldanır:

"- Biten yüzyıl boyunca ortalama her iki yılda, bir yazı adamı öldürüldü, unutma...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır