kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Evlilikteki dört viraja dikkat
Uzmanlara göre evli çiftlerin çoğu ya bir, ya üç, ya yedi ya da onbeşinci yılda boşanıyor. Evliliğin bu dört keskin virajına dikkat etmek ve bazı kurallara uymak gerekiyor

Tartışmalar kavgalar derken, kimi zaman ayrılık kaçınılmaz oluyor. Bir evlilik daha ilk zorluklar karşısında yenilebilir. Oysa "kötü günleri"i atlatmak, evliliği daha da güçlendirir. Evlenmeden önce her şey daha pembe, daha muhteşemdir. Mutluluktan kanat takar, havalara uçarsınız. Cicim ayları her ne kadar kısa sürse de evliliğinizde mutluluğunuzun sürekli olduğunu bilirsiniz. Fakat bazen günlük sorunlar, iş hayatının baskısı, maddi sıkıntılar devreye girebilir. Bundan dolayı insanın eşiyle ve hayatla olan bağları zayıflayabilir. Sonuçta ise hayal kırıklıkları yaşanabilir.

ZOR YILLAR
Uzmanlara göre, karı kocayı mutluluğa götüren yolun üzerinde tam dört tehlikeli dönemeç noktası vardır. Bunlardan birincisi hemen balayının sonundadır. İkincisi, sallantı ve istikrarsızlıkla geçen üç yılın sonundadır. Üçüncüsü ise olaysız geçen yedi yılın bitiminde, sonuncusu ise evliliğin oldukça ilerlemiş bir döneminde, on beşinci yılda karşınıza çıkar. Evliler arasında, altı çiftten bir tanesi maalesef bu duraklardan herhangi birine takılıp eşlerinden ayrılıyorlar. Boşanmaların yüzde otuzu, birinci yıl sonunda meydana gelir: Birinci yıl sırasında ve sonunda meydana gelen boşanmalara "rüyanın sonu" adını takmak herhale yersiz olmaz. Çünkü evlilikteki samimiyet, sözlülük ve nişanlıkta görülmeyen büyük foyaları meydana çıkarır. Gerek kadın, gerekse erkek hayatına yabancı birinin artık her şeyiyle girmiş olduğunu fark eder. Bu durumdan şikayetçi olan ekseriyetle kadınlar olur. Bir zamanlar kendisine çiçek, şeker, çeşitli şeyler hediye eden sevimli gencin yerini şimdi sabahları evin tek banyosunu tekeline alan ve diş macunu tüplerinin ortasından sıkmak gibi kötü huyları olan bir adam almıştır.

Boşanmaların yüzde yirmisi üçüncü yıla raslar:

Yolları bu dönemeçte ayrılanlar, acele hareket etmemiş olmak için boşanmalarını geciktirmiş olanlardır. Esasında bunların, evliliklerinin birinci yılında ayrılmaları gerekirdi. Fakat, "bekleyeyim belki zamanla düzelir", düşüncesi ekseriya bu gecikmeye sebep olur. Eğer bir çocuk doğup da bütün meseleleri yoluna koymamışsa, ailenin işleri bitik demektir.

Yedinci yılın sonunda boşanma oranı yüzde 15 civarındadır:

Bu yedi yıl büyük hayal kırıklıkları devresidir. Kadın eski, ufak tefek dertlerine gülebilmektedir. Çünkü şu anda karşılaştığı dertler onlardan çok büyük, gerçek dertlerdir. Şimdi, kocasının ilk zamanlar diş macununu ortasından sıkması onu daha az ilgilendirmektedir.

Doğurmuş ve büyütmüş olduğu çocuk, onun ilk iki tehlikeyi atlatmış olmasına yardım etmiştir. Çünkü o devreler sırasında asıl konuyu o teşkil etmiş, yürüdü, "Anne" dedi, "Baba" dedi, eyvah nezle oldu diye hep onunla meşgul olunmuştur. Ancak bu defa çocuk okula gitmeye başladıktan sonra kadın ikinci özgürlüğüne kavuşunca, gözlerini tabii olarak başka tarafa çevirecek ve kendisi için geleceğin, bundan fazla bir şey vaad etmediğini görecektir. Kadınlar için yedinci yıl boşanmalarının genel sebebi sosyal ve ekonomik meselelerdir. Erkekler için de, yedinci yıl boşanmalarının sebepleri daha fazla bencilliktendir.

Son tehlike onbeşinci yılda:

Bu kadar zaman doğru-dürüst geçindikten sonra birden beliren bu son tehlike, en korkulması lazım gelenidir. Çünkü bu seferki sebep, sebeplerin en müthişidir: Bu ihtirastır. Kendi yaşlarında veya kendilerinden daha yaşlı kadınlarla evlenmiş olan erkekler, işe gidip gelirken tanıyıverdikleri herhangi bir genç kadına kapılıp her şeyi unuturlar.

Ama yine de ünlü bir mizah yazarına göre evliliğin en zor yılı, içinde bulunulan yıllardır. Onun için ne kadar mutlu olsanız bile, şayet yuvanızın mutluluğunu korumak istiyorsanız her an dikkatli olmanız gerekir.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır