kapat

10.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Vahşi hayatta üç başına
Zürafaların eşlik ettiği yürüyüşün sonunda gün batımını izlemeden olmaz.

Ama siz yine de tüfekli bir rehber ile Maasai savaşçısını yanınızdan eksik etmeyin. Sevdiğiniz zebralar, akşam sofranıza gelirse de hiç şaşmayın

İngiltere ile Almanya Doğu Afrika'daki sömürgeleri bölüştükleri zaman kuzeyde kalan Kenya ile Uganda İngiltere'ye, güneydeki Tanganika ise Almanya'ya kalmıştı. Çizilen ip gibi sınır çizgisi ise Afrika'nın en yüksek dağı olan Kilimanjaro'nun üzerinden geçiyordu. Rivayete göre Alman Kaiser'i, İngiltere kraliçesi kuzeni Victoria'dan, Afrika'nın iki karlı dağından Kenya Dağı Kenya'da olduğu için Kilimanjaro'nun Almanya'ya verilmesini rica etmiş. Böylece sınır çizgisi kuzeye kaydırılarak Kilimanjaro Tanganika (günlerimizdeki Tanzanya) topraklarında kalmış. Ancak İngilizler Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu toprakları da kendi sömürgelerine katmışlar.

Kenya'nın Hint Okyanusu sahilleri yüzyıllar boyunca ilk önce Arapların, daha sonraları Portekizlilerin, en sonunda da İngilizlerin etkisinde kalmış. Kenya'da, hatta Doğu Afrika'nın çoğunda konuşulan Swahili dili de yerel diller ile bu dillerin bir karışımı. Ülkenin iç kesimleri ile ilgili bilgiler 1800'lerin sonlarına kadar birkaç Avrupalı kaşifin getirdiği bilgiler ile sınırlı idi. Mombassa'yı Victoria gölü kıyısındaki Entebbe'ye bağlayan demiryolunun inşası ile ülke turizme açıldı.

İNSAN SÜRÜLERİ
Kenya dünyanın en önemli turizm merkezlerinden. Dünyanın hiçbir yerinde bir arada göremeyeceğiniz sayıda hayvan, birçok kimseyi Kenya'ya çekiyor. Vahşi hayvanları görmeye gelenler, çoğunlukla yüzlercesini bir arada gördükleri fillere, zürafalara, zebralara, ceylanlara hayran kalıyor.

Safari genellikle büyük turlar halinde düzenleniyor. Bu da Milli parklarda hayvan sürülerini seyreden insan sürüleri manzaralarını ortaya çıkarıyor. Son yıllarda sayıları giderek artan özel kamplarda ise Afrika'nın tadını sömürge döneminde oraya yerleşen beyazların çıkardığı gibi çıkarmak mümkün.

Bunlardan Tsavo Milli Parkı ile vahşi hayvanların su içmeye geldikleri Amboseli gölü arasında kalan Campi ya Kanzi ideal. Kilimanjaro'yu bütün ihtişamı ile karşısına alan kamp geceleri, aslanların su içmeye geldikleri bir göletin tepesinde kurulu. Milli parklarda yasak olan aracınızdan inip yürümek buralarda serbest. Gündüz zürafalarla beraber yürüyüş yaptıktan sonra akşamüstü kamp yakınlarındaki bir tepeye çıkıp gün batımını seyredebiliyorsunuz. Tabii yanınızda hep tüfekli bir rehber ve mızraklı Maasai savaşçısı bulunuyor.

Maasailer, yörenin en savaşçı kabilesi. Anayurtları birçok Afrika kabilesinde olduğu gibi sömürgecilerin çizdiği sınırlar ile tam ortasından ikiye ayrılmış. Hayvancılık ile geçiniyor, rehberlik yapıyorlar. Gelen turist gruplarına yerlicilik de oynuyorlar. En sevdikleri içecek sığır kanı ile sütü karışımı. İçecekleri böyle olunca insan, hali ile yiyeceklerini pek denemek istemiyor. Ancak kaldığınız kampta adet yerini bulsun diye impala ve zebra etlerinden biraz da mecburen yiyorsunuz. Gerçi zebra eti yumuşak ve hayli lezzetli, ama ertesi gün safaride zebracıkları görünce insan vicdan azabı da çekmiyor değil.

Maasai modasının en geçerli rengi kırmızı. Kırmızı o kadar popüler ki, Maasailerin tamamına yakının kıyafetleri bu renkten oluşuyor.

Bir de kareli kumaşlar çok revaçta. Tabii ki gene kırmızı zemin üzerinde. Geçen yüzyılın, yani 20. yüzyılın başlarında bir İskoç tüccar Kenya'ya kareli masa örtüleri ithal etmiş. Maasailer bu örtüleri çok beğenmişler ve vücutlarına sarıp gezmeye başlamışlar. O gün bu gün Maasailer kırmızı ekose örtüleri giyimlerinde kullanıyorlar. Örtülerine bürünüyorlar ve tabiatın içine karışarak kah ortadan kayboluyorlar, kah hiç beklemediğiniz bir yerde ortaya çıkıyorlar. Bir yere gittiklerinde ne zaman döneceklerini söylemiyorlar. Çünkü onlar için zaman yok, sadece gitmek ve dönmek var. Belki de Afrika'yı bu kadar sonsuz kılan bu.

Büyük hayvan: Land Rover
Afrika aşığı bir İtalyan çiftin kurduğu Campi Ya Kanzi, Kilimanjaro'ya tam karşıdan bakan volkanik Chuyulu tepelerinde kurulu. Kamp her biri WC ve duşlu yedi sabit çadırdan oluşuyor. Kampın rehberi eşliğinde yapılan safaride açık üstlü Land Rover'lar kullanılıyor. Karşılaştığınız vahşi hayvanlar, Land Rover'ı kendilerinden büyük bir hayvan zannettikleri için saldırmıyorlar. Campi Ya Kanzi'nin arazisi 500 kilometrekare kadar. Öğle yemekleri vahşi hayvanların su içtiği gölün kıyısında yeniyor. Akşam için önerimiz, kristal bardaklar, gümüş çatallar ve şömine eşliğinde kampın restoranı. Burada kendinizi "Out of Africa"da hissetmezseniz hiçbir yerde hissedemezsiniz. İtalyan evsahibiniz Antonella da yerel yemeklerde oldukça başarılı.

http://www.maasai.com

Nasıl gidilir?
İstanbul'dan Kenya'nın başkenti Nairobi'ye Emirates Havayolları ile Dubai üzerinden uçabilirsiniz (750 $). Buradan küçük bir pervaneli uçak ile kampa 40 dakikada gidebilirsiniz. Kampta safari, rehberlik, yemek ve konaklama kişi başına 350 $. Üstelik şarap ve Kenya birası Tusker de dahil.

Teoman Hünal


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır