kapat

28.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Rumuz: Kadın, kentli, 30+Neler oluyor oralarda?
"Ne zaman bir erkekle birlikte olsam, ertesi gün sabahın köründe uyanıyorum ve başlıyorum uyansa da gitse diye beklemeye. Mükellef bir kahvaltı hayaliyle uyanan zavallıyı kuru bir fincan kahve ile kovalıyorum." Kim bu hanım?

Bu hafta Sabah Pazar'ın "polemik" bölümünde yeteri kadar ukalalık yaptığım için sözü başkalarına vermeyi düşündüm. Kimlere? Mesela yaşları 30 ile 40 arasında olan kentli kadınlara...

Nedenini anlatmama gerek yok sanırım. Çünkü sadece ben değil, birçok kişi onların yaşamına değiniyor: Yuva yıkan kadınlar, yuvasını yıkan kadınlar, hayatlarını sorgulayanlar, kilo almaktan ve selülitten deli gibi korkan, kocasını beğenmeyenler, alışveriş delileri, pişmanlar...

Onların iç dünyasına ulaşmanın bir yolu olarak Ersan Özer'in "http://www.itiraf.com" sitesini taradım. Bakın söz konusu kategoriye giren kadınlar neler demiş. (Not: Yazıları biraz kısaltmak zorunda kaldım.)

issima (35) İzmir
Aslında yapmak istemezdim ama oldu bir kere. Kızımın ilgiyle yazıştığı birini fark ettim. Nasıl bir kişi olduğunu merak ettim ve kızımın haberi olmadan mail adresini aldım. Önceleri sadece kişiliğini çözmek için yazmaya başladım ama zaman geçtikçe öyle güzel dost olduk ki buna kendim bile şaştım. Kızım duysa herhalde kıyamet kopar. Affet canım, ondan vazgeçmek çok zor.

pinkrose (40) İstanbul
Ben 14 yıllık evliyim. Zaman zaman inişli çıkışlı bir evlilik. Ama son bir yıla kadar, hiçbir zaman başka kadın sorunu olmamıştı aramızda. Bir yıl önce Rusya'ya gittiğinde orada tanıştığı 23 yaşında bir Rus kızına aşık oldu. Türkiye'ye döndüğünde maillerle ilişkisi devam etti. Benim çok üzülmem nedeniyle ondan ayrıldı. Şimdi ise chatten tanıştığı yeni boşanmış bir kadınla ilişkisi var. Kadın Bilecik'te yaşıyor ve eşimin evli olduğunu biliyor. Buna rağmen ilişkileri devam ediyor. Eşim ise beni çok sevdiğini ve benden asla ayrılmayacağını söylüyor. Ne yapacağımı bilemiyorum.

TheDayAfter (35) İzmir
Ne zaman bir erkekle birlikte olsam, ki bu genellikle benim evimde ve hafta sonları olur, ertesi gün sabahın köründe uyanıyorum ve başlıyorum "Uyansa da gitse" diye beklemeye. Uyanmazsa, çeşitli gürültüler çıkarıp uyanmasını sağlıyorum. Muhtemelen mükellef bir pazar kahvaltısı hayaliyle uyanan zavallı adamın eline kuru bir fincan kahve tutuşturuyorum. Eğer oturmayı çok uzatırsa, çeşitli bahanelerle evden kovalıyorum. Hatta bazen işi iyice abartıp, onunla beraber çıkıp ayrıldıktan sonra eve dönüyorum. Sonra oturup tek başıma şahane kahvaltılar yapıyorum, sinemaya gidiyorum.

ROBYN (31) İstanbul
Alışveriş için büyük bir mağazaya gittim. Çılgın kalabalıktı! Hediye paketi sırasına girdim, en az 40 dakika ayakta bekledim. Tam sıra benim önümdeki elleri hediye dolu kıza gelmişken, elinde en az 8-9 torba olan çok şişman bir başka kız, koşa koşa gelip kızın yanında sıraya giriverdi! Kan beynime çıktı! Sıraya girmesini söyledim; önümde bekleyen kardeşiymiş, mümkün olan en şirret şekilde, girmeyeceğini, kardeşinin sırada olduğunu bağırarak söyledi. "Sizinle bu tarz bir tartışmaya girmeye tarzım uygun değil" deyip döndüm. Ben minyon tipli, incecik, ve hala epeyce formda bir kadınım. Bizimki (şişman olan) dönüp kardeşine, "Kendini ne sanıyor bu! Zaten poposu yere yakın olandan korkacaksın" gibi hayatımda ilk kez duyduğum bir yorum yaptı! O kadar hiddetlendim ki anlatamam! Eğilip kulağına; ağzımdan çıkar çıkmaz benim bile inanmakta zorlandığım bir şey söyledim: "Keşke seninki de benimki gibi küçücük olsa! Önce aynaya bak ve bir 80 kilo kadar zayıfla; o zaman benim popomun ölçüsüne yaklaşabilirsin. O kadar küçülttüğünde de belki bir erkeğin olur ve nihayet sevişip rahat bir nefes alırsın!" O anda yüzünün aldığı ifadeyi kelimelerle anlatmak çok güç. Hiçbir şey söyleyemedi. Onu o kadar zayıf ve hassas bir yerinden vurmuştum ki öfkeden çenesi kilitlendi!

SEOSE (32) Ankaraf
Oğlumun beşinci yaşgünüydü. Hediyelerden biri de titreşimli bir kaplumbağaydı. Bir ara oğlum, "Anne bu val ya, benim pipime çok iyi geyiyo" dedi. Öf be oğlum, hangi arada nerede, ne zaman keşfettin? Küçük bir dumur arasından sonra ben mutfağa ışınlanırken millet de kahkahanın kollarına savruldu. Şimdi o sekiz yaşında ama pipisi yaşıtlarına göre biraz küçük gibi. Hatta neredeyse yok. Ben doktora götürsem mi diye düşünürken o da fark etmiş ki, birkaç haftadır kompleks yapmaya başladı. Ama suçluyu bulmuş bile. Arife günü banyosunu yaptırırken "Çüşş bee!" dedi. "Bu kadar da kesilmez ki..." Yavrum yaa... Gülsem mi ağlasam mı? Kıyamam. Lokma tatlım benim...


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır