kapat

24.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Güçler kargaşası

Demokrasiler sorunları çözmek için işliyor her yerde. Bizde ise çözülmemiş problemler stokunu büyütmeye yarıyor!

Koalisyon liderleri kafa kafaya verdi ve bir değerlendirme yaptılar:

"Anayasa Mahkemesi Fazilet'i kapatırsa başımıza seçim derdi çıkabilir. Parti kapatmayı zorlaştıran bir Anayasa değişikliği yapalım.."

Girişim, daha çıkış noktasında sakattı.

Anayasa'yı değiştirmek, meclise, yani milletvekillerine ait bir iştir. Liderler bu işe soyunamaz. Emir komuta zinciri içinde Anayasa değişikliği olmaz.

O yanlış "vur deyince öldüren" siyaset kültürümüzün elinde daha büyüdü.

Kapatma kararı için 11 üyeli Anayasa Mahkemesi'nde 8 oy şartı öngörüldü. Zorlaştırma niyeti, kapatma kararını imkânsıza götürdü.

Rezalete hiç bir parti ses çıkarmadı. Ve muhalefet özürlü meclisin eksiğini Anayasa Mahkemesi kapattı.

Askeri muhtarılara alışık Türkiye, önceki gün "Yargı Muhtırası" ile de tanıştı.

Anayasa Mahkemesi "Parti kapatma davalarında üçte iki çoğunluk şartı, Anayasa Mahkemesi'nin demokratik düzeni koruma görevini engeller" diyen bir bildiri yayınladı.

Demokrasinin temeli olan çoğulculuğu kuramadık ama şimdi hiç değilse demokrasi dışı müdahaleler alanında çoğulcu bir yapı oluşuyor diye teselli mi arayacağız?

Bir yanlış, başka bir yanlış sayesinde düzeldi deyip sevinmemiz mi gerekiyor?

Hayır.. Şu nokta gözden kaçmasın:

Anayasa değişikliğinin iktidar kanadı tarafından askıya alındığı, Anayasa Mahkemesi bildirisi kamuoyuna açıklanmadan 4-5 saat önce ilân edilmişti.

Ama sebebi ortadan kalktığı halde "muhtıra"dan yine de vazgeçilmedi.

Acaba yanlışı önleme amacını aşan başka bir niyet mi var?

Yani toplumsal muhalefete sahip çıkmaya yönelik bir güç gösterisi mi bu?.

Yoksa Anayasa Mahkemesi'ne irtica yanlılarının sızdığını iddia eden Vural Savaş'ın yarattığı güvensizliğe karşı bir meşru savunma tedbiri mi söz konusu?

Bu soruların cevaplarını yakında öğreniriz..

Ama ülkeyi yönetenler, yasama, yürütme ve yargı güçlerini ayıran sınırların sürekli ihlâl edildiği bir düzende demokrasi olmayacağını ne zaman öğrenirler?.

İşte bu sorunun cevabı yok!

Beterin beteri..
Fazilet Partisi'nin kapatılmasını önleme amaçlı teşebbüsün geri tepeceğinden korkuluyor.

FP'nin Başkanlık Divanı'nda bir yoklama yapılmış. 11 üyeden 8'i tahminlerini, partilerinin kapatılacağı yönünde kullanmış..

Çünkü Anayasa değişikliği girişimi, Anayasa Mahkemesi'ndeki kurumsal kimliği savunma hassasiyetini arttırmıştır.

Mahkeme, bu işin aritmetikle değil hukukla ilgili olduğunu göstermek isteyebilir çünkü.

Yani siyasetçilerin kurtarma operasyonu batırma sonucu doğurabilir.

Kaş yaparken göz çıkarmak, buna denir.

Bir parti için, kapatılma tehdidi ile Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmaktan daha korkunç bir durum olabilir mi?

Bizde olur.. Liderler tarafından kurtarılmaya çalışılmak!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır