kapat

15.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Temizel'in kalbi alarm veriyor
Günde 18 saat mesai yapıyor. 51 saat uyumadığı oluyor. Zekeriya Temizel'in temposu çevresindekileri bile yoruyor

"İşkolik" deyimi sanki onun için bulunmuş. Yıllar önce Maliye Bakanlığı'nda zaman zaman kızak görevlere yani işsiz güçsüz müşavirlik kadrolarına alındığı zamanlarda bile Bakanlığın en çok çalışan bürokratıydı Zekeriya Temizel.

Ya vergi sistemini analiz edip Türkiye pratiğine nasıl aktarılabileceğini ortaya koymaya çalışır ya vergide otomasyona geçişi kolaylaştırıcı formülleri netleştirmeye çalışır ya da Ombudsmanlık sisteminin Türkiye'ye nasıl uyarlanabileceği üzerinde kafa yorardı.

Maliye Bakanlığı yaptığı dönemde de bürokratlarından daha çok çalışan bakan olarak tarihe geçmişti. Şimdi de üç dört aydan beri Türkiye'nin en sorunlu sektörüyle haşır neşir. Sorunlu bankaların sistem dışına alınması, sistem dışına, yani Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na alınan bankaların satış ve tasfiye işlemleri...

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun oluşumu, yönetmeliklerin hazırlanması ve gözetim sisteminin oturması için geçen Ağustos ayından beri gecesi gündüzü birbirine karışmış durumda Temizel'in.

GÜNDE 18 SAAT MESAİ
Neredeyse haftada 7 gün işbaşında. Günde ortalama 15-18 saat çalıştığı söyleniyor. Hatta geçen yılın sonlarında patlak veren finans krizi ve IMF heyetiyle yapılan yoğun görüşmeler sırasında tam 51 saat hiç uyku uyamadan eve gitmeden çalışıyor. Gerçi sağlığına da özen gösteriyor. Fırsat buldukça ODTÜ ormanında yürüyüşler yapıyor. Ofiste sigara içmiyor ve içirmiyor, çay ve kahveden çok ada çayı, ıhlamur gibi bitkisel içeceklere ağırlık veriyor ama buna rağmen en sonunda vücut bu tempoya isyan ediyor.

Aşırı yorgunluk ve stres Temizel'i üç gün önce hastaneye düşürüyor. Hayati bir sorun oluşmuyor ama kalbi alarm veriyor Temizel'in, "Beni daha fazla zorlama" diyor... Doktorları "biraz istirahat, biraz daha düzenli bir çalışma temposu" öneriyor.

Ama sorunlar acaba Temizel'e stresten uzak bir çalışma düzeni verecek mi?

'CESEDİNİ BEN TAŞIYACAĞIM'
Yakın bir dostu "çok zor" diyor ve şu fıkrayı anlatıyor:

"Köylü atına atlayıp sürüsünü kontrol etmeye gitmiş. Atı bağlayıp kendisi de dinleniyor. Birden bire at huysuzlanmaya kişnemeye başlamış. Çünkü çok sarp bir kayanın ucunda bir keçi var ve çok tehlikeli biçimde bir ot parçasına uzanmaya çalışıyor. At aşağıdan sesleniyor:

-Yapma düşüp öleceksin...

Gerçekten de düşse paramparça olacak. Ama keçi de yukardan dikleniyor ata:

-Sana ne düşürsem ben parçalanacağım, ben öleceğim, sen niye bağırıyorsun...

At yanıt veriyor:

-Doğru sen parçalanacaksın, sen öleceksin ama cesedini bana taşıtacaklar...

Evet... Atın kaygısı taşıyacağı yükün ağırlaşacak olmasından. Temizel'in bu aşırı stres ve çalışma temposu bu kaygıya bağlanıyor. Çünkü mali sistemde büyüyen her sorun sonunda onun omuzlarına yük olarak biniyor. Onun stresini artırıyor...


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır