kapat

14.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Casablanca filmi hangi ülkede çekildi?
Bilgi yarışmasında soruyorlar: "Casablanca filmi hangi ülkede çekilmiştir?" Yarışmacı genç çuvallıyor. Ancak yardım alarak Fas'ı buluyor.

Seyirciler sinir oluyor: "Bunu bile bilemedi, bu ne biçim Boğaziçi!" Haklılar kızmakta ama ortada bir küçük sorun var: Film Fas'ta geçer ama California'da çekilmiştir. N'olacak şimdi? Bilen kim, cahil kim? Bilmemek hangi durumlarda ayıp?

Amerikalı mizah ustası Mark Twain şöyle demiş: "Ben 14 yaşındayken babam o kadar cahildi ki, onunla birlikte gözükmek istemezdim. 21'ime geldiğimde ise sadece yedi yıl içinde ne kadar çok şey öğrenmiş olduğunu hayretle fark ettim."

Kıssadan hisse: Hangi bilgi?.. Kime göre bilgi?.. Ne için bilgi?

Televizyonlardaki bilgi yarışmaları sayesinde bilgiyle olan ilişkilerimiz de yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Yarışma furyasının bir parçası olarak da Boğaziçili öğrenciler haklı haksız eleştiri gülleleri altında eziliyor.

Olay şöyle... Ben seyredemedim; Fatih Altaylı'dan özetle aktarıyorum:

'Kim 500 Milyar İster?' yarışmasında BÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü ikinci sınıf öğrencilerinden biri fena halde çuvallamış.

Soru şöyle: "Casablanca filmi hangi ülkede çekilmiştir?"

Şıklar: Fas, Tunus, Cezayir, Mısır.

Bir üniversite öğrencisi, üstelik de "Sinemadan ve coğrafyadan anlarım" diyen bir Boğaziçili bilemeyecek de kim bilecek?

Müstakbel mühendis Tunus'u ve Cezayir'i "Oralarda niye film çeksinler ki!" diye eliyor. "Mısır" diyecek ama emin değil. Lise coğrafya öğretmenine soruluyor telefonla. O da hemen "Fas" cevabını veriyor. Bizimki üç kere soruyor: "Emin misiniz hocam?" Sonra da, istemeye istemeye, "Fas" diyor. Cevap bu çıkınca da çok şaşırıyor.

Diğer sorularda da benzeri bir durum yaşanıyor. Kenan Işık'tan tüyo alarak, ite kaka, ona buna sorularak ilerleniyor yarışmada.

İşin Boğaziçi açısından kötü yanı, o öğrencinin bir sınıf arkadaşı da benzeri bir durumda kalıyor. Fena halde çuvallıyor. Zülfü Livaneli'nin filme çektiği "Yer Demir Gök Bakır"ı (Yaşar Kemal'den) bilemiyor.

Altaylı da bu manzara karşısında, "Bunlar Türkiye'nin en elit öğrencileri. Orada hal bu ise, eğitim sisteminin vay haline!" diyor. Haklı mı? Haklı... Ama o kadar değil! "Ama"sı var.

Aktüel dergisi bu "bilgi ve yarışma" konusunu haber yapıyor. Bana da Boğaziçi'nin nasıl bir okul olduğunu sordular. Boğaziçi Anglosakson kültürü veren bir üniversitedir. Rahattır, serbesttir. Mağaracılıktan dalgıçlığa, satrançtan fotoğrafçılığa bir sürü kulübü vardır. Hemen her hafta okulda film oynar. Kütüphanesi zengindir. Özetle BÜ'de sadece ders çalışılmaz. Öğrencinin kendisini çeşitli alanlarda geliştirmesi teşvik edilir.

Bu açıdan bakıldığında yarışmadaki öğrencinin tutar yanı yok. "Sinema ve coğrafya ilgi alanıma girer" dedikten sonra "Fas" cevabını verememesi tam bir rezalet. Yüz kızartıcı bir durum!

Ancak... Burada tartışılması gereken birkaç nokta hâlâ var:

Bir: Cehaletle suçladığımız aynı öğrenci bize dönüp, "Söyleyin bakalım risk sermayesi nedir" diye sorsa, cevap verebilecek miyiz?

İki: Bilgi dediğimiz şey, yarışmalardaki sorular karşısında doğru şıkkı bulmak mıdır? 500 milyar kazanırsak bilgili bir insan mı olacağız? Gazete okuyup, TV seyreden hafızası güçlü bir ilkokul mezununun, bu yarışmalarda örneğin Prof. Asaf Savaş Akat'tan ya da Prof. Aykut Barka'dan daha yüksek skora ulaşacağını söylesem... Bu iddiama saçma diyebilir misiniz?

Üç: Korkunç bir enformasyon (malumat) bombardımanına tutulduğumuz bu çağda "genel kültür" sahibi bir insan olabilmek için neleri bilmeliyiz? Yaşar Kemal'in 'Yer Demir Gök Bakır'ını bilemeyen diğer öğrenci, "Ben mağaracıyım. En sevdiğim roman Trevanian'ın yazdığı Şibumi'dir. Trevanian aslında yıllarca gizli kalmış bir takma isimdir. Yazarın gerçek adı Rodney Whitaker'dır" dese... Bu kişiyi genel kültür açısından nasıl değerlendireceğiz?

Dört: Dikkatinizi çekti mi? Sanırım dalgınlıktan Fatih Altaylı sorunun "Casablanca filmi hangi ülkede çekilmiştir?" olduğunu yazıyor. Eğer soru programda gerçekten bu biçimde formüle edildiyse bir sorunla karşı karşıyayız: Evet filmin konusu Fas'ta geçer ama orada değil, Burbank'ta (California-ABD) çekilmiştir. N'olacak şimdi?

Şimdi tartışmayı bir adım daha ileri götürmek istiyorum... Evet bu iki öğrencinin durumu vahim görünüyor. Ancak:

Anglosakson eğitim sisteminde, örneğin klasik Fransız eğitimindeki gibi, ezber yoktur. Esas olarak iki şey öğretilmeye çalışılır: Soru sormak ve aradığını bulmak... Aynı okuldan mezun bir kişi olarak bazen gazeteciliğin günlük işleyişinde çok zorlandığımı itiraf etmeliyim.

Çünkü her Allah'ın günü benzeri sorularla karşılaşırım: Fatih Terim'in eşinin adı neydi?.. Fona kaç banka devredildi?.. Clinton görevi hangi gün bırakacak?..

Boğaziçi'ndeki hocamız Prof. İlkay Sunar, bu tip sorular karşısında daima aynı şeyi söylemiştir: "Cehaletimizi paylaşmayalım!"

Eğer bize sorgulamak öğretilmeseydi, sorudaki hatayı fark edemezdim. Ve eğer, hazıra konmak yerine aradığını bulmak için çaba sarfetmek gerektiği öğretilmeseydi, onca ukalalığı nasıl yapardım?

"Tamam ama bu kadar aptallığa da tahammül edecek değiliz ya" mı diyorsunuz? Haklısınız, zaten Bertrand Russel da "İnsanlar aptal değil cahil doğarlar, onları aptallaştıran eğitimdir" dememiş miydi!

emreakoz@sabah.com.tr


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır