Türkiye'nin Avrupa ve ABD standartlarına uygun ilk uçuş güvenlik sistemlerini bir kadın kurdu. Nilgün Aladağlı Rodoplu, ilk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen'in adının verildiği Kurtköy'deki yeni havaalanının güvenlik sistemlerini kuran kişi... Rodoplu, gece görüşünü olanaklı kılan yeni dürbünlerden tutun da, fişekler ve Zig Hammerli tüfeklere kadar bu alandaki her teknolojiye hakim.
Daha önce de TSK için ilk elektronik atış poligonlarını yaptıran Nilgün Hanım'ın eli değdiği için mi bilinmez ama bu poligonlarda yüzlerce asker arasından bir kadın subay, Ayşe Çil, bir ilki başararak dünya atış şampiyonu oldu. Yıllardır silah ve silah teknolojileri alanında çalışan Rodoplu da "Erkek işi mi, o da ne? Ben bir işin başında erkek görünce hiç şaşırmıyorum, tuhaf karşılamıyorum. Onlar da alışsınlar artık" diyor.
Sabiha Gökçen Havaalanı'na getirdiği uçuş güvenlik sistemini "dünyanın en ileri teknolojide ürettiği sistem" olarak tanımlayan Rodoplu, 2003 sonuna kadar bu sistemin tüm havaalanlarına kurulması gerektiğini vurguluyor. Çünkü söz konusu olan, uçağa yüklenen her tür bagajın otomatik olarak taranmasını sağlayan bir sistem. Sistem operatörü olmasa dahi saatte 1.500 bagajı tarıyor. Bagajın içindeki her türlü patlayıcı, uyuşturucu tespit edilebiliyor. Bu yüzden de ABD'nin Uluslararası Güvenlik Konseyi FAA ile Avrupa Birliği'nin ECAC şartları bu sistemi istiyor. Gelin işin erbabından bu sistemin nasıl çalıştığını öğrenelim...
Bizde geçerli olan sistemde görevlilerin gözünden bazı şeyler kaçabiliyor galiba...
X-Ray sisteminde görüntü operatöre düşüyor, buna göre değerlendirme yapılıyor. 12 saniyelik bir süre var. Oysa yeni sistemde, tamamıyla otomatik tarama yapıyor. İstediği, kuşkulu gördüğü bir bavulu tekrar tekrar kontrol edebiliyor. FAA'nın tanımlanmış 9 bin imajı var. Bunun üzerinden tarama yapılıyor.
Uyuşturucu ya da patlayıcı maddeyi nasıl ayırt ediyor?
Kuşkulu bavulu diğer bagajlardan ayırıyor ve ikinci bir tarama yapılıyor. Bavulun içinde tetikleyici olup olmadığı da tespit ediliyor. Tetikleyici varsa bomba ekibine bavul teslim ediliyor. Arzu edildiği halde bagajdaki para da görüntüleniyor.
Sabiha Gökçen'de bu sistemden kaç tane kuruldu?
Dış Hatlar'da dört, iç hatlarda iki makine var. Sistem ilk etapta yarı kapasite ile çalışıyor.
Yurtdışındaki bagajlar hep bu sistemle mi aranıyordu?
Evet. Zaten bu yüzden de biz transit yolculuk yaptığımızda sürekli olarak bagajlarımızı gittiğimiz yerde yeniden kontrol
ettirmek zorunda kalıyorduk. Havaalanı vergisi ödememizin nedeni de budur. Bu aynı zamanda hem para hem de zaman kaybı demektir. Artık bu
sistemden geçen bagajlar transit yolculuk yaptığımız zamanlarda tekrar aranmayacak, çünkü güvenli bir sistemden geçmiş olacaklar.
Yeni havaalanının böyle bir avantajı var demek ki...
Öyle. Aslında Sabiha Gökçen Havaalanı çok önemli çünkü Anadolu'nun dünyaya açılan bir kapısı olacak.
Atatürk Havaalanı'nı bu nasıl etkiler?
Rakip ya da köstek olarak görmemek lazım. Türkiye'nin, İstanbul'un bu havaalanına ihtiyacı vardı. Londra'da üç, Paris'te iki havaalanı var. İstanbul'da iki ya da üç havaalanı olması gayet doğal.