kapat

14.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Bilim kuşatma altında

Cumhuriyet Bilim-Teknik'in sayfaları arasında rastladığım o mütevazı makalenin bende yarattığı etkiyi neye bağlamalıyım, bilemiyorum.

Belki suçluluk duygusu, belki içinde bulunduğumuz gafleti herkese haykırma isteği... Belki kadrini bilmediklerimize karşı bir şükran duygusu.

***

Bilimin altın çağını yaşadığı bir yüzyıl kapanırken, bilimkişileri kendilerini Ortaçağ İstanbul'unun talihsiz sakinleri kadar kuşatılmış hissediyorlar...

"Bilim kuşatmada" adlı makale bu satırlarla başlıyor. Makalenin yazarı Hans Christian von Baeyer, çağımızın belki de en çarpıcı paradokslarından birini bu şekilde özetledikten sonra, bilim insanları topluluğunu kuşatan üç düşmanı şöyle sıralıyor: Bilim karşıtlığı, yalancı bilim ve aldırışsızlık...

Baeyer, bunların birincisinin, yani bilime akademik çevrelerin içinden yöneltilen bilim karşıtı saldırının en az zarar vereni olduğunu söylüyor, ama üstünde durmadan da geçmiyor.

Bugün akademik çevrelerde bulunan küçük bir köktenci grubun, bilimden korktuğunu ve bilimin nesnelliğini yadsıyarak onu gerçeğe erişmede mitoslardan farklı olmayan bir şey haline getirmeye çalıştığını söylüyor. Bu korkunun ve saldırının sebebini ise entellektüellerin evreni kavrama konusunda gittikçe daha yetersiz hale gelmeleri olarak görüyor. Yazara göre bilim karşıtı saldırı, evren hakkındaki kavrayışlarını yitirmekte olduklarını fark eden entellektüellerin trajedisi... Evreni kavrayışlarını yitiriyorlar, çünkü bilim, özellikle de fen bilimleri artık öylesine soyutlaştı ki, bilimle ilgilenmeyenlerin buna erişmeleri olanak dışı oldu.

Yazarın işaret ettiği kuşatmanın ikinci sorumlusu, son yıllarda özellikle ABD'de görülen sahte bilimdeki yaygınlaşma... Yayıncılık ve eğlence endüstrisinin güçlü çıkarlarıyla beslenen sahte bilimcilik öyle hızla yaygınlaşıyor ki, örneğin 1990'daki bir Gallup Araştırmasına göre, yetişkin Amerikalılar'ın yüzde 52'si astrolojiye, yüzde 46'sı altıncı hisse, yüzde 42'si ise ölülerle iletişim kurmaya - ruh çağırmaya- inanıyor!

Bilimin beşiği olan bir ülkenin, hem de bilimsel gelişmenin en hızlı yaşandığı bir yüzyılda, böyle bir hurafeler cenneti haline gelmesinin sebebi ne peki? Baeyer bunu şöyle açıklıyor: Sebep belki de, sahte bilimin, bilimin doyuramadığı duygusal gereksinimleri tatmin etmesi... İnsanların kesinliğe, yanılmaz otoriteye ve mutlak doğruya olan açlığı ama bilimin bunları sunmayı özellikle reddetmesi...

Kuşatmanın üçüncü unsuru olan ilgisizlik ve vurdumduymazlık ise en korkunç düşman... Çünkü dünya nüfusunun yaklaşık yüzde yüzü, bilime karşı kuşatma cephesinde... Aldırmıyor, ilgilenmiyor, yok sayıyor! Çünkü bilim o milyarlara hiçbir zaman bir futbol takımının, bir diktatörün ya da rock grubun doğuracağı tutkuyu veremiyor. Bilim, modern (ve de eski) dünyanın ilgisi için, futbolla, politikayla rekabet için, fazla soyut ve akılcı kalıyor.

***

İşin garibi bu kuşatmanın tam da bilimin şimdiye kadar örneği görülmemiş zaferlere imza attığı, bir altın çağı yaşadığı bir yüzyılda yaşanması... "Cahil ve hurafelere kapılmış bilim düşmanı bir milletin" (ABD) en güçlü bilimsel buluşları, girişimleri gerçekleştirmesi"...

Aslında bu paradoks, dünyanın yaşadığı bir başka paradoksla tıpatıp benzeşiyor: Baeyer'in deyişiyle, tıpkı zenginler daha zenginleşirken yoksulların daha da yoksullaşması gibi, yalancı bilimle yetişen bir bilimsel ümmiler güruhu arasında bilimsel seçkinler hızla gelişiyor.

Bu iki kitle arasındaki uçurum gittikçe derinleşiyor. Ve dünya her geçen gün daha "çelişmeli" bir dünya haline geliyor...

Düzeltme: 12 Ocak tarihli yazımda geçen Taliban kelimesi bir hata sonucu Talabani olarak basılmıştır. Düzeltir özür dilerim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır