kapat

14.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
YILMAZ KARAKOYUNLU(yilmazk@sabah.com.tr )


Paris'te Ermeni Tangosu...

Üç gün sonra Fransız Parlamentosu Ermeni meselesini görüşecek.

Tarihten husumet çıkarmanın yeni bir oyunu sahneleniyor. İki yıl önce aynı oyun tezgahlanmak istenmişti.

Tarihten ders alınır. Tarihten ibret alınır. Tarihten güç ve cesaret alınır. Tarihten ilham alınır. Ama tarihten husumet çıkarmak, ancak onu bile bile inkar etmekle mümkündür.

Fransız Parlamentosu işte bu inkarın ittifakındadır.

***

Ermeni soykırım iddiaları seksenbeş senedir karşımıza çıkarılır. Osmanlı İmparatorluğu bu iddialar karşısında, sırf Ermeniler'i memnun etmek için namuslu bir vatan evladını, Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal'i adaletsiz bir mahkemede yargılayıp asacak kadar taleplere boyun eğmişti...

O günden beri hükümetler, Ermeni iddiaları hakkında sadece siyasi cevap yetiştirme telaşı yaşar. Bu telaşın içeriğinde konuyu tam kavrayamamış olmanın ihmali ve cehaleti vardır.

Bu ihmal ve cehalet ile bir tarih tezi geliştirememiş, arşivlerimizde gerçeği yansıtan belgeleri dünya kamuoyuna sunamamıştık. Bugün bu bahiste hâlâ acemiyiz ve elimiz ayağımıza dolaşmış durumda...

***

Günü geldiğinde celallenen bir üslup ile olaya tavır takınıyor ve sonra her şeyi unutup gidiyoruz. Amerikan meclisinde Clinton müdahalesi ile ertelenen durumu sanki nihai zafermiş gibi algıladık ve işin peşini bıraktık.

Oysa Amerikan başkanının müdahale üslubu, Ermeni meselesinin önümüzdeki günlerde bütün dünya parlamentolarında gündem konusu olacağı ihtimalini yaratmaktaydı. Nitekim yarattı...

Kuşku yok ki, yakında bu üslup, Güney Amerika devletlerinden, Pasifik Adaları parlamentolarına kadar genişletilecektir.

Avrupa Birliği mücadelemizin önüne yeni bir engel daha çıkarılmaktadır. Ermeni meselesi, tıpkı Kıbrıs meselesi gibi toplumun çok duyarlı olduğu konudur. Türk halkı bu konularda hangi içerikte ve nitelikte olursa olsun daima duyarlı ve duygusal davranır.

Düne kadar Avrupa Birliği eşiğinde Türkiye için zorlama şartı olarak ileri sürülen Kıbrıs sorununa bir de Ermeni sorunu eklenmeye çalışılmaktadır.

İki yıl önce Demirel cumhurbaşkanı iken, dışişleri bakanlığı, Ermeni sorununu bir "inkar" anlayışı içinde yürütüyordu. Demirel gerçeği gördü ve müdahale etti. Anlatımı zarif ve doğruydu: "Tarihten husumet çıkarılamaz..."

Dışişleri Bakanı Cem, Meclis kürsüsünde "Ermeni meselesi konusunda en fazla yayın yapan kurum dışişleri bakanlığıdır; bu başkalarının işi olmalıydı" diyordu...

Dediğinin önemli bölümü doğruydu. Tarih derinliğindeki gerçeği su yüzüne çıkarmak tarafsız tarihçilerin işi olmalı ve bu gerçekleri dışişleri bakanlığı dünya kamuoyunda savunmalıydı.

Türkiye'de "Tarih Kurumu" var. "Askeri Harp Tarihi Dairesi" var. "Tarih Vakıfları" var... Ama, Türkiye'nin halâ Ermeni meselesinde sağlam ve ısrarla sürdüreceği bir tarih tezi yok.

Meclis Başkanı bir araştırma kadrosu teşkil edeceğini ve gerçekleri araştıracağını söylemişti. Seksenbeş yıl sonra başladığımız bu araştırmanın ne durumda olduğunu kimse bilmiyor.

***

Anlaşılıyor ki, Fransız parlamentosu Ermeni meselesinde Türkiye'yi derinden yaralayan bir tertibin aleti olacaktır. Türkiye üzülecektir.

Hiç kuşkusuz bu karar zaman içinde geçmiş örneklerde olduğu gibi unutulacaktır. Bu tür kararların birikerek önümüzdeki yıllarda başımıza hangi belaları açacağının endişesini bile hissetmediğimiz ortada...

Paris'teki Ermeni tangosu son tango değildir. Hepsi için önce hazırladıkları her tuzağı, en açık dille yüzlerine vuracağız ama papaza kızıp oruç da bozmayacağız.

Avrupa Birliği'nin Türkiye için taşıdığı önemi idrak etmeyen her yaklaşım, Türkiye'nin gerçeğine bigane kalan sorumsuzluğu hızlandırır. Karşımızdakilerin tahrikine kapılan delikanlı heyecanlı, gerçeği kavrayan bilgi ve deneye karşı koyamaz. Üstelik yersiz tartışma zemini yaratır.

Belki amaç da budur; ileride verilecek nihai karar aşamasına kadar Türk ulusunu bu yanlış tartışma girdaplarında bıkkın hâle getirmek...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır