Galatasaraylı Suat, Terim'e yazdığı mektupta şöyle diyordu: "Bize güvendiniz, güvenmeyi öğrettiniz. Neler yapabileceğimizi ve kendimizi tanımamızı sağladınız. Bize bir ağabey, bir hoca bazen bir baba ama en önemlisi lider oldunuz. Hırsı, kazanma ruhunu aşıladınız."
Türk futbolunda devrim yaratan İmparator Terim, İtalya'da da destan üstüne destan yazıyor. Fiorentina'ya aşıladığı güven, kazanma hırsı ve takım ruhuyla başarı halkasını genişletiyor. Zafer serisine dün gece Milan'ı da eklerken, herşeyin pahalı transferlerle olamayacağını kanıtladı. İtalya'yı ayağa kaldırdı, Türk insanının gururu oldu.
İlk yarım saatte fırtına gibi bir Fiorentina vardı. Herkes pres yapıyor, yüreği ile oynuyor, tekmelere kafasını sokuyordu. Milan soluk almakta güçlük çekti. Zaccheroni'nin yüzü çaresizlikten kırış kırış oldu. Sahasına gömülen Milan'ın 2 çıkışı vardı. 1; Fiorentina üzerine geldiği anlarda çabuk çıkıp uzun topla Shevchenko'yu gol yollarına sokmaktı. 2; ölü toplarda Bierhoff'un kafasıyla sonuca gitmekti.
Fiorentina tempoyu yavaşlatmak isteyince Milan'ı üzerinde buldu. Sıkıntılı dakikalarda Bierhoff bir adımla golü kaçırdı. Maçın kader anı da buydu.
2. yarı Fiorentina resitalini izledik. Cois'in golü, Milan'ın havlu atışıydı. Costa'nın şefliğindeki Fiorentina orkestrası futbol topunu dans ettiriyor, şöhretler topluluğu Milan çaresizlik içinde kıvranıyordu.
Bu mükemmel zaferle maça Terim-Zaccheroni düellosu olarak bakan ve Terim'in başarısında mucize arayan İtalyan basını da iflas etti. Terim bilgisi ve vizyonuyla yakında İtalyan futbolunun zirvesine oturacak. Buna yürekten inanıyorum