kapat

14.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Dayak yedi böyle oldu
Recep Karsıkan, 20 yaşında bir sokak kavgasında böbrek üstü bezleri parçalanınca 43 yaşındayken 320 kilo oldu

Dondurmacılık yapan Karsıkan Ailesi'nin ortanca oğlu Recep, babasına yardım etmek için okulu yarım bırakıp geçti tezgahın başına. Gencecik, sırım gibi bir delikanlıydı. Aradan birkaç yıl bile geçmemişti ki, bir sokak kavgasına karıştı. Bu onun hayatının hatasıydı... O kavgada, aldığı darbelerin etkisiyle böbrek üstü bezleri parçalanan Recep, hastanede geçen uzunca bir süreden sonra iyileştiğini sandı, ancak yanılmıştı. Kabus asıl şimdi başlıyordu...

Gün geçtikçe biraz daha fazla yemek yer olmuştu. Bedeni gitgide kalınlaşıyor, o bunu güneyin lezzetli yemeklerine, elleriyle hazırladığı dondurmalara, tatlılara ve vazgeçemediği ekmeklere bağlıyordu. Hepsinin payı vardı elbette ama asıl sorun allak bulak olan hormonlarındaydı. Bu sırada, Şaziye Hanım'la evlenip çoluk çocuğa karıştı. Ama aradan geçen yıllar onu daha da "ağırlaştırıyor", yaşamı daha da zorlaştırıyordu.

İSMİ ŞİŞMANA ÇIKTI
"Recep Usta", kilosu sayesinde "Şişman Usta" olarak büyük ün yaptı, çevresinde. İzmir Fuarı'na bile davet edildi. O zamanlar, tek başına yürüyebiliyor, canının istediği araca binebiliyor, oturup kalkabiliyor, kısacası temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyordu. Fakat, 1993 yılı, geride kalan ufak tefek özgürlüklerini de aldı. Normal bir insan kadar yemek yiyor ama 3-5 katı kilo alıyordu artık. Neredeyse 300 kiloydu...

Tek başına "en doğal ihtiyacını" bile karşılayamıyor, banyo yapamıyor, giyinemiyordu. Oturması, kalkması, yatması hepsi sorundu. Dışarıya çıkmak, gezmeye gitmek, koşmak, yürümek, insanca yaşamak ise hayaldi. Çaresizlik içinde gördüğü her ele sarıldı Recep Usta. Ama, sömürülmekten kurtulamadı. Almanya'dan geldiklerini söyleyen Elif-Thommas Okyar çifti, kendi deyimiyle, "kobay gibi" kullandı onu. İçtiği onlarca ilaç, hayallerini yıkmaktan öteye gidemedi.

ÖTENAZİ İSTEDİ
Ölmek istedi ama tek başına, yardım almadan ölemezdi bile. "Ötenazi hakkımı istiyorum" diye feryat eden sesi duyuldu en sonunda. Özel bir hastane, özel ambulansla getirdi onu İstanbul'a. Şimdi, 90 santimlik özel kapılı ve dev yataklı bir odası, özel sandalyesi ve 600 kiloyu bile çekebilen tartısı, onunla ilgilenecek doktorları, hemşireleri var.

Hastalığı ve dünyada kullanılan tedavi yöntemleri üzerine Fransa'da çalışma yapılıyor. Recep Usta'ya, Büyük Anadolu Hastanesi'nde sırasıyla; diet ve kalori kısıtlaması, egzersiz programı, ilaç tedavileri uygulanacak. Bütün bu tedaviler sonunda gerekirse mide küçültülmesi ve fazla yağların alınması şeklindeki ameliyatlar yapılacak.

Kendi kendinin mahkumu
Recep Karsıkan evli, 2 çocuk babası, 43 yaşında bir adam ama tek başına "en doğal ihtiyaçlarını" bile karşılayamıyor. Oturup kalkamıyor, sırtüstü yatamıyor. İşine gidemiyor. Otobüse, uçağa, trene, arabaya, bisiklete binemiyor. Çocuklarını parka, karısını gezmeye götüremiyor. Sıradan bir insana ait tüm özgürlükler alınmış elinden. O, 320 kiloluk bir prangaya, kendi bedenine bağlı. Umutları sömürülüyor, "Seni zayıflatacağız" diyenler onu kandırıyor. O, ölmek istiyor ama yardım almaksızın ölemiyor bile. Dondurmacı Recep Usta vücudunda, bir sokak kavgasında aldığı darbelerin, yıllar geçtikte "ağırlaşan" acı hatırasını taşıyor.

20 yıl önce filinta gibi delikanlıydı
Hayatını karartan sokak kavgasına karışmadan önce ipince olan Recep Usta şimdi yeni bir başlangıcın heyecanı içinde. Hastanede sanıldığı gibi 320 değil, 249.8 kilo olduğunu öğrenmek mutlu etmiş onu. Tam 27 yıllık eşi de, "bu kez başaracaklarını" söylüyor ve ekliyor: "Ankara'da tedavi gördüğünde 222 kiloya düşmüştü. Ama parasızlık yüzünden diete devam edemedi. Bu kez başaracak."

Recep Usta'nın günlük mönüsü
Sabah: 1.5 bardak yağsız süt, 1,5 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir, iki ince dilim kepekli ekmek, bir porsiyon meyve.

Öğle: Az yağlı bir tabak sebze yemeği, yağsız salata, bir ince dilim ekmek , bir su bardağı yağsız yoğurt, iki tane yağsız köfte.

İkindi: Bir meyve.

Akşam: İki tane köfte, bir tabak sebze yemeği, bir su bardağı yoğurt, yağsız salata, bir dilim ekmek.

Gece: Yatmadan önce bir muz.

Perihan YILDIZ- Sırrıberk ARSLAN


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır