(Unutmadan, Memiş de Başkan Yılmaz'ı iplemeyenlerden. Şöyle demiş: "Bu kitap, Allah'ın izniyle, rüyalarınızın gerçek ve sağlıklı yorumlarını yapabilmeniz için size özgün bir rehber olacak.")
"Memiş'in kitabıyla maytap geçmekten başka yapılacak daha iyi işin yok mu" diyeceksiniz. Ama iş bir kitapla başlayıp bitmiyor ki!
Eskiden daha çok sahaflarda ve cami duvarına tezgah açan seyyar kitapçılarda bulunurdu "rüya tabirleri". Baskıları kötü, metinleri anlaşılmaz olurdu. Mesela başörtülü kadınlar ilgi gösterirdi bunlara. Üniversiteli gençler ise gülüp geçerdi. Kalbur üstü kitapçılar da pek satmazdı böyle kitapları.
'Çağın Özgün Rüya Yorumları'na "imzasını atan" bizim Medyum Memiş uyanık biri tabii. Baskısıyla, sayfa düzeniyle şık bir kitap hazırlamış. Nişantaşı'nda satılacak cinsten. Eğitimli ve beğeni sahibi bir kitleye hitap etmek istiyor anlaşılan.
Haksız da sayılmaz. Böyle bir piyasa var. Denemesi bedava: Bir toplulukta "Ben rüya yorumu bilirim" deyin de görün. Daha yeni tanıştığınız insanlar bile en aganigili rüyalarını dökmeye başlar.
Memiş'in uyanıklığı daha kitabın adından başlıyor: Hem "çağdaş" hem "özgün". Yani gelgeli güçlü, albenisi yüksek bir eser.
Bu şu anlama geliyor. Eski rüya tabiri kitapları çok çok 19. yüzyılda takılıp kalırken Memiş olayı 20. yüzyıla dek taşımış. Bu şu demek: Asansör, baraj, futbol, jeton, telefon, uçak, otobüs, itfaiyeci gibi daha çok 20. yüzyıla ait şeyler de kitapta yer alıyor.
Ama o kadar.
Hiç heveslenmeyin: İnternet, mouse, sauna (haberi biliyorsunuz, bizim Diyanet, "Milenyum Camileri" dediği proje için kolları sıvamış; yeni camilerde çocuk parkı, duş, sauna, sergi salonu, el sanatları atölyesi, kafeterya, otopar ve spor odası da bulunacakmış), ölüm orucu ya da ne bileyim mesela Pokemon yok özgün yorumlarda. Yani Memiş'in çağdaşlığı 21. yüzyıla geçememiş.
Yani eğer rüyanızda kendinizi Mortal Combat oynarken ya da tam internette sörf yaparken görürseniz "sağlıklı" bir yorum yapamayacaksınız demektir.
Memiş'in kitabıyla dalga geçiyorum diye rüya yorumunu önemsemediğimi sanmayın. Ama bu iş böyle yapılmaz; indeks biçiminde düzenlenmiş bir rüya yorumu kitabı olmaz olamaz. Rüyalarıyla gelecek arasında bağ olduğunu sanan hanım kızlarımızı üzmek pahasına söylemek zorundayım: Rüyalar geleceği değil, olsa olsa kendinize bile itiraf edemediğiniz duyguların simgesel ifadesidir.
Mesela rüyanızda bir balığı elinizden kaçırdığınızı görürseniz... Bunun parayla pulla alakası yoktur. Bir düşünün: Çevrenizdeki insanlar arasında Balık burcundan olan var mı? Ya da "Deniz" adlı birisi? Rüyadaki balıkla olan ilişkiniz o kişiyle ilişkinizi simgeliyor olabilir. Bir düşünün.
İmgelem dünyamız müthiştir. Nereden ne çıkacağı, neyin ne anlama geleceği belli olmaz. Örneğin bir Karadeniz türküsünde "pırasa"dan söz açılır. Sanırsınız ki pırasa, erkek cinsel organının simgesidir.
Benzemez mi?
Benzer ama hatalı bir yorum olur bu. Çünkü pırasanın "öbür" yanından, püsküllerinden söz açmaktadır bu türkü ve kastettiği erkek değil kadın cinsel organıdır!
Yani rüya yorumu şakaya gelmez. 'Aç kitabı bak'la iş bitmez. Hem uyanık olmak hem de kendini serbest çağrışımın kollarına bırakmak gerekir. İşte o vakit bambaşka bir dünya açılır önünüzde:
Bir baraj görürsünüz belki... Aklınıza Demirel gelir.... Sonra Süleyman adlı şefinizin size engel olduğunu, onu aşıp müdüre çıkmak, derdinizi anlatmak istediğinizi ama çekindiğinizi itiraf edersiniz... Belki sonra, aniden, babanızın kullanmadığı ilk adının da Süleyman olduğunu, küçükken sizi hep engellediğini hatırlarlayıp böyle bir bağlantı kurduğıunuz için şaşırırsınız!
Özetle rüyalar yarını değil dünü, ötekini değil kendinizi anlatır. Eğer içinde bir miktar gelecek varsa o da olsa olsa 'geleceğe dönüş' biçimindedir.
Yeni yılda mutlu rüyalar görmenizi dilerim.