Dört aylık bebeğini sabah beş buçuğa kadar telsizden dinlediği için eşine "sen rahat uyu" diyen Kayahan: "Beste doğduğunda eve kira ve yiyecek parasını getirmek için çalışmak zorundaydım. Gelişimini gözlemeye zamanım yoktu. Ama şimdi öyle değil"

Dört aylık bebeğe dört şarkı...
Hani demişler ya ressama "Beş dakikada çizdin. Bu kadar eder mi?" diye. O da "Otuzbeş senedir öğreniyorum" demiş. Bestecilerde "Acaba bir daha yapamayacak mıyım?" korkusu vardır. Bende de olur bu! Ki bu sefer ben bilerek üç buçuk ay ara verdim. Elime gitar almadım. Müzik dinlemedim. Çünkü senelerce çok yoğun çalışmıştım. Sonra acıktım. Elime gitarı aldım ve yazabildiğimi gördüm... Yazabildiğimi bana 17 Ağustos depremi hissettirdi. Bunu yazmamak mümkün değildi zaten. Üç buçuk ay sonra tekrar beste yapabildiğimi gördüm. Ki ben "Best of" çıkaracaktım. Nilüfer'inse yeni albümü çıkacaktı. 1999'un ocak ayından beri Nilüfer için şarkılar yazmaya başlamıştım. "Ölmem mi lazım", "Sevdaya Mahsus" yavaş yavaş çıkan şarkılar. Nilüfer bunları alıyor, beğeniyor okuyor Gömeç'teki Gönül köşkte. "Çok güzel ama daha iyisini yazamaz mısın?" diyor. Evet yazarım diyorum. Üç şarkı daha çıkıyor. "Çok güzel ama daha iyisi yok mu?" diyor hep Nilüfer. Elimde bir şeyler birikmeye başladı böylece. Bu arada "Best of"a çalışmaya başladım, hangisini koyabilirim diye... Ondan sonra "Söz Güzelim"i yazdım. Geldi Nilüfer, dedi ki "Tamam bu tarz işte" Tamam ama dedim ki gemi kalktı halatları aldım. Artık bu sefer sen benden sonra söyleyeceksin...

Biraz Nilüfer'in zorlamasıyla bitirmişsiniz...
Olabilir. Ben ona hep şöyle söyledim: Bu şarkıların hepsi çok güzel, fakat sen farkına varmamış olabilirsin... Nitekim şu anda Nilüfer de bu albümü çok beğenenlerden... Söz Güzelim'i o da söyleyecek.

Müzik tarihiniz açısından bu albüm, en iyi çalışmanız mı?

Kendini sanatçıyla özdeşleştiren kemik kitle çok önemlidir bizim için. Onlar "Bu şimdiye kadarki en iyi Kayahan albümü" diyorlar. Demek ki 51 ile 51.5 arasını boşa geçirmemişim.

51'inden sonra yeniden baba olmak nasıl bir şey?

İnsanlar 70 yaşına da gelseler bebeğe bakış hep aynıdır. Aşka bakış aynıdır. İhtiyarlığın hissediliş halini şahsen kabul etmiyorum.

İlk bebeğinizle bunun getirdiği durumlar, duygular farklıdır tabii.

İlkinde ekonomik zorluklar içindeyiz. Ben Beyaz Fil Pavyon, Yeni Pavyon, As Kulüp, Şato Yazar'da çalışacağım. Geleceğim, yatacağım, Beste'yi göreceğim, ondan sonra öğlen kalkacağım Yukarı Ayrancı'da bir okulda dondurma ve tost satacağım. Sonra gelip biraz daha uyuyacağım. Ondan sonra yine Beyaz Fil, Yeni Pavyon sonra As Kulüp... Tabii ki Beste bebeğin gelişimini gözlememe imkan yoktu. Ben o zamanlar sadece eve ev kirasını ve yiyecek parasını getirmek için çalışmak zorundaydım. O yüzden o zamanlar Nur Hanım'ın kim bilir ne meşakkatlere katlandığını göremiyordum...

Gönül daha mı şanslı?

Onu bilemiyorum ya o şanslı ya ben daha şanslıyım, ama şu anda izleme fırsatım var. Son bir haftadır, başındaki telsizden sabah beş buçuğa kadar onu dinliyorum içerde salonda çalışırken.

Beste'yle Gönül'ün ilişkisi kuruldu mu?

Hep görüşüyorlar. Beste ona karşı son derece güzel duygular içerisinde. Ben ise müzikte ne yapıyorum özel hayatım ne, birbirine karışmadan yaşamanın lüksünü arıyorum.

Çok geç artık... Geçmişte Beste'yle olan problemlerinizi kamuoyuyla paylaştınız...

Beste'yle babası arasında problem yok. Beste'nin babası Beste'nin hak etmediği bir hayatı yaşadığını düşünüyor. Beste'nin maddi problemi yok. Çünkü ben hayattayım ve ben öldükten sonra da olmayacak. Zannedildiği gibi benim bu evliliğe karşı oluşumun bu arkadaşın para kazanıp kazanmamasıyla bir ilgisi yok. Ben bu insanın geçmişiyle ilgili olan bilgilerimden ötürü kızımla olan bu ilişkisini tasvip etmiyorum. Ama kızımla benim aramda olan ilişki hiçbir gün bozulmadı. Neden sayfaları açıp bir kere konuşup kapatmıyoruz?Sizin için söylemiyorum bunları. Beni müzikle tanıdınız. Artık bir kere de müziğimi anlatayım...

İpek sayesinde biraz törpülendim herhalde
Gönül'ün karakteriyle ilgili dikkatinizi çeken ne var?

Hülya Avşar'a söyledim inanmadı. Gönül, "anne" diyor. Hülya, "Evet, Zehra da pilav yapıyor lapa oluyor. Baklavayı da pek tutturamıyor" dedi. Karaktersiz olmayacağını söyleyeyim. Annesiyle babası öyle değil sanırım.

İpek Hanım'ın iyi bir şarkıcı olma hayalleri bitti mi?

İpek bebeğe yakın olacak ve bu arada bebeği büyütürken bir yandan da müzikle ilgili bilgilerini çoğaltacak. Onun plağıyla ilgili projeyi daha ileri bir zamana atabiliriz.

Eşinizin evi terk ettiğine dair haberlerin kaynağı ne?

Bir televizyon programındaydım. Bitti, arkadaş geldi kulağıma dedi ki "Kayahan Bey eşiniz evi terk etmiş" Ben de "Ben programa gelirken evdeydi" dedim. Buna rağmen bu yazıyı girmişler. Yazıyı yazan arkadaşla konuştum ve böyle bir şeyin olmadığını söyledim, rica etsem bunu telafi etmek için müzikle ilgili bir haber girin dedim. Bu sefer daha da beter etmişler, tam sayfa girmişler. Neden yazdıklarını anlamış değilim.

İpek Hanım'la ilişkiniz duygularınızı nasıl yoğurdu?

İpek'le ilk tanıştığımızda 18 yaşındaydı. Şimdi 25 yaşında. Disiplinini babasından da annesinden de gördüğü şeylerle birleştirip çok güzel bir hale getirdi. Hiç kimse bence onun yaşında bu kadar zor ve sorumlu bir hayatı kaldıramazdı. İpek bana göre daha sevecen, daha pozitif. Ben ona göre daha gri görüyorum hayatı. Dengeliyoruz birbirimizi.

İpek sayesinde nasıl bir Kayahan var şimdi?

Törpülendim herhalde. Prensiplerime çok bağlıydım şimdi eskisi kadar değilim. Tek bir çizgi, tek bir yön yok. Savaşmak değil baltayı toprağa gömme ihtiyacı hissediyorum. İyi şarkı sözü yazmak, özel hayatıma vakit ayırmak istiyorum.

Gönül erkek olsaydı ismi ne olacaktı?

İpek Hanım, Kayahan diyordu. Şu anda Gönül'e ikinci ismini arıyoruz, 13'e tamamlamak için harfleri. Çok seviyorum 13'ü, 1986 senesinden beri. Gönül Acar dokuz ediyor. Başına dört harfli bir isim eklemek gerekiyor. Gönül Sayfam'ın minutajı 4.13'tür A yüzü. 16.13'tür B yüzü.

Niye böyle bir takıntı var?

Herkesin bir anormal tarafı vardır. Yıllarca 13 numaralı evi kiralayamazdım... Ajandalardaki 13'ü yırtardım. Bir yarışmada Türkiyede ilk 13'e kaldım ve birinci oldum. Sonra her şeyi 13'e tamamlamaya başladım.

Sizi daha dinç gördüm bu sefer, duruşunuz dikleşmiş
Ben tastamam 18 sene mikrofon sehpalarına tutunarak ya da merdiven gibi yaptığım bir şeye oturarak ve yürüyemeyerek sahne yaptım. Durumumu incelemeyen kalmadı. Yürümek ıstıraptı. Derken küçücük bir hap verildi. Şu anda sahaya çıkıp top oynayabilirim. Eskiden seyahat özürlüydüm, şu anda Çin'e bile gidebilirim.

NURİYE AKMAN