kapat

Pazar Eki
31.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Yeni yıla yepyeni bir Baykal
'Hırçınlığı' ile tanınan Deniz Baykal'dan tam da sert muhalefet beklediğimiz günler yaşıyoruz ama ondan öfkeli bir söz yükselmiyor.

CHP'ye yeniden genel başkan seçilen Baykal'la, af tartışmalarından FP'nin yenilikçi kanadına kadar birçok konuda sohbet ettik. Baykal, söyleşi boyunca tek kişiye dahi sataşmamak için büyük bir gayret gösterdi ve adeta "Artık gerçekten hırçın değilim" dedi. Karşımızda gerçekten değişmeye çalışan bir Baykal vardı. FP'nin yenilikçileri ile bile memleket yararı için bir araya gelebileceğini söyledi. Yaşadığımız şu günlerde soğukkanlı olmak gerektiğini de vurguladı.

Olanları kaygıyla karşılıyorum; öfkeliyim tabii. Hükümet ipleri elinden kaçırmış, ekonomi batmış, cezaevleri patlamış... Ama hükümet ezilmiş zaten. İçimden kükremek bile gelmiyor

Eski Deniz Baykal'ı haksızlığa isyan eden futbolculara benzetiyorum. Artık başka güzelliklerin de tadını çıkarmak istiyorum. Orta yaş kötü mü? En iyisi tartışmayacaksın

Olcay 'Bu akşam resepsiyon var, beraber gidelim deme bana' diyor. Ben de siyasette yalnız kovboy olarak dolaşıyorum. Ramazan'da beraber oruç tuttuk. İftar sofralarının keyfi ayrı

Tekrar CHP'nin başkanlığına seçildiğinizde "Değiştim, özeleştirimi yaptım" demeçlerinizi okuduk...

Bu çok yazıldı ama ağzımdan böyle bir söz çıkmadı.

Yani hâlâ 'hırçın' mısınız?
"Hırçın olmayacağım" dedim. "Hükümeti yıkmak, seçim istemek yok! Güleryüzlü olmak var!" demiştim. Yani bana yönelik suçlamaların farkında olduğumu ve bunlara tebessümle yaklaştığımı söylemek istedim.

Ama özellikle bu günlerde sert muhalefete ihtiyacımız yok mu?

Herkes öfkeli ve "Hadi, partinin başına geçtin. Daha önce ne güzel kızardın, yine kız" diye bana bakıyorlar. Kıpırdamadığımı görünce de şaşırıyorlar. Tüm olanları kaygıyla karşılıyorum ve çok öfkeliyim, ama kontrol altına almalıyım. Herkese de bunu öneririm çünkü Türkiye'nin ihtiyacı bu. En zor dönemde öfkeliydik. O zaman herkes bizimle öfkeli olsaydı bu noktaya gelmezdik. Şimdi her şey ortaya çıktı ve şu saate öfkenin bir anlamı da kalmadı. Hükümet ipleri elinden kaçırmış, ülke denetimini kaybetmiş, ekonomi batmış, cezaevleri patlamış durumda. Faturayı hükümete çıkarmanın bir anlamı yok. Zaten altında ezildiler. İçimden kükremek bile gelmiyor.

Siz biraz Ali Şen'e benzemediniz mi? "Ali Şen başkan FB Şampiyon" sloganındaki gibi CHP'nin başarısı size endeksli mi?

Ali Şen'den ziyade, son seçimlerden önceki Deniz Baykal'ı haksızlığa isyan eden futbolculara benzetiyorum. Çok açık bir haksızlığa isyan eden bir futbolcu gördüğümde "Seni çok iyi anlıyorum!" diyorum.

CHP RP'nin yükselişe geçtiği dönemde laikliğe vurgu yapıyordu. CHP'nin ana ekseni şimdi ne olacak?

Eksenlerimizi inançlarımızdan ve Türkiye'nin sorunlarından hareketle belirliyoruz ve laiklik kuşkusuz bunlardan biri. İhtiyaç duyulduğunda her an devreye girmeye hazır duruyor. Diğerleri ise sosyal adalet, demokrasi ve dürüst devlet yönetimi. n Türban yasağı üniversitelerden dershanelerdeki temizlikçi kadınlara dek genişledi. Bu 'kapalı kadınlar'ın çalışmasını engellemiyor mu?

Kadının toplumda yer alması laiklik ve demokrasinin güvencesidir. Ne kadar çok yerini alırsa demokrasi o kadar yerine getirilmiş olur. Burada kompleks bir sorunun pratiğe yansıması var. Siyasi sistemin temellerinde uzlaşmalıyız. Herkesin ütopyası farklı olduğundan korkuları da farklı oluyor. 'Hiç kimse kimseyi kendi yaşam biçiminin baskısı altına almayacaktır' güveni verilebilseydi bunlar olmazdı. Hizbullah gibi pek çok olay, tedirgin edici sonuçlar doğurdu. Bazıları da "Eyvah, bunlar dinimizi elimizden alacaklar!" korkusu içindeler. Herkesin istediği gibi yaşayabileceği bir güven ortamı sağlanmalı. Refah döneminde o talihsiz olaylar yaşanmasıydı, iç barış için önemli mesafeler alınabilirdi.

FP'Yİ DİKKATLE İZLİYORUM
FP'nin yenilikçi kanadını nasıl buluyorsunuz?

Gerçekleşen olaylar karşısındaki arayışı temsil ediyorlar. Çıkış yolu arıyorlar. O kesimi dikkatle izliyorum. Beni ilgilendiren anayasal düzenle uzlaşma ve barış arayışını ne ölçüde sürdürecekleridir.

Laik-antilaik kutuplaşmasını çözümlemek için yardım isteseler...

Elbette, elimden gelen her türlü yardımı yaparım. Demokratik barışın sağlanması için bana düşecek olan her görevi, her çevre ile yakın ilişki içinde yerine getiririm.

Mesela Ecevit DSP'den ayrılsa ve DSP'nin başkanlığı size teklif edilse... Kabul eder misiniz?

Önemli olan Türkiye'nin sorunlarının çözülmesidir. Buna katkı yapanın şu partiden ya da bu partiden olması önemli değil. Ben CHP'de görev yapıyorum, düşüncelerimiz de ortada. Tüm bunları kardeş partilerle de, karşıt partilerle de paylaşmaya ve bunları onlara götürmeye hazırım.

CHP kadın kolları, etkinlikleri güçlü bir parti. Kadınlarınız mı çok cevval yoksa erkekleriniz mi uyuyor?

Gerçekten çok birikimli, yetenekli, çalışkan kadın örgütlerimiz var. Partiye çok şey katıyorlar. Erkeklerimizin de katkısından emin olabilirsiniz! Bu tür bir gözlem, diğer partilerin kadınları ilgi çekmediğinden oluşmuş olabilir.

Peki, neden CHP'den bir kadın genel başkan adayı çıkmıyor?

Geçen seçimde çok güçlü kadın adaylarımız vardı ama parti, barajı aşamadığından onlar da seçilemedi. Pek çok yerde liste başıydılar. Genel başkan adaylığı için kadınlarımızın çok fazla beklemesi gerekmeyebilir.

Neden? İstifa mı edeceksiniz?

Kadınlar CHP'de her makama talip olabilir. İhtiyacın çıkması halinde kadın aday çıkabilir.

CHP Genel Başkanına sahip çıkan ve kolay bırakmayan bir parti. Altan Öymen neden tutunamadı?

İnanın bunu hiç merak etmiyorum.

Bir tane de kız isterim
Üç torunum da erkek. Olcay'la bir de kız torun istiyoruz ama maalesef hiç işaret yok. Çünkü çocuklar çok yoğun çalışıyor. Bu isteğimi ilk kez söylüyorum, onlara söyleyemedim

Sizin için yıllardır genç lider deniyor. Ne zaman yaşlanacaksınız?

Bu söz eskiden gerçekti ve rahat rahat dinliyordum. Ama artık şaşırtıcı olmaya başladı. Gençlik tabii ki bir şey. Bu şansı uzun süre kullandım. Şimdi biraz da başka güzelliklerin tadını çıkarmak istiyorum. Sonra orta yaş, ileri orta yaş kötü mü! Hattâ yaşlılık... Bu evreler herkesi bekliyor. En iyisi tartışmayıp tadını çıkartacaksın!

Torunlarınız nasıl?

Üç torunum var, üçü de erkek. Oğulumun oğlu Deniz Baykal, kızımınkiler Mehmet ve Ali Can. Olcay'la bir kız torun istiyoruz ama maalesef hiçbir işaret yok. Çünkü çocuklar çok yoğun çalışıyor. Bu isteğimi de ilk kez söylüyorum çünkü onlara kıyıp söyleyemedim. Kızımın oğullarından birine (Mehmet'e) biz bakıyoruz.

Derslerine yardımcı olabiliyor musunuz?

Daha çok Olcay ilgileniyor. Havuz problemleri, kesirler. Ondan çok şey öğreniyorum; mesela yeryüzünün çekimi ile ayın çekimi arasındaki farkı siz biliyor musunuz? Bunu bilmek için bir torununuz olacak ve 3'üncü sınıfa gidecek... Cevabı 1/7 galiba.

Birlikte neler yapıyorsunuz?

Eskiden daha çok ilgileniyordum. Şimdi yollarımız akşam kesişiyor. Haftasonları geziyoruz, sinemaya gidiyoruz.

Olcay Hanım'la ilgilenebiliyor musunuz? Biraz da benimle ilgilen" diyor mu?

Olcay bu sitemi hiç yapmadı. Onu kendi alanıma çekmemi istemiyor. Yani 'gölge etme başka ihsan istemem' diyor! "Bu akşam bir resepsiyon var, birlikte gidelim deme bana" diyor, "Tanımadığım insanlarla bulunmaktan hoşlanmıyorum" diyor. Ben de buna saygı duyuyorum ve siyasette yalnız kovboy olarak dolaşıyorum. Yemeklerde bu yüzden "Eşiniz neden yok" diye şikayetler alıyorum.

Siz bu yemeklerden ve davetlerden sıkılıyor musunuz?

Bunun olmaması için bir düzen tutturdum. Her sabah 6'da yürüyorum. Benim için harika bir şey. Böylece iklimi, mevsimi hissediyor, vücudumu, doğayı keşfediyorum. Siyasetin yoğun temposu için mükemmel bir hazırlık. n Klasik müzik dışında neler dinliyorsunuz?

Kendimi kültürel bir turist gibi hissediyorum. Popa, caza, türküye, musikiye hayranlıkla bakıyorum.

Şiir okur musunuz?

Nazım Hikmet'ten Necip Fazıl Kısakürek'e, Ahmet Muhip Dranas'tan Turgut Uyar'a tüm şairleri okumaya çalışıyorum ve beğeniyorum. Ama Cemal Süreyya'nın tam tadını alamadım. Şüphesiz bir şiiriyeti var ama bana pek uygun değil. En son Mine Kırıkkanat'ın "Aşk Hikayeleri"ni okudum ve çok beğendim. Buket Uzuner'in "New York Seyir Defteri" ilgi çekici geldi.

Türkiye'deki kültür ve sanat ortamını nasıl buluyorsunuz?

Divan şiiri okuyan bir adam göremiyorum. Şiir okuyan biri, minyatür koleksiyoneri, halıdan anlayan yok. Tek tip olduk. Kültür anlayışmız resim koleksiyonu yapmanın ötesine geçemiyor.

Adnan Çoker - Hülya Avşar tartışmasını nasıl değerlendirdiniz?

Türkiye'de aydınların ekranların, önde gelen isimlerine acımasız davranmasından hoşlanmıyorum. Bu kişileri yargılarken daha anlayışlı olmak entelektüelliğe ters düşmez. Tabii ki herkes ölçüsünü bilmeli ama birbirimize sevecenlikle, anlayışla yaklaşmayı da bilmeliyiz. Böyle bir yaklaşım aydın olmaya aykırı değil. n MİT müsteşarının "Televoleler insanı komünist yapar" sözünü nasıl yorumluyorsunuz?

Toplumların kaçışa ihtiyacı var. İnsanlar sorunlarının dışında yapay bir dünyaya katılıp avunmak istiyor; çünkü çok fazla sıkıntıları var. Bu noktada Televoleler bir afyon etkisi yapıyor olsa gerek. MİT Müsteşarı'nın bu konuda değerlendirme yapmasını ise çok sevimli buldum. Keşke hep bu konularda değerlendirme yapsa!

İşten kaçta çıkıyorsunuz?

Genel bir saat yok. Ramazan'da iftarı kaçırmamaya çalıştım. Medyatik yemeklere katılmıyorum. Olcay'la beraber oruç tuttuk. Birçok defa iftarımı vaktinde açamıyorum.

BUKET AŞÇI


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır