kapat

04.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )


Faiz pazarlığı nasıl biter?

Kasım-Aralık'ta yaşanan banka krizinden sonra girilen yeni yılda bütün dikkatler Cuma günü yapılacak Hazine iç borçlanma ihalelerine çevrilmiş durumda. En az 1.5 katrilyon borçlanma için 6 ve 14 aylık iki ayrı ihale açan Hazine ile borç verecek olan bankalar arasında görüşmeler yapılıyor. Adeta 2000 öncesine geri döndük ve Hazine ihalelerinde dirsek temasları, paslaşmalar yeniden başladı. Pazarlığın konusu yüksek katılımı sağlamak ve faiz oranı üzerine. Doğal olarak Hazine düşük faizden borçlanmak istiyor. Gönlünden geçen de, yüzde 60'ı bulmayan bir oranla borçlanmak.

* Bankaların isteği- Bankalar ise hem faiz riskini iyice tanımış olarak hem de krizden dolayı uğradıkları zararı bir ölçüde telafi etmek için, Hazine'den yüksek faiz talebinde bulunmayı planlıyor. Daha çok Merkez Bankası piyasalarından borçlanmayla çarklarını çeviren küçük ve orta ölçekli bankalar yüzde 70 ve üzerinde bir faiz talep etmekten yana. Buna karşılık büyük özel bankalar yüzde 60'lı oranları yeterli buluyor. Faizin yüzde 70'leri bulması, yüzde 10'lu enflasyonun hedeflendiği bir yıl için reel anlamda çok yüksek olabilir. Faiz ile beklenen enflasyon arasındaki makasın iyice açılması sonuçta enflasyonist beklentileri yukarı doğru itebilir. Daha önemlisi bütçe harcamalarını artırması nedeniyle gelecek yıl için enflasyonist baskı yaratabilir. Dolayısıyla ihalede yüksek faizin ortaya çıkmasının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi açık.

* Düşük faizin etkisi- Ancak çok düşük faizin de ne gibi olumsuzluklara yol açtığını 2000'de yaşadık. Geçen yıl Hazine borçlanmalarının ortalama faizi yüzde 38. Enflasyonda aşağı yukarı bu düzeylerde. Sonuç da ortada. Krizi önleyemedik.

Geçmiş ihaleler de ortaya koyuyor ki, sadece bir ihalenin faiz oranı değil, trend de önemli. Faiz oranı yıla yüksek başlasa bile, hükümetin ortaya koyacağı icraatlar sonucu gelecek ihalelerde giderek düşüş göstermesi daha sağlıklı gelişme. Ama ilk ihalede yapılan çeşitli yönlendirmelerle düşük başlanan faizler burada tutulamaz ve daha ilerki yüklü iç borçlanmalarda yükselirse bunun etkisi çok daha olumsuz olur.

* İcraatla ilişkisi- Önemli olan bu iki taraf arasında altın dengeyi bulmak. Ve olaya da sadece bir ihale diye bakmamak. Faiz beklentilerin sonucudur. Beklentiler farklı, faiz farklı çıkarsa olmaz. Ya da geçici bir durum olur. Bu nedenle önemli olan sonuçla değil nedenlerle uğraşmak. İcraat yaparak beklentileri değiştirmek çok daha önemli. Faiz ancak icraatla düşer.

Sonuç- "Önüne bakma sonuna bak"

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır