kapat

04.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Ses bombası...

FP'li Cemil Çiçek partisini ağır dille eleştirdi: Batağa saplanmış bir iktidar karşısında her ay geriliyoruz. Millet bizi alternatif olarak görmüyor. Afta tutumumuzu millet ayıpladı. Temel konularda HADEP ile MHP arasında sıkıştık. İdam konusunda Diyarbakır'da farklı, Yozgat'ta farklı konuştuk

Çarşamba, saat 11.30...

Fazilet Partisi Ankara Milletvekili Cemil Çiçek "iyi gitmiyor" diye söze başladı.

Sorduk:

- Nedir iyi gitmeyen?

O da bize sordu:

- İyi giden ne var?

Sonra da...

"Elindeki anketi" gösterdi.

Ankete göre:

"Bütün partiler oy kaybediyor."

Çiçek:

- Sizce bu gidiş iyi mi?

Sonra da...

Sözü "hastaneye... Hastanede yatan genç adama" getirdi:

- 39 yaşında... Kalp krizi... Sebep, ekonominin durumu... Sizce iyi mi?

Hastanede (Ankara-Gazi Hastanesi) yatan genç adam, Fazilet-İstanbul Milletvekili Ali Coşkun'un oğlu.

Osman Yıldırım Coşkun.

"Üç fakülte" mezunu.

"Bilgisayar" işiyle uğraşıyor.

Ekonomik kriz onu da "sarsmış, üzmüş."

Ve sonuç:

- Kalp sektesi.

HÜKÜMET
Çarşamba, saat 12.00...

Cemil Çiçek, Meclis'e geldi.

Odasına kapandı.

"Bir saat sonrası için... Fazilet'in TBMM grup toplantısı için" çalışmaya başladı.

- Cemil Bey durum nedir?

- Kimin durumu?.. İktidarın mı, bizim mi?

- Hem iktidarın, hem muhalefetin.

- Hükümet başarısız... Bu hükümetle geçen her gün, ülke için kayıp... Suni teneffüsle yaşatılmaya çalışılan, böbreklerinden diyaliz makinesine bağlı nefes darlığından tutun da, sindirim bozukluğuna kadar birçok rahatsızlığı olan bir hükümetle yeni binyıla giriyoruz.

MUHALEFET
- Sayın Çiçek... Hükümeti yerden yere vuruyorsunuz... Ya muhalefetin hali?

- Evet... Esas kendimizi konuşmamız lazım... Kendi karnemize bakmamız lazım.

- Karneniz nasıl?

- Ana muhalefet olarak... Hal ve gidişimiz... Bir yıllık performansımız şu... Batağa saplanmış bir iktidar karşısında, her ay geriliyoruz.

KIZMACA YOK
Cemil Çiçek:

- İyi işleyen bir demokraside muhalefet, iktidardan daha önemlidir... Çünkü muhalefet alternatiftir, umuttur, çözümdür.

- Ama bugün?

- Bugün biz böyle miyiz? Millet bizi alternatif olarak, umut olarak görüyor mu? Görüyor diyorsak mesele yok... Aksi fikirdeysek... Ki araştırma onu gösteriyor... Önümüzde zaman ve fırsat varken... Yol yakınken buna kafa yormalıyız... Kızmaca yok, gücenmece yok.

BİRLİK-DİRLİK
Çok kişi Cemil Çiçek'e diyor ki:

- Haklısın ama... Bunları şimdi söyleme.

Çiçek soruyor?

- Neden?

Aldığı yanıt:

- Zor bir dönemden geçiyoruz... Birliğe, dirliğe ihtiyaç var.

Ve Cemil Bey kızıyor.

En çok da "birlik, dirlik" sözüne kızıyor.

Soru:

- Neden kızıyorsunuz Sayın Çiçek?

- Bu ülkede en çok kirlenen iki kavram işte bu BİRLİK ve DİRLİK kavramları.

- Niçin?

- Bu kavramlara sığına, sığına bugün hiçbirimiz vatandaşın karşısına çıkamaz hale geldik... Siyaset ve siyasetçi itibar kaybetti... TBMM ve partiler, doğruların söylenmediği kurumlar halini aldı... Anlı, şanlı adamlar siyasete girince suskunlaştı, kayboldu, gitti... Doğruyu söylemek cesaret ve yiğitlik işi oldu... Sonunda yiğidin anası erken ağladı... Bu insanları parti yönetimleri ilk fırsatta tasfiye etti.

ALLAH İÇİN
- Sayın Çiçek... Barut gibisiniz..

- Hayır, az bile söylüyorum.

- Daha ne söyleyeceksiniz?

- Allah için teşkilatlarımıza ve insanlarımıza ne kadar saygılıyız?.. Ne kadar işin gerçeğini söylüyoruz?.. Onlar ne istiyor, biz neler yapıyoruz?

BAŞIMIZ KEL Mİ?
Bu defa konu "temizlik... Yolsuzlukla mücadele."

Ve Cemil Çiçek konuşuyor:

- Adımız Fazilet... En önemli sorun ise yolsuzluk, hırsızlık, vurgun... Ana muhalefet olarak bunu gündeme getirmedik mi?

- Getirdiniz... Ama sonunu getiremediniz.

- Evet, getiremedik.

- Neden?

- Biz Meclis'e "kızım Fatma da olsa hırsızlık yapan, onun da kolu kesilir" diye yüksek sesle konuşarak girdik... Ama kendi verdiğimiz önergelere en çok 58 oy çıktı... Öyle değil mi?

- Öyle?

- 45 kişinin birden özel mazereti olmaz... Bizim bilmediğimiz bir hikmet mi var?.. Bizim başımız mı kel?

BİN YANLIŞ
Ve bu defa da konu "af."

Çiçek'e göre ana muhalefet burada da "sınıfı geçemedi."

Cemil Bey:

- Af için ucube dedik... Haksız dedik... Adaletsiz, Anayasa'ya aykırı dedik... Parti adına söylendi bunlar... Ama sonunda, partiyi temsil durumunda olanlar kabul oyu verdiler... Ne yanlışta tutarlı olabildik, ne de doğruda... Bir doğru için bin yanlışa evet diyen görüntüsü verdik... Millet bizi onaylamadı, ayıpladı.

HEPİNİZ AYNISINIZ
Cemil Çiçek'in "söylemi" uzun.

Yazdıklarımız "söylediklerinin KDV'si."

Dilerseniz...

Çiçek'ten birkaç cümle daha akarıp, noktayı koyalım:

* Sadece başkasının yanlışını söyleyerek siyaset yapılmaz.

* Siyaset, kör döğüşüne döndü.

* Siyaset kişiselleşti, çamur deryası halini aldı.

* Sonunda vatandaş, ayırım yapmadı "hepiniz aynısınız" dedi.

AMAZON YERLİLERİ
Amazon ormanlarına gece çöktüğünde, ormanın derinliklerinde, yerliler bir ateşin etrafında toplanırlar.

Önce, uzun bir sessizlik.

Arkasından şarkı söylemeye başlarlar.

Ancak... Herkes, kendi şarkısını söyler.

Kimse, diğerinin şarkısını dinlemez.

"Şarkı sözleri" ise hep aynıdır.

"Ben ne kadar kahraman savaşçıyım" gibi...

"Ben ne kadar cengaverim" gibi...

"Ben kaplanı nasıl avlarım?"

"Ben aslanı nasıl yakalarım" gibi...

Açıkçası...

Hep "kendini öven" şarkılar.

Cemil Çiçek bu "Amazon hikayesini" anlattı ve dedi ki:

- İktidar ve muhalefet partileri olarak... Siyasetçiler olarak... Amazon yerlilerine benziyoruz... Herkes kendisi söyleyip, kendisi dinliyor... Kendisi çalıp, kendisi oynuyor.

CEMİL ÇİÇEK'TEN SEÇMELER: "Kıllı, kılçıklı muhalefet"
* Seçmenin gözünde, başarısız bir hükümete karşın, daha başarısız bir muhalefet imajı vardır.

* Kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyaset Türkiye'nin iki önemli olgusudur... Hükümet, bu iki kayıt dışılığın Anayasal ambalajıdır.

* Fazilet olarak kendimize baktığımızda ise... Durumumuz hiç de iyi görünmüyor... İşimize gelse de, gelmese de gerçek budur.

* Muhalefet, net ve samimi beyan, net vuruş gerektirir... Kıllı, kılçıklı politika muhalefete ve hele hele bize hiç uygun düşmüyor.

* Bugün iktidar partileri oy ve güven kaybediyor, buna karşılık muhalefet de en az onlar kadar oy ve güven kaybediyorsa, kusuru kendimizde aramalıyız.

* Şikayet ettiğimiz dayatmacı, üstten bakan tavırları hiç olmazsa biz sergilemeyelim. O zaman 28 Şubat'çılardan ne farkımız kalır?

Kırk katır mı,

kırk satır mı?

Cemil Çiçek'e göre, "Fazilet'in iki açmazı var."

İşte birinci açmaz:
* Bazı temel konularda HADEP ile MHP arasında sıkışıp, kaldık.

* Ülkesel tavır yerine, bölgesel tavırla vaziyeti idare ediyoruz.

* İdam konusunda Diyarbakır'da farklı, Yozgat'ta farklı konuşacaksak... Ne İsa'ya, ne Musa'ya yaranırız.

* Her kafadan bir ses mi çıkacak, akşam farklı, sabah farklı mı konuşacağız? Bu da bir tavırdır, bir siyattir diyorsak... Bu bizi güvenilir değil, kurnaz siyasetçi yapar.

Fazilet'in ikinci açmazına gelince...
* Sistemin tepki, tavır ve beklentileri ile, partinin iç kabul ve beklentileri arasına sıkıştık, kaldık.

* Sistemin beklentileri dikkate alındığında, parti içinde, yazbozculuk başlıyor.

* Parti içi gerçekler dikkate alındığında ise... Sistemle kavga başlıyor.

* Ve sonunda "iktidar yapmazlar" sözü ortaya çıkıyor... Davalar, buradan çıkıyor.

* Önümüze çıkan demokratik fırsatları genelin sorunlarını çözmek için değil, özel problemlerimizi çözmek için kullanıyoruz.

* Barut hakkımız boşa gidiyor.

* Böyle bir görüntü bizi halktan koparıyor.

* Kırk katırla, kırk satır arasında tercihe zorlanıyoruz.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır