kapat

04.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
A. SAVAŞ AKAT(aakat@sabah.com.tr )


2001 beklentileri

Yılın ilk yazısında gelecek oniki ayın tahminlerimizi açıklamayı gelenek haline getirmiştik. Bu yıl herkes gibi ben de çok zorlandım. Çünkü yaz aylarında yaptığım ilk çalışmalar boşa gitti. Likidite krizi hepsini çöpe atmama neden oldu.

Aralık içinde dosyalarımı yeniledim. Bir baz senaryo hazırladım. Büyümeyi sıfır kabul ettim. Bu takdirde cari işlemler dengesinde bir açık gözükmüyordu. TEFE ve TÜFE'de artış yüzde 20 çıkıyordu.

Bayram ve yılbaşı tatilinden hemen önce, IMF'ye verilen "Ek Niyet Mektubu" açıklandı. Anlayacağınız tatil günlerini bilgisayar başında çalışarak geçirmek zorunda kaldık. Ek Niyet Mektubunun içeriğine bakarak, tüm tahminlerde revizyon yaptık.

Daha önce yazdım ama tekrarlamakta yarar var. Mektup beni biraz da olsa rahatlattı. Ayrıntılara girilmesine sevindim. IMF'nin işi bu kadar sıkıya almasına memnun oldum.

Bir örnek verelim. "Standby Anlaşması" çerçevesinde üçayda bir Türkiye'ye IMF' heyeti gelir. Gelişmeleri değerlendirirler. Ek mektupla, bu yılın ilk çeyreğinde her ay gelip teftiş edecekler.

GÜVEN SORUNU
Kriz sonrasında Türkiye ekonomisinin en büyük sorunu güven eksikliğidir. Son olayların da gösterdiği gibi, iktisat politikalarına güven duyulması için bütçenin iyileşmesi, döviz rezervlerinin yüksek olması gibi göstergeler yeterli değildir.

Özellikle vurgulamak istiyorum. 2000 yılında maliye politikasında tarihi bir düzelme yaşadık. Türkiye faiz öncesi dengede ilk defa 15 milyar dolar fazla gördü. Üstelik bir sonraki yıl bütçesinin de aynı performansı devam ettireceği biliniyordu. Aynı şekilde, Kasım başında Merkez Bankasının döviz rezervleri 24 milyar dolardı. Döviz yükümlülükleri 16 milyar dolarda kaldığından, net 8 milyar dolar döviz rezervi vardı. Üstelik ekonomi IMF tarafından denetleniyordu.

Ama bunların hiç biri krizi engelleyemedi. Ortalık devalüasyon rivayetleri ile çalkalandı. Gecelik faizler binlere, onbinlere vurdu. Batık kredisi olmayan bir banka TMSF'na alındı.

Neden? Döviz mi yoktu? Bütçe açığı mı çok büyüktü? Devlet içeride yada dışarıda borçlanma sıkıntısı mı çekiyordu? Hiçbirine evet diyemiyoruz. Temel sorun, şu yada bu şekilde güvensizliğin artması idi.

IMF'den gelen ek rezerv kolaylığına, hükümetin enflasyonla mücadele programını sürdürme kararlılığına rağmen, faizler hala fevkalade yüksek seyrediyor. Sebep gene aynı. Güven duygusu ciddi şekilde zedelendi.

Ekonominin 2001 yılındaki seyri, büyük ölçüde programa güvenin tekrar tesis edilmesine bağlıdır. Tahminlerde hükümetin bu sefer reformları ve özelleştirmeyi savsaklamayacağını, tam olmasa da özü itibariyle niyet mektubuna uyacağını kabul ediyorum.

TAHMİNLER
Reel ekonomi ile başlayalım. GSYİH'nın yılın ilk yarısında bir önceki yıla kıyasla küçüleceği kesindir. Buna karşılık, ikinci yarıda tekrar pozitif büyüme bekliyoruz. Yıl sonu tahminimiz büyüme hızının yüzde 1'in biraz üstünde çıkmasıdır.

Ayrıntıya inince, iç talepte yüzde 2'nin üstünde bir daralma hesaplıyoruz. Bugünkü ve beklenen reel faiz düzeylerinde iç talebin düşmesi kaçınılmazdır. Hem tüketim hem de yatırım harcamaları gerileyecektir. Yani büyüme tümü ile dış talepten kaynaklanacaktır.

Bu durum cari işlemler dengesini olumlu etkiliyor. Ortalama pariteyi "euro=1.00 dolar" alıyoruz. İhracat, bavul ticareti, görünmeyen gelirler ve transferler kısmen reel olarak kısmen de parite nedeni ile yükseliyor. İthalat ise sabit kalıyor. Sonuç: cari işlemler dengesi açığını 1 milyar dolar öngörüyoruz.

Ya enflasyon? Maalesef enflasyon tahminlerinde çok tereddütlüyüz. Bir dizi çelişkili işaretin tam cevabını veremiyoruz. Şimdilik TÜFE'ye yüzde 19, TEFE'ye yüzde 20, özel imalat sanayine yüzde 18 diyoruz. Bu konuyu daha ayrıntılı ele alacağız.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır