kapat

04.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Kendi üstünlüğünü trafikte ve siyasette kanıtlama hırsı

Son 10 günlük tatil süresi boyunca trafik kazalarında ölmüş olanların sayısı 196...

Yetkililerin açıkladığına göre, kazaların baş nedeni, hız...

Hız, evet, hız...

Peki, niye hız?

Araba kullanmaktaki üstünlüğüne inanma ve bunu ille de kanıtlama tutkusu...

İnsanlığın ortak bir özelliğidir, "üstünlüğünü kanıtlama özlemi".

Siyasal bir lider olma tutkusunun da temelinde aynı özlem yatar; ün-ünvan sahibi olmaya çalışmanın da...

İyi yönlendirildiğinde, insanlığı Uzay Çağı'na kadar götürmüş olan bir tutkudur bu...

Kendi üstünlüğüne inanma ve bunu ille de kanıtlama tutkusu; neden Türkiye'de, araba kazaları da dahil, çeşitli felaketlere neden oluyor?

Enver Paşa, bunu kendine sorabilecek bir beyinsellikte olsaydı; biz belki de bugün, Avrupa Birliği'nin lider ülkelerinden biri olurduk..

Çünkü kendi üstünlüğünü kanıtlama tutkusunun gerçek alanı; siyasette doruğa çıkmak değil, sanat ve bilim yaratıcılığında unutulmazlığa erişmektir..

Özellikle Şark toplumlarında bireylerin kendi üstünlüklerini kanıtlama tutkusu; siyaset hırsıyla, zenginlik hırsını aşamadı...

Sanat ve bilimdeki "unutulmazlar" yarışına bir türlü giremedi Şark insanı...

Ve durmadan biribirini yiyip öldürdü; durmadan biribirini kazıkladı ve ortaklaşa bir çöküntüyle sürekli bir çağdışılık oluşturdu..

Türkiye de böyle bir yozlaşmaya yuvarlanmış ülkelerden biri... Kendi iç dinamikleriyle bunu değiştirme olanağı da yok gibi..

Neyse ki, küreselleşme süreci, ergeç Türkiye'yi de 21. Yüzyıl'lı yapacaktır...

Hiç kuşkunuz olmasın bundan..

Neden hiç kuşkunuz olmasın? Bakın, 19. Yüzyıl'da teknolojinin insanlığa getirdiği armağan sadece iki taneydi:

Demiryolları ve telefon...

Ya 20. Yüzyıl'da teknolojinin getirdiği armağanlar?

Uçak, radyo, televizyon, rontgen, doğum kontrol hapı, antibiotik, bilgisayar, uzay teknolojisi ve insan ömrünün bin yıla doğru uzayacağı müjdesi..

Değişimciliğin liderliği; Washington gibi, Robespierre gibi, Lenin gibi siyasetçilerin öncülüğünden, bilimcilerin eline geçti...

Statükoları siyasetçiler değil, bilimciler değiştiriyor artık.

Kendi üstünlüklerini kanıtlama hırsındaki gençlerden bir çoğu ise, bunun farkında olmadığı için, hala daha siyasetçiliğe takılıyor..

Koşullanmaların getirdiği "ziyan olmalar" bataklığıdır Şark.. Bu nedenle de kendi kendini bir türlü aşamaz Türkiye gibi..

Ancak yeni teknolojilerin getirdiği değişim hızı, Türkiye'yi de sonunda sarmalayacaktır...

Türkiye'yi gizli bir iç sömürge gibi kullanma alışkanlıkları bunu engelleyemeyecektir..

Ne kadar zamanda mı diyorsunuz?

Gönül daha hızlı olmasını ister ama; görünen o ki, bugünkü 20 yaş gençleri 50 yaşlarına geldikten sonra..

Evrensel değişim, kendi üstünlüğünü ille de siyasette kanıtlama megalomanlıkları yüzünden, 21. Yüzyıl'ı da ıskalatmayacak Türkiye'ye..

Hedef belli. Üstelik "küreselleşme"yi daha da öne alabilirsiniz. Sıkı durun ve enseyi karartmayın..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır