kapat

04.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

İstanbul hiç bu kadar sahipsiz olmadı!

Kentin göbeğinde, anıt eser Dolmabahçe Stadı'nın altında ruhsatsız Mc Donald's açılıyor, gereğini yapması gerekenler topu birbirine atıyor...

ÇÖP Vergisi'ni geciktirenlerin evine icra gönderen, balkonunu yağmurdan korunmak için camla kapatanların karşısında "Vay sen kaçak inşaat yapıyorsun" diye dikilen, elindeki iki tarağı satmaya kalkan garibanı yaka paça götüren belediyeler, ruhsatsız olduğunu ortaya çıkardığımız Amerikan köftecisi Mc Donald's karşısında sus pus...

Olayın asıl vehameti, bu işyerinin ruhsatsız olduğunu herkes söylüyor... "Peki gereğini neden yapmıyorsunuz?" diye sorduğumuzda lafı geveliyor...

Konuştuğum Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu, "Benden ruhsat almadılar" diyor...

"Peki ne yapacaksınız?" diye sorduğumda ise, çok ilginç bir yanıt veriyor:

"Eğer şikayet vaki olursa, Anıtlar Kurulu'na yazı ile sorarım... Eğer kurul, stadın duvarına çakılan yazıların çirkinlik yarattığını söylerse söküp atarım..."

İlginçliğe bakın ki; Namoğlu, ruhsatsız olduğunu kabul ettiği Amerikan köftecisi için "Kapatırım" diyemiyor... Beşiktaş'ta yasaları uygulaması gereken bir seçilmiş, yasa dışılığa boşveriyor...

Birinci sınıf işyerlerinin ruhsatını veren Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Prof. Dr. Mustafa Öztürk ise "Benden kimse ruhsat almadı" diyor ve ardından ekliyor:

"Oraya ruhsatı vermesi gereken ilçe belediyesi olan Beşiktaş'tır..."

"Peki ne olacak? İstanbul'un göbeğinde ruhsatsız işyerine seyirci mi kalınacak" diye sorduğumda ise "Yapacak bir şeyim" yok deyip işin içinden çıkıyor...

Yine konuştuğum Büyükşehir Belediyesi Kontrol Daire Başkanı Ali Çolak, uyarım üzerine ekip yollatıp inceleme yaptırıyor... Daha sonra beni arayıp, "Haklısın Erdal Abi... Ruhsatı yokmuş" bilgisini aktarıyor...

Sorun sadece Beşiktaş Kulübü'nün para kazanabilmek için stadın altını Amerikan köftecisine astronomik parayla kiralaması, bir anıt eserin duvarlarına "Mc Donald's" yazısının çakılması değil...

Kaçağa, ruhsatsızlığa yani kanunsuzluğa göz yumulması...

Ruhsatsız Amerikan köftecisine göz yuman Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu'nun Beşiktaş Çarşısı'ndaki küçücük bir esnaf lokantasından ruhsat istemeye, evine bir kaçak kat çıkmaya girişene "Dur" demeye hakkı olur mu? Bir köfteci dükkanı ile başa çıkamayan Namoğlu, Beşiktaş gibi saraylar ve feriyeler bölgesine sahip çıkabilir mi?

SON SÖZ: Amerikan köftecisinden köfteyi kimin yediğini, hangi hatırlı dayılar karşısında "Başüstüne" dediğini yakında ortaya çıkaracağız... Az biraz bekleyin...

Haliç'in altına otopark önerisi
BAŞBAKANLIK Başdanışmanı Prof. Ahmet Vefik Alp, tarihi yarımadayı kurtarmanın yolunu yazıp yollamış... Dikkat çeken iki öneriden biri, bölgenin geniş anlamda yayalaştırılması ve Haliç'in altına bir otopark yapılması...

İşte; Ahmet Vefik Alp Hoca'nın kaleminden öneriler:

"Tarihi yarımada başta biz Türklerin ve ancak dünya kültür mirasının gözbebeğidir. Onu koruma bizlerin tüm dünyaya karşı tarihi bir yükümlülüğüdür.

Bugün üst üste muhteşem medeniyetlerin izlerinin yattığı tarihi yarımada ve Pera, Sultanhamam, Tahtakale, Unkapanı, Eminönü, Sirkeci bölgeleri Karaköy, Perşembe Pazarı, Şişhane etekleri, o anlamlı dokuyu nakşeden sokaklarda arabalar, bırakınız yolun iki tarafına parketmek, yolun kendisini sabahtan akşama işgal etmekte, kahyalar ve onların teşkilatları buralardan her gün büyük hasılatlar yapmaktadırlar. Tıkanık yollar, depolar, imalathaneler, tornacılar, eşya taşıyan hamallar, yük taşıyan el arabaları ve benzerini ilave edersek, eşi olmayan tarihi ve turistik arkeolojik SİT bölgesini nasıl kahrettiğimizi bir kere daha anlamış oluruz.

Tarihi yarımadanın büyük bir bölümü yalnızca yayalara tahsis edilmeli, araçlar buradan çekilip çıkartılmalı, sadece toplu taşıma ve servis araçlarının geçebileceği güzergahlar bırakılmalıdır. Yollar ve binalar temizlenerek peyzajlanmalı, kapsamlı bir restorasyon hareketi başlatılmalı, kültür mirası canlandırılmalıdır.

Gece ölü bir şehir haline dönüşmesini önlemek üzere lokal olarak tarihi dokuda ancak çağdaş konut restorasyon mahalleleri tanımlanmalı, turistik ve özgün lokantalar, özgün dükkanlar, kültürel ve sanatsal atölyeler, sergi holleri ile desteklenerek tarihi kent, dünya kültürüne yeniden bahşedilmelidir. Böylece Suriçi Bölgesi ve Haliç'in yakaları günümüz insanını muhteşem geçmişe taşıyacak, bu odak dünyanın en seçkin tarih ve kültür merkezi, Eski Şehir'i, bir numaralı turistik destinasyonu olabilecektir. Tarihi yarımada, dünya planetinin bir müzekenti olmalıdır.

Buralardaki araçlar, Unkapanı ile Galata Köprüsü arasına konuşlanacak olan 40 bin oto kapasiteli çarşılarla desteklenmiş Haliç Sualtı Otoparkı' nda depolanacaktır. Sualtı Otoparkı'nın bir küçük örneği Cenevre kentinde Leman Gölü altında 1970'lerde tamamlanmıştır. Bunun hemen üzerinden köprü ile geçecek metro hattının bir istasyonu bu kesimde olabilecektir. Esasen metro hattının köprü ile değil, sualtı otoparkın içerisinden geçirilmesi tarihi siluet açısından daha doğru bir yaklaşımdır. Haliç Sualtı Otoparkı'nın 10 yılda kendi kendini ödemesi, günde en az 100 bin dolar net kar elde etmesi beklenmektedir. Otoparktan hareket eden küçük elektrikli araçlar yürüyemeyenleri istedikleri noktalara programlı bir biçimde ulaştırabilirler.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Eminönü İlçe Belediyesi ile birlikte bu proje gerçekleşebilir. Ve uluslararası alanda büyük destek sağlanabilir. Zira, proje dünya tarih mirasını koruma amaçlı ve çevreci bir projedir..."

UYARIYORUM
* BOSTANCI İskelesi yanındaki balıkçılar, denize akan lağım ağzından çektikleri suyla tezgahlardaki balıkları ıslatıyorlar...

* EMİNÖNÜ Ebu Suud Cadddesi ile Hüdavendigar Caddesi'ni birbirine bağlayan sokaklar park edilen araçlar yüzünden hala geçit vermiyor..

* TUZLA'nın tersaneler bölgesinden girişte bulunan 6 yolun açıldığı meydanda trafik ışığı konulmaz, göbek yapılmazsa çok kaza olacak...

* BALAT sahilindeki bazı dükkanlar açtıkları artezyenlerden tankerlere su veriyor... İSKİ, bu artezyenleri ve tankerleri denetliyor mu?

* BOĞAZ Köprüsü'nün Anadolu yakası çıkışındaki otobüs durağı trafik akışını kesiyor... Bu durak bir cep içine alınamaz mı?

* BAKIRKÖY Regatta'daki barlardan geceyarısı çıkan alkollü gençler, sahil yolunda hız denemesi yapıyor...

* KARTAL sahilindeki kum deposuna girip çıkan kamyonların kasasından akan suyla karışık kumlar sahil yolunda kazaya davetiye çıkarıyor..

* LEVENT ve Etiler bölgesinde değnekçiler tekrar ortaya çıktı... Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürü'nün ikinci operasyonu yapmasının zamanı geliyor...

* CADDEBOSTAN-Fenerbahçe arasındaki sahil yürüyüş yolunda köpek sürüleri geziyor... Bu yetmezmiş gibi sahipli köpekler de tasmaları çıkarılarak salıveriliyor...

Okul arsası otopark oldu!
ESENLER Oruç Reis Mahallesi Gazi Caddesi ile 599. Sokağın kesiştiği yerdeki boş alan okul yapımı için tahsis edilmişti. Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde ödenek bile ayrılmıştı.. Ne var ki bu ödenek 5 Nisan kararlarına takılınca okul yapımı gerçekleşmedi. Aradan yıllar geçti, okul için ayrılan bu alan otopark olarak birilerine peşkeş çekildi... Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey acaba bu peşkeşi önler mi? Acaba çocuklarımızın geleceğini araçlardan önemli görür mü?

Ağabey-kardeş Kağıthane'yi yönetiyorlar!
KAĞITHANE'nin Fazilet'li ve gedikli belediye Başkanı Arif Calban, kardeşi Tahsin Calban'ı özel kalem müdürlüğüne getirdi... Her ne kadar, "Başkan kardeşine iş yarattı" deniliyorsa da; ben Calban'ın kimseye güvenmediği için kardeşini özel kalem müdürü yaptığına inanıyorum... Ve "Başkan'ın diğer kardeşi İrfan Calban Kağıthane'deki kaldırım ve bordür ihalelerini aldı" diyenlere aldırmıyorum... "Eğer Calban işi kardeşine verdiyse bir bildiğe vardır" diyerek kulak asmıyorum...

"ALO YETİŞİN"dert köşesi
* ÜMRANİYE

Telekom'un çukurları

ÇAKMAK Mahallesi Samanyolu Caddesi'nin Öğretmenler Sitesi önüne kadar ki bölümü, Telekom'un kazısından sonra krater gibi oldu. Yoldaki çukurlar tekerlek büyüklüğünde, araçlar hasar görüyor.

Bülent Sezginer

* ŞİŞLİ
Otopark sorunu

19 MAYIS Mahallesi Nova Baran çevresi ve Veteriner Hilmi Sokak, değnekçilerin otopark olarak kullandıkları bölge haline geldi. Yol devamlı tıkanıyor ve büyük bir keşmekeş yaşanıyor. Nova Baran yönetimi

* BAĞCILAR
Yolumuz göl oluyor

GÜNEŞLİ Evren Mahallesi Sevda Sokak, her yağmurda göl haline geliyor. Beyaz Masa'ya da bildirdik ama değişen bir şey olmadı. Sokağımızın arka tarafında kaldırılan hurdalık yerinin temizlenmesini istiyoruz.

Turan Yürür

* KÜÇÜKÇEKMECE
Yolu asfaltlayın

BEYAZ YALI Caddesi Kızılay Kampı Yolu boru döşeneceği için İSKİ tarafından kazıldı. Ama öyle rezalet bir şekilde kapatıldı ki, her taraf çamur içinde kaldı. Acilen bu yolun asfaltlanması gerekiyor. Fazlı Bulut

* İSTANBUL
Fatura kuyruğu

BOĞAZİÇİ Elektrik'in yolladığı faturalar hem geç geliyor, hem de bankalara ödememiz gerçekleşmiyor. Çünkü faturaların karşılığı bilgisayarda görünmüyor. İdarede ise kuyruk en az 2-3 kilometre.

Gürcan Altınay

* ÜMRANİYE
Tüp depoları

AŞAĞI Dudullu Adem Yavuz Mahallesi Cengiz Topel Caddesi'nde 4-5 tane tüp deposu var. Çevresindeki okullara da çok yakın. İsmail Aralık

* KADIKÖY
Araba giremiyor

YENİ SAHRA Yıldırım Beyazıt Caddesi bir yıl önce kazılarak borular döşendi. Çukurlar kapatıldı ama asfaltlanmadığı için yol bataklığa dönüştü.

Mustafa Kiraz

* KASIMPAŞA
Bu nasıl ceza?

YENİ çıkan yasaya göre, alkollü araç kullanmanın cezası 54 milyon 200 bin lira. Kapalı alanda sigara içmenin cezası ise, 121 milyon 600 bin lira. Acaba sigara yavaş yavaş öldürdüğü için mi cezası daha yüksek?

Bülent Ağırgün

* BAĞCILAR
Spor kompleksi

TABYA Fevzi Çakmak Mahallesi 11. Sokak ile Fatih Caddesi'nin kesiştiği yere spor kompleksi yapılıyor. Kamyonlar yolumuzu berbat ettiler. Çamurdan yürüyemez haldeyiz.

Bilal Akay

* ORTAKÖY
Hırsızlık oluyor

TARÇIN Sokak'ta aylardır sokak aydınlatma lambaları yanmıyor. Artık hırsızlar semtimizde cirit atmaya başladı. En son iki araba çalındı.

Beyhan Gençkurt

* AVCILAR
Fatura gelmiyor

BEYLİKDÜZÜ Birlik Apartmanı'nda oturuyoruz. 1999 Nisan ayından bu yana elektrik faturaları gelmiyor. Avcılar Elektrik İdaresi'ne de başvurduk ama bir sonuç alamadık.

Apartman sakinleri

* ÜSKÜDAR
Ayaklarım ıslanıyor

ÜSKÜDAR Meydanı'nda tüm mazgallar tıkalı. Yağmur yağdığında göle dönen kaldırımlarda yürümek imkansız hale geliyor. Ayaklarımız su içinde kalıyor.

Ulvi Özipek

Elektronik Posta'dan
* FATİH

Kaleiçi ve dışına el atın!

TOPKAPI, Kaleiçi ve dışının çevre düzenlemesi yapılarak geçen yıl büyük ihtişamla trafiğe açıldı. Şimdi kale dışı çamur içinde. Başka çaremiz olmadığı için hem çamurla, hem de seyyar satıcıların kalabalığı arasında boğuşup duruyoruz. Alt geçit ise tam bir felaket. Minibüs durağında korna çalmanın yasak olmasına rağmen kimsenin aldırdığı yok. İnsanların kulağı sağır olacak. Minibüs şoförüne ikazda bulunursanız vay halinize. Bir dayak yemediğiniz kalıyor. İstanbul'a yakışmayacak bu çevre kirliliği ve gürültüsüne bir önlem alınmasını istiyorum.

Ferruh Özcan

BU ŞİKAYETİNİZİ BİRKAÇ KEZ BU KÖŞEDE GÜNDEME GETİRDİM VE ÖNLEM ALMASI GEREKENLERİN DİKKATİNİ ÇEKTİM... AMA İSTANBUL'U YÖNETENLER DUYARSIZ OLUNCA ELDEN BİR ŞEY GELMİYOR...

* BAHÇELİEVLER
Trafik ekibi yok!

E-5 Karayolu üzerindeki her durakta trafik ekipleri beklerken, Şirinevler durağında niye bir ekip yok, merak ediyorum. Bu durağa giren bir minibüs en az yarım saat çıkmıyor. İşlerimize geç kalıyoruz. Trafik Müdürlüğü bu konuda neden önlem almıyor? Niçin bir ekibi görevlendirmiyor? Bülent İnce

BU ELEŞTİRİNİZDEN SONRA TRAFİK MÜDÜRÜ MURAT KURT'UN O NOKTADA GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALACAĞINI VE PİK SAATLERDE BİR TRAFİK EKİBİ GÖREVLENDİRECEĞİNİ ZANNEDİYORUM...

* KADIKÖY
Kalorifer yanmıyor

DEPREMDE hasar gören Suadiye Lisesi yeni binasında, Hacı Mustafa Tarhan Lisesi ismi altında eğitim veriyor. Öğrencilerin 100-200 milyon lira bağış alınarak kayıt yapılmasına rağmen, okulun kalorifer sistemi hala çalışmıyor. Bu yüzden soğuk havalarda öğrenciler okula gitmiyor. Devamsızlıktan öğrenciler sınıfta kalırsa bunun hesabını kim verecek? Bizden toplanan paralar ne oldu?

Veliler
DİLERİM MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ ÖMER BALIBEY KALORİFERİN NEDEN YAPMADIĞINI ARAŞTIRIR VE EĞER BİR İHMAL VARSA YÖNETİMİ UYARIR...


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır