kapat

CUMARTESİ EKİ
30.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İkinci Bahar'ı kalbimize gömdük
Çok, çok yakınım olan birisi, bir hanım... Geçenlerde bana dedi ki: "Biliyorsun, şu son günlerde birçok sıkıntım var. Sanki herşey ters gidiyor, aksilikler peşimi bırakmıyor.

İnan ki en büyük teselliyi "İkinci Bahar" adlı dizide buluyorum. O Ali Haydar'ın başına gelenler, o ardarda gelen belalar, felaketler... Ama o yıkılmıyor, herşeye direniyor. Etrafındakilerle birlikte sanki insandan bir duvar örüyor: belaya, kötülere, kötülüklere karşı...Ve direniyor. O öyle direndikçe ben de direnmeye ve dayanmaya başladım."

Evet, işte çok yakınım olan akıllı, kültürlü bir hanımdan bir izlenim... İlginç değil mi? Belki de dizinin böylesine tutulmasında, tutulmak da laf mı, bir sosyolojik olay olmasındaki baş etkeni açıklamıyor mu?

"İkinci Bahar"ı hiç kaçırmadan izleyenlerin arasında ben de varım. Ve çevremdeki, hiç yerli dizi izlemeyen, hattâ şu haliyle televizyon izlememeye bile çalışan ve bunu da iftiharla açıklayan kimileri bu dizi deyince deli oluyorlar.

Olay elbette birkaç satırla geçiştirilecek kadar basit değil. Herkes bir yanından tutmuş, görüş belirtiyor. Kimileri kişiliklerin insancıllığını ve bizdenliğini, kimileri duygusallığını, kimileri oyuncu kadrosunu övüyor. Yönetmene, yazar kadrosuna, 'herşeyin ardındaki adam' Yavuz Turgul'a övgüler de eksik olmuyor.

İÇİMİZİ ISITTI
Elbette herşey doğru, herkes haklı. Tüm bu insanlar, tüm bu yetenekler ve tüm bu ögeler bu başarıyı biçimlendirdi. Ama temelde şu var galiba: bu haksızlık ve ihanet, bu yalan-dolan, bu magazin ve sahtelik çağında, herşeyin, en saygın bildiğimiz değerlerin ve ölçütlerin bile ayaklar altına alındığı şu garip dönemde, bir dizi geldi. Ve bize Türk insanı ve Türk gelenekleri denince akla gelen en iyi ve soylu ne varsa, onları hatırlattı. O içten ve karşılıksız dostlukları, o yürekten sevgi ve pişmanlıkları, o kopmaz aile bağlarını, o eskimez Ahi törelerini, o bu toprağın gerçek gelinleri olan erdem, iyilik ve bereket tohumlarını... Bu dizi her Perşembe içimizi ısıttı, karanlık günlerimizi aydınlattı, umutlarımızı pekiştirdi. Bir TV dizisi olmayı aşıp hepimize, koca bir topluma sanki kitlesel bir terapi sağladı.

Bitse de bizim onunla kurduğumuz olağanüstü ilişki bitmeyecek. Onu kolay kolay unutmayacak ve şu yeni yüzyılın eşiğindeki en güzel anılarımız arasına özenle yerleştireceğiz. İlerde çoluk çocuğumuza anlatmak ve belki bir gün, kimbilir, ona çok benzeyen, onun tüm özelliklerini sürdüren, aynı insanlarla yapılmış yeni dizilerle ve filmlerle karşılaşmak üzere... Evet, hoşçakal, "İkinci Bahar". Seni artık kalbimize gömdük. Ve sanırım ki hep orda saklı kalacaksın...


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır