kapat

CUMARTESİ EKİ
30.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Uganda vizyonda bizden iyi çıktı
Afrika ülkelerinin 2000'li yıllar vizyonunu çizen Prof. Ömer Gökay, "Türkiye'nin en büyük sorunu vizyonsuzluk. Düğmeye basıldı denilerek hayali güçler yaratılıyor. Bu inançsızlıkla devlet yönetilmez" diyor

Uganda'nın bile vizyonu var, bizim yokmuş. İnsanın içi biraz kötü oluyor değil mi? Adını reklamlardan duyduğumuz Papua Yeni Gine'nin gelir dağılımında Türkiye'den çok iyi durumda olduğunu öğrendiğimizdeki gibi.

Kadir Has Üniversitesi öğretim üyelerinden olan Prof. Ömer Gökay üçüncü dünya ülkelerinin 2000'li yıllar projelerinde çalışmış. Uganda'da ticari kalkınma projelerine imza atmış. Anlattığına göre Güney Afrika Cumhuriyeti, bir zamanlar "köprü satılır mı, satılmaz mı?" tartışmasını yapan Türkiye ile de yakından ilgilenmiş. Çünkü onlar da köprülerini özelleştirmek istiyorlarmış ama bir köprünün satılması tartışmasına inanmaları bile hayli zor olmuş.

Gökay; Cezayir, Mısır, Ürdün, Mali, Malawi, Güney Afrika, Endonezya, Uganda, Macaristan ve Bulgaristan gibi ülkelere iktisat profesörü olarak gitmiş, Birleşmiş Milletler'in projelerinde görev almış, o ülkelerin toplumsal kalkınma modellerinin belirlenmesi aşamalarında da bulunmuş.

MANDELA'NIN DANIŞMANI
Nelson Mandela hapisteyken hükümetin başında olan Mbeki ile birlikte çalışan Prof. Gökay, Afrika ülkelerinin en çok Atatürk ve Özal'ın vizyonundan etkilendiğini belirtiyor. Mandela ile "dolaylı" görüştüğünü söylemekle yetinip ayrıntı vermiyor: "Mandela hapisteyken Mbeki ve ekibi tüm organizasyonunu toplumsal platformda yapıyordu. Ben de bu ekipteydim."

2001'e girerken Türkiye'nin en büyük sıkıntısının "vizyonsuzluk" olduğunu söyleyen Prof. Gökay'a, "Başka ülkelerde 2000'li yıllar projelerini hazırlamışsınız. Türkiye'de böyle bir çalışma neden olmadı?" diye soruyoruz. "Biz vizyonsuzuz da ondan" diye yanıt veriyor.

Prof. Gökay'a göre en büyük sorunumuz "ufuksuzluk": Biz beş yıl, on yıl önce oturup bizim 2000'li yıllar için projelerimiz neler diye kafa yormadık.

Afrika ülkeleri gelecek için böyle kafa yoruyor mu?

Onlar yordular. Örneğin Güney Afrika'da planlar yapıldı.

Atatürk ve Özal ile ilgilendiklerini söylüyorsunuz...

Mustafa Kemal'ın yaptığını bir toplumsal mühendislik projesi olarak görüyorlar. Özal ile de ilgilendiler ama bir süre sonra bu ilgileri azaldı.

Peki neden Mandela Atatürk ödülünü geri çevirmişti?

Güneydoğu Anadolu'da yaşananlardan dolayı olduğunu söylediler.

Mandela, zenci ve karma ırkların Güney Afrika'da yaşadıklarıyla Kürtler'in Türkiye'deki durumunu karşılaştırarak mı bu kararı verdi?

Öyle göründü. Aslında başka bir neden vardı. Güney Afrika'da askeri yönetim kurulduğunda bu ülkeye ticari ambargo uygulamayan Güney Kore ve Türkiye vardı. Güney Afrika yönetimi bunu unutmadı. Mandela da ödülü reddetti. Çünkü o günleri hiç kimse unutmamıştı. Türkiye'ye bu yüzden bir kırgınlık vardı. Bir de parti içinde İran Kürtleri vardı. Onların da biraz etkisi olmuştur.

Uganda'da ne planladınız?
Uganda'da yönetim değişikliği gerçekleştikten sonra Hintliler ülkeden uzaklaştırıldı. Ülkede bir gün içinde hiç köy bakkalı kalmadı. Köy bakkallarının tümü Hintli idi. Uganda'ya bu yüzden ticari kalkınma projeleri yaptık.

Uganda denildiğinde bizim aklımıza AIDS'ten başka bir şey gelmiyor.

Bu projemiz AIDS'ten çok etkilendi. 400 kişilik köylerde 4 kişinin ayakta kaldığı durumları gördük ama Uganda şimdi AIDS'le de Türkiye'den daha iyi mücadele ediyor.

Örneğin Malawi'de, Türkiye'nin gecekondu politikalarıyla ilgileniyorlardı. Bir seçim döneminde nasıl olur da 300 bin ev yapılır merakı içindeydiler. Çünkü onlar 10 metrekarelik evlerde oturuyorlardı.

Kriz ortamında yeni siyasetçilerin önü açılır
Size göre Türkiye neden böyle vizyonsuz?

Politikacılarda eksiklik var. Bir zamanlar Demirel'in vizyonu vardı. "Büyük Türkiye" hayalini herkes paylaşıyordu. Özal'ın da vizyonu vardı.

Ya şimdikiler?
Devlet Bahçeli'yi hiç bilmiyoruz. Ecevit'in, Mesut Yılmaz ve Çiller'in de. Deniz Baykal kendini anlatamıyor. Vizyon, o topraklarda yaşayan insanlar için hedeftir, umuttur. Halka inmeyen bir yönetim, halktan olmayan bir yönetim başarılı olamaz.

Biz "Halkçı Ecevit" sloganıyla büyüdük. İktidardaki Ecevit "halkçı" değil mi?

Halka uzak duran biri Ecevit. Zaten şöyle bir şey vardır. Toplumsal adaletten bahseden partilerin sol partiler olması beklenir ama bu Türkiye'de böyle değildir. Toplumsal adaletten MHP'nin

programında söz ediliyor. AP döneminde de toplumsal adalet deniliyordu ama uygulanmadı bunların hiçbiri.

Büyük Türkiye deniliyordu ama bu da gerçekleşmedi...

Büyük Türkiye'nin yaratılacağına dair bir inanç vardı. Güçlü Türkiye inancı. Günümüzün hayali ise ABD'ye gitmek, sorunları Avrupa Birliği'ne çözdürmek.

Bizim bugünlerdeki vizyonumuz AB ile örtüşmüyor mu?

AB vizyonumuz olamaz. Vizyonsuz toplum da olmaz. Türkiye krizle yönetiliyor. Benliğini kaybetmiş, inancını kaybetmiş bir halde.

Türkiye öyle bir hale geldi ki kendi sorunlarını Avrupa Birliği'ne götürüyor. Bu yüzden bizi istemiyorlar.

Türkiye elitlerin üstüne kurulu bir devlet. Osmanlı da öyleydi. Osmanlı'yı da Balkan kökenliler yönetti. Türkiye Cumhuriyeti'nde bunu delen Demirel ve Özal'dır. Demirel ve Özal Anadolu'dur.

Sizce AB için ümit var mı?
AB'ye eşit ortak olmak, söz sahibi olmak istiyorsak girmeliyiz. AB'ye girmemiz Roma İmparatorluğu'nun kurulması projesidir. Anadolu bu yüzden AB için önemlidir. Balkanlar ve Türkiye'nin içinde olmadığı bir proje eksik olur. Büyük hayal Roma İmparatorluğu kurulursa Türkiye'nin mutlaka içinde olmalıdır.

Şimdi herkes "Neden düğmeye basıldı?" diye konuşuyor, bir şeylerin kötüye gittiğini düşünüyoruz. Hayali güçler yaratıyoruz. Bu inançla devlet yönetilmez. Toplumun psikololojisini değiştirmek gerekir. Bu da üç ila altı ayda değişebilir. Bu kriz ortamı Türkiye'de vizyonu olan yeni siyasetçilerin önünü açabilir.

ELİF ERGU


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır