kapat

03.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia

İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )


Kellesi 5 bin mark

İnsan avcıları iyiden iyiye azıttılar. Veya insan tacirleri!

Müreffeh ve medeni Batı'ya iltica ederek, karın tokluğuna kapağı atmaya çalışan insanları, kandırarak kelle başına 5 mark ticaret yapan çeteler, ortalıkta cirit atıyor.

Umut soyguncuları bunlar!..

İnsanlık aleminin, en aşağılık tipleri... Bitkin, perişan, umutsuz ve çaresiz insanları kandırıyorlar, sizi falanca yere götüreceğiz diye, parayı peşin alıyorlar... Adam başı en azından 5 bin mark üzerinden...

100 kişiyi kafeslediler mi, 500 bin mark parayı cebe indiriyorlar...

Son olay, sinirlerimi altüst etti.

Akdeniz'de, bizim sahillere vuran gemi, Gürcistan bandralı...

Kayalıklara bindirince ortadan ikiye ayrılmış, sintinede üzeri kilitli 50'ye yakın mülteci, diri diri sulara gömüldü. Çeteye bakın ki, gemi Gürcistan bandralı ama kaptanı yunanlı...

İçlerinde israilli denizci bile var, tam bir uluslararası çete...

Diyeceksiniz ki, ne yapalım?...

Birincisi bu soysuzların en ağır cezalarla tecziye edilmeleri şart!..

Çünkü çağdaş dünyayı böylesi bir rezilliğe tanık etmek, insanların umut ve hayallerini iğfal etmek, çaresizliklerini kullanmak affedilecek bir şey değil... Ötesi ise, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir tablo:

Dikkat edilirse, Doğu insanı, hayatını, toprağını, gelenek, göreneklerini ve kültürünü terkederek Batı'ya kaçıyor. Neden acaba?..

Biliyoruz, yoksulluk, varsıllığa kaçıyor... Ama yoksulluğun müslümanlık, varsıllığın da hristiyanlık olması, bizi hiç mi düşündürmemeli?

Hiç mi şapkayı önümüze koyup, hesap yapmamalı?

Dünya nereye gidiyor, İslam nereye gidiyor, diye...

Yazık ki, çok çok yazık!

Protesto
Japon kadınları, toplumsal baskıları çocuk doğurmayarak protesto ediyorlarmış... Bizimkiler ise, doğurarak protesto ediyor.

Giriş
2001 yılına bütün yurtta, eğlenerek, gülerek, içerek, yiyerek mutluluk içinde girmişiz... Çıkmak da girmek kadar kolay olsaydı keşke!..

Ecevit
Ecevit, başkent gazetecilerine "Yeni yılda hiçbir yere gitmiyorum, buradayım" demiş... Valla biz de gitmiyoruz başbakanım, buradayız!

Hela
Bitlis'in Kayabaşı beldesinde 4 bin nüfus yaşıyor. Belediye başkanı, çok önemli bir karar almış:

Demiş ki, "bundan böyle her hanenin bir helası olacak"

Ayrıca 4 tane de umumi tuvalet yaptırmış, halka öncülük etmek için... Haber aynen böyle...

Her eve bir tuvalet mecburiyeti getirilmesi, biraz anti demokratik kaçıyor ama ben meselenin orasında değilim...

Kayabaşı beldesindeki halkımız, şimdiye kadar bu işi nasıl hallediyordu, en çok bunu merak ediyorum... İnanın, meraktan kudurabilirim.

Yaşamı hela olmaksızın sürdürmek, bir milenyum mucizesi değilse, nedir?

SSK
Ağzımdan yel aslın velakin benzetmeyi yapmadan da duramam.

Şu bizim Çalışma Bakanı Okuyan, kahrından kanser olmazsa, kimseler olmaz... Diyor ki Bakan Bey:

"SSK'dan 400 bin dolayında avantadan emekli maaşı alan var"

Yani kanunsuz olarak...

Diyelim, kayınpeder emekli... Oğlu evli... Aile meclisi oturup karar veriyor, peder cennetmekan olduğunda, maaşı geline kasın diye...

Gelin hanım oğlandan boşanıyor, kayınpederle evleniyor. Aslında, yine oğlanla birlikte yaşıyor.

Kayınpeder ölünce de, avanta maaş cebe... Ve de o avanta ile mutlu mesut bir hayat! Nasıl dümen ama!

Saddam'a bakın
Allah gelmiş geçmiş bütün liderleri, ülkelerine milletlerine bağışlasın...

Kimsenin liderinde gözümüz yok, bizim Atatürk'ümüz bize yeter...

Gerçi bazılarına o da yetmiyor ama geç bi kalem...

Yılbaşı kutlamalarını televizyonlar gösterirken, dünyanın bütün ülkelerinden görüntüler getirdiler ekranlara... Modern dünyanın büyük kent merkezlerinde, medeni insanlar kara kışa metelik vermeden devasa eğlence partileri düzenlediler.

Yüzbinlerce insan, bir arada, itişip kakışmadan, dans ediyor, müzik dinliyor, gülüyor, eğleniyor, milenyuma hoşgeldin diyordu...

Bir de Irak'ın başkentini gösterdi, ekranlar, Bağdat'ı..

Bir zamanlar, Şark'ın kültür ve bilim merkezi olan Bağdat'ta, yılbaşı kutlaması niyetine, Saddam'ın orduları silahları ve külahlarıyla resmi geçit yapıyorlardı.

Saddam da, balkona çıkmış, üzerinde bir takım elbise...

Kafasında bir köylü kasketi...

Elinde, uzun namlulu bir silah...

Ha babam balkondan ateş ediyor, kendisini seyreden zavallı halkı gaza getiriyordu...

Hastasına ilaç bulamayan Iraklı'ya silah propangandası yapılıyordu.

Şöyle bir baktım da, Saddam'ın, kültürsüzlüğüne ve de görgüsüzlüğüne ölçü bulmakta zorlandım.

Vallahi, rahmetle Kemal Sunal'ın filmlerinde canlandırdığı tiplerden beter vaziyetteydi.

Zavallı Irak halkı, dedim kendi kendime!

Ve ülkeme şükrettim!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır