kapat

03.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia

İPEK CEM(ipekcem@sabah.com.tr )


Yine yeni yıl

Bir yeni yıl yazısında daha birlikteyiz sevgili okurlarım. Aslında yeni binyılın başlangıcı oldukça tesadüfi bir hesaplamayla yapılmış durumda. Kimine göre 21. yüzyılın ilk yılını şimdi yaşamaya başlayacağız. Belki de böylesi daha iyi olur. Dünyanın hırsla, savaşla ve haksızlıklarla geçirdiği 2000'in yerine belki biraz daha güzelini yaratma imkanı buluruz. Türkiye'ye geldiğimizde ise birtakım kırgınlık ve yanlışlıkları daha uygarca çözümlemeyebileceğimiz bir yıl olabilir 2001.

Demokrasi adına 'tepeden inme' kararların alınmadığı, bu kararların sancılarıyla günler hatta aylar boşa harcanmadığı bir ülkece yaşamak bizim de hakkımız. Ancak dünyadaki gelişmelerden ve kendi birikimlerimizden uzak kalmayı tercih ettiğimiz müddetçe, özellikle ekonomi yönetiminde 'taş devrinden kalma' yaklaşımlara izin verebiliyoruz. Günümüzde bu türk yaklaşımların bedeli çok hızlı ve ağır ödeniyor. Piyasaların düşmesi, faizlerin tırmanması an meselesi haline geliyor. Kaybeden ise yine biz oluyoruz.

Sivil toplumun gücü
Geçen yıl değerlendirildiğinde Ğherşeye rağmen- Türkiye'de bu denli farklı partilerden oluşan bir koalisyonun ayakta kalması ciddi bir başarı. Cumhuriyetin kuruluşundan ve tek parti döneminin sona erişinden bu yana ülkemizde politik istikrarın demokratik olarak sürdürülmesi oldukça zor olmuş. Aslında eğitimden ekonomiye, insan haklarından çevrenin korunmasına kadar birçok konuda geri kalmamızın bir nedeni de bundan kaynaklanıyor.

Benim gönlümde, liderleriyle, partileriyle ve meclisiyle birlikte, kamuoyuyla çok daha verimli bir diyalogda olan bir siyaset ortamı var. Şimdi 'ne çok siyasetten bahsettin' diyeceksiniz. Ancak Türkiye'de siyaset düzelmeden hiçbir şeyin tam olarak düzelmesi mümkün değil. Biliyorsunuz, özellikle bazı işadamlarının kullanmayı çok sevdiği bir cümle vardır: 'Türkiye ekonomisi Ankara'ya rağmen gelişiyor' derler. Ben bu cümleye kesinlikle katılmıyorum. Sistemdeki zayıf halkalar bankacılıkta olsun, iş dünyasında veya eğitim dünyasında olsun mutlaka bütünün sağlığını etkiliyor. Bizim ülkemizde siyaset bu halkaların 'en kritiği' diyebiliriz. Daha 'gelişmiş' toplumlarda, sistem nispeten oturduğundan, siyasi halkadaki zayıflıklar aynı seviyelerde hissedilmeyebilir.

Sistemdeki halkalardan söz ettiğimizde bir diğeri de var ki, en büyük umutlarımızı ona bağlayabiliriz: Sivil toplum örgütleri kuşkusuz yukarıda sözünü ettiğimiz özlemlerin hayata geçirilmesine en büyük katkıyı sağlayabilecek konumdalar. Yeterince faydalanamadığımız diğer bir cevher ise üniversiteler. Üniversitelerdeki beyin gücü ile enerjiden istifade edebilen bir Türkiye, kuşkusuz önümüzdeki yıllarda hedeflerine daha çabuk ulaşabilecektir.

Bireyin değeri
Siyasi oluşumlardan ve sivil toplum örgütlerinden bahsederken, bireyin gücünü de unutmamak lazım. 'Birlikten kuvvet doğsa'da, aslında herşey bireylerin birikimleri, çabaları ve özverileri sayesinde oluyor.

Biz insanımıza -her insanımıza- değer verip onu layıkıyla eğitebilirsek; yeterli imkan sağlayabilirsek; kendi toplumuyla ve dünyayla barışık bir birey olarak yetiştirebilirsek; işte o zaman yeni yıllar önceki yıllardan gerçekten farklı olabilir.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır