Geçtiğimiz yaz onlar daha biraraya toplanmadan, olabilecekleri sezmiş ve "Aman dikkat" başlıklı bir yazı yazmıştım. Kadir İnanır'ın 6 güzel mankenle kamera karşısına geçmeyi düşünmesi zaten potansiyel bir tehlikeydi.
10 yıldır Kadir İnanır'ı tanıyan biri olarak yanılmadığımı anladım. Kuşadası'nda çekilen Derman Bey dizisinde beklenen olay daha 20. gününde 'taciz davası' olarak patlak verdi. Sonunda ekranlarda dizi bitti ama gerçek hayattaki film halen devam ediyor. Hikayenin esas kızı, Türkiye Güzeli Ayşe Hatun Önal, onun rolünü kapmaya çalıştığı iddia edilen Ebru Güzel ve dedikodular yüzünden sevgilisinden ayrılmak durumunda kalan Başak Sayan bu hafta "Yüz Yüze"nin konuğu olup, motivasyon dedikodularına son noktayı koydular...
* Diziye 6 manken başladınız. İlk karşılaştığınızda birbirinize nasıl baktınız?
Başak: Uzaktan uzağa baktık... Hem de kötü kötü baktık.
AYŞE: Birbirimize ilk birkaç gün uzaktan uzağa baktık. Ama sonra birbirimizden elektrik aldık. Ben Başak'la bu kadar iyi arkadaş olabileceğimi tahmin etmiyordum.
Başak: Ben de Ayşe ile hiç anlaşamayacağımı düşünmüştüm. Çünkü her şeyi direkt insanların yüzüne söylüyordu. Buket'le arkadaştım. Diğerleriyle çekimlerde tanıştım.
AYŞE: Ben güzellik yarışmasında kraliçe seçildiğim zaman tacımı bir önceki yılın güzeli olan Buket Saygı takmıştı.
*Kişisel kavgalar ve kıskançlıklar olmadı mı?
AYŞE: Benim kimseyi kıskanacak bir durumum yoktu. Çünkü ilk oyunculuk deneyimimdi ve başımı önüme eğip, işimi yaptım. Şimdi olsa belki de kıskanırım.
* Kadir İnanır'la ilk karşılaştığınızda hepiniz çok korktuğunuzu ve çekindiğinizi söylüyordunuz. Sonra sıkı dost oldunuz...
Başak: Ben çok korkuyordum. Hiç konuşamıyordum. 10 gün yanına yaklaşamadım. Herkes samimi oldu, ben olamadım. Sonra bir gün beni çekti, kızdı. 'Nedir bu halin, selam bile vermiyorsun?' dedi. Ağzımı açamıyordum karşısında.
AYŞE: Kadir Bey sertti. Çünkü üzerinde çok büyük sorumluluk vardı. Çünkü mankenleri oynatması eleştiri konusuydu. Bu kadar güzel kızla kamera karşısına geçmesi onun için riskti.
*Aşk, işin önüne geçti. Hepsi için dedikodu dediniz. Dedikodu muydu bunlar?
AYŞE: Ben Kadir Bey'in sevdiği kızı oynuyordum. İnsanlar bizi birbirimize yakıştırdığı için bu tür dedikodular çıktı. Onunla üç ay geçirdim. Kuşadası'nda kalırken gidip de otel personeli ile konuşacak halim yoktu. Tabii ki Kadir İnanır'la konuşacaktım. Eee, yakışıklı adam... Hazırlıklıydım bu dedikodulara.
*Kadınları elde etme konusunda kendine olan güvenine ne diyorsunuz?
Başak: Yaşına göre çok hoş bir adam. Yıllarca bütün kadınlar hayran olmuş ona. Dolayısıyla bu güven olsun.
AYŞE: Hiç tarzınız olmasa dahi Kadir İnanır'ı gördüğünüz zaman etkileniyorsunuz. Bakışları etkileyici. Sokaklarda da her gün onun gibi bir erkek göremiyorsunuz zaten.
* Motivasyonların devam ettiği ve Kadir İnanır'ın evine de gittiğiniz söyleniyor. Doğru mu?
AYŞE: Evine gittim tabii. Levent İnanır, senarist ve ben hep birlikte evinde diziyi izledik. Diğer kızları da çağırdım ama telefonları kapalıydı.
* Tek başına gittin mi?
AYŞE: Gitmedim ama gidebilirim de... Dört ayımın her gününü onunla geçirdim. Canım sıkkınken onun yanına gidip de dertleşmek kadar doğal bir şey olamaz.
*Sana 10 milyarlık yüzük almış. Doğru mu?
AYŞE: Best Model Yarışması'nda giydiğim kıyafeti hazırlayan modacım, o kıyafetime uygun olarak 10 milyarlık bu yüzüğü almış.
* Buket'in taciz edildiğine inanıyor musunuz?
AYŞE: O insanın doğru söyleyip söylemediği henüz belli değil. Kadir Bey gece yarısı sanki onun kapısına dayanmış ya da birlikteliğe zorlamış gibi yansıtılıyor. Bence ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
BaŞak: Diyelim ki o mesajları motive etmek için değil, aşık olduğu için çekti. Eğer insan istemezse tavır koyar. O tavrı sergileyemiyorsan o zaman sorun sende demektir.
* Siz hiç İnanır'ın odasına gittiniz mi?
AYŞE: Tabii ki... Pazar günleri gazeteleri okumak için odasına giderdik. Üstelik o olmazdı. Önceleri bunu gizli gizli yaptık. Sonra itiraf ettik, tepki göstermedi. Gazetelerimizi okuyup, kahvelerimizi içiyor, sonra da ortalığı temizleyip çıkıyorduk.
* Üzgün olduğu günlerde siz Kadir İnanır'ı motive ettiniz mi?
Başak: Tabii ki ettik. Konuştuk, 'Üzülmeyin, geçecek bunlar' dedik. Sadece konuşuyorduk.