kapat

Ramazan Özel
20.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Gönlünüzü Kuran'a açın
Çağın problemlerine çözüm bulmak için Kuran'a yeni yorumlar getirememek Kuran'ın ruhundan ve felsefesinden uzaklaşmak demektir. Kuran insanlığın sürekli oluş halinde bulunduğunu, bir nehir gibi geleceğe doğru aktığını belirtir

Kuran, üzerinde sürekli düşünülmek için gönderilmiş ilahi mesajları içeren Allah'ın kelamıdır. O'nun üzerinde düşünme faaliyetinin sonu yoktur. Kuran üzerinde düşünmenin dondurulması demek, hayatın dondurulması demektir ki, bu mümkün değildir. Kuran-ı Kerim'de yer alan bir ayette, "Andolsun ki, biz Kuran'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt olan yok mu?" (Kamer,32) denilmektedir. Kuran, kendi mesajları hakkında kafa yormayan kişileri tenkit ederek; bu kişilerin kalplerinin mühürlü olduğu ifadesini kullanmaktadır. Demek ki, Müslümanlar Kuran üzerinde sürekli düşünmekle görevlidirler. Madem ki Kuran, bütün insanlık alemine kıyamete kadar hidayet kaynağı olmak üzere gönderilmiştir. O halde müslamanlar da, ondan kendilerini hidayete ulaştıracak, yani dünyada başarıya ve mutluluğa ulaştıracak ilkeleri çıkarmak mecburiyetindedirler.

Kuran ve sahih Sünnet dinin iki ana kaynağıdır. Dikkat edilecek olursa burada dinin kendisi değil, ana kaynağıdır, diyoruz. Bu şu anlama gelmektedir. Kuran ve Sünnet, müslümanlara dünya ve ahiret saadeti temin edecek olan İslam'a ait mutluluk projesinin ana çizgilerini belirleyen, çerçevesini çizen temel kaynaklardır.

Biz Müslümanlar için Kuran ve sahih Sünnet vazgeçilmezdir
Bu genel çerçeveler doğrultusunda mutluluk yolunun ayrıntılarını şekillendirecek olan Müslümanlardır. Nasıl helva yapmak için şeker, irmik ve su gerekliyse, İslam için de Kuran ve sünnet gereklidir.

Helva yapmak için nasıl usta bir helvacıya ihtiyaç varsa, Kuran'dan ve Hz. Peygamberin sünnetinden hareketle insanların önüne saadet projesi koyacak olanlara da ihtiyaç vardır. Çağın problemlerine çözüm getirmek amacıyla Kuran'a yeni yorum getirememek, Kuran'ın ruhundan ve felsefesinden uzaklaşmak demektir. Kuran'a insanlık aleminin her an bir oluş halinde bulunduğunu, tıpkı nehirler gibi geleceğe doğru akıp gittiğini belirtmektedir. Sürekli bir oluş ve değişim halinde olan insanlar ve meydana getirdikleri toplumların değişen ihtiyaçlarını karşılamak üzere Kuran'ın mesajını yeniden anlamaya çalışmak, gelinen bu noktada Kuran bize neler söylüyor demek neden sakıncalı olsun veya neden İslam'ın ruhunu zedeleyici bir tavır olsun? Kuran'da öyle ayetler vardır ki; onu ancak zaman içerisinde ortaya çıkan bilgiler sayesinde doğru bir şekilde anlayabiliriz. Kuran'da bir takım tabiat hadiselerinden bahsediliyor. Beş bilinmeyenden bahsediliyor. Bunları bugün modern bilimin saseyinde elde ettiğimiz bilgiler yardımıyla daha iyi anlayabiliyoruz. İslam dünyasında oldukça şöhret bulmuş eski tefsir kitaplarında bir takım ayetlerin dünyanın düz olduğuna işaret ettiğini ileri süren bilginler bile vardır. Bu yorum belki o çağın bilgi seviyesi bakımından insanlara makul gelebiliyordu. Ancak bunun günümüzde hiçbir geçerliliği kalmamıştır.

Kuran'ın çağdaş insan için neler söylediğini ortaya koymalıyız
Bizler, en basit ifadelerle söyleyecek olursak. Kuran'ın bugünün insanına neler söylediğini, insanımızın anlayacağı bir dille açıklamaya, ortaya koymaya çalışmalıyız ve Diyanet olarak biz bunun gayreti içerisindeyiz. Bunu yapamadığımız takdirde Kuran'ın evrensel olduğu, bütün zaman ve mekanlara hitap eden bir kitap olduğu inancı zaafa uğrar.

MEHMET NURİ YILMAZ


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır