Piyasalar yılın son haftasına alınan önlemler ve dış kredi desteği ile önemli ölçüde rahatlamış olarak giriyor. Bono faizleri üç haneli rakamlardan yüzde 77'ye geriledi. Borsa haftanın ilk yarısını düşüşle ikinci yarısını çıkışla geçirdi. Bu çıkışı Fon'daki bankalara 16 bankanın talip olması da olumlu etkiledi. Taliplilerin ait olduğu grupların kağıtlarında ciddi hareketler meydana geldi.
Gündemin çok yüklü olduğu bir dönemden geçiyoruz. Polis yürüyüşleri, af, patronların muhtırası, üretimin durmaya başlaması gibi piyasaları olumsuz etkileyen olaylar, bazı olumlu gelişmelerin gölgesinde kaldı.
*Olumlu gelişmeler- Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet davasına ara vermesi piyasalara olumlu etki yaptı.
Likidite sorununu çözmek için yabancı bankaların 1 milyar dolar köprü kredi açması ve bunun 22 Aralık'ta Hazine kasasına girecek olması bir başka olumlu etkendi.
Türk Telekom'da beklenen veto olmadı ve THY ile özelleştirme ilanına çıkıldı.
IMF kredisinin bir şartı olan Elektrik Piyasası Kanun Taslağı Meclis'e sunuldu.
Bu dönüşümler sağlandıktan sonra borsa için yılsonu kâbus olmaktan çıktı.
*Yılsonu etkisi- Bono faizlerinin çok yükselmesinden dolayı bankaların yılsonu bilançolarında büyük zararlar yazacağı korkusu, yerini "bankalar şartları zorlayarak faizleri daha da aşağı çekecek ve zarar azaltacaklar" beklentisine bıraktı.
Dışarıdan gelecek krediler yanında bayram öncesi olduğundan Merkez Bankası net iç varlıklar hedefini aşma olanağına sahip. Yani piyasaya likidite vermesi bekleniyor.
*Tatil tercihi - Buradan hareketle mali piyasalarda çok sıkıntılı günlerin geride kaldığı söylenebilir.
Dolayısıyla yılın son haftası ve tatil boyunca kişisel yatırımcılar ilk tercihlerini, devlet garantili günlük veya 10 günlük mevduat ile repo arasında yapacak.
İkinci tercih de, cazip oranlardan faize yatırımla şimdiden hisse senedine yatırım arasında yapılacak.
* Nakti yüksek şirketler- Yılsonu etkisi nedeniyle faiz oranlarında aşırı bir düşüş meydana gelebilir. Ancak yeni yılın ilk aylarında Hazine'nin yüklü ödemeleri yanında hemen normalleşme de beklenmediğinden faizler reel olarak yüksek kalacak. Dolayasıyla 2001'in ilk çeyreği yatırım açısından 1990'lı yıllara benzeyecek. Reel faizler yüksek olacak. Şirketler fonlarını öncelikli olarak üretim yerine faize yatıracaklar. Ekonominin daraldığı, faizlerin yüksek kaldığı bir dönemde elinde nakti olan şirketler yüksek kâr elde edebilecekler
Sonuç- "Kar yağdığı gün savrulur"
