Bürokratik cumhuriyet

Pazartesi, sabah saat 09.30... Futbolcu, henüz vadesi gelmemiş olan alacağını istemek için, Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav'ın kapısını çaldı.

Cavcav sordu:

- Oğlum hayırdır... Anan, baban mı hasta?

- Hayır Başkanım.

- Ev, bark mı alacaksın?

- Hayır Başkanım.

- Öyleyse acelen ne? Parayı ne yapacaksın?

- Repoya yatıracağım Başkanım.

- Oğlum, repo da nereden çıktı?

- Başkanım, herkes parasını repoya yatırıyor.

***

Futbolda "moral" çok önemli.

Cavcav da "aman morali bozulmasın... Formdan düşmesin" diye, futbolcuya "milyarları" verdi.

Futbolcu da gaza bastığı gibi...

Bankanın yolunu tuttu.

O giderken, Cavcav söyleniyordu:

- İyi de, benim alacağımı kim verecek?

Sorduk:

- Başkan... Sizden un alanlar, parasını ödemiyor mu?

- İkibuçuk ay vadeyle un satmışım... Vadesi geldi... Adam ödemiyor.

- Neden?

- Parayı repoya yatırıyor... Bir gün geç ödemeyi kâr sayıyor.

- Şu anda ne kadar alacağınız var?

- Vadesi geldiği halde, tahsil edemediğim para tam altı trilyon.

**

Cavcav'dan sonra, "Anadolu kaplanlarının diyarı" Denizli ile konuştuk.

"Orada durum nasıl" diye.

Ticaret Odası Başkanı Nail Kalemci "toz duman... Herşey durdu" diye söze başladı.

Ve...

"Bir metre önümüzü göremiyoruz" diye devam etti.

- Başkan, işler çok mu kötü?

- Ekonomiye sanki felç indi... Piyasada bozuk para bile yok... Kimse taksit ödemiyor... Eline beş kuruş geçen, repoya koşuyor.

***

OSTİM, 2500'den fazla işyerinin bulunduğu "dünyanın sayılı sanayi sitelerinden biri."

Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan'a dün, OSTİM'i sorduk.

Çağlayan:

- OSTİM çöküyor... OSTİM kan ağlıyor.

***

Denizli öyle, Ankara böyle de, Bursa farklı mı?

Bursa da... Otomotiv sektörü de "krizden nasibini alıyor."

Bu yıl otomobil üretimi "iyi gidiyordu."

Mart'ta 20.006...

Nisan'da 23.811...

Mayıs'ta 31.100...

Ekim'de 31.705...

Üretim "tam gaz" sürerken...

Fabrikalar, geçen hafta, sertçe frene basıverdiler.

Bu sektörün frene basması demek...

"Yan sektörlerin" de etkilenmesi demek... İşsizlik demek.

***

İşte bu tozun, dumanın ortasında, IMF heyeti, Maliye Bakanı Sümer Oral'ın odasına girdi.

Sümer Oral'dan, IMF heyetine:

* Yaşanan dalgalanma, programın sonucu değil.

* Olmasa iyiydi, ama oldu.

* Bir, iki önlemle düzelir.

* Krizin aşılması için Türkiye'ye döviz girmesi lazım.

* Program sağlam... Sapma olmayacak.

* Hükümet kararlı... Programdan ödün verilmeyecek

***

Günlerdir "olup, bitene" bakıyoruz ve...

"Galiba" diyoruz:

- Türkiye'nin sorunu ekonomik olmaktan ziyade siyasi... Zira... Siyaset, gündemi avucundan kaçırıyor... Türkiye giderek "Bürokratik Cumhuriyet" halini alıyor... Sorun buradan kaynaklanıyor.