kapat

28.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
Kürtçe TV gerekli
MİT Müşteşarı Şenkal Atasagun gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu. Kürtçe TV'ye yeşil ışık yakan Atasagun, "Apo'yu getiren de biziz, asılmaması için en büyük mücadeleyi veren de biziz" dedi.

MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ve yardımcısı Mikdat Alpay, MİT karargahında SABAH Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, Hürriyet Ankara Temsilcisi Sedat Ergin, Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila ve Star Ankara Temsilcisi Esen Ünür'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kürtçe TV'ye yeşil ışık yakan Atasagun, "Apo'yu nasıl kullandıysak, Kürtçe'yi kullanırız" dedi. İşte çarpıcı açıklamalar:

* Atasagun: Kürtçe TV bir hükümet meselesi, hükümetin kararı. Hükümet sorarsa söyleriz. Güneydoğu'da çok rahat Medya TV seyrediliyor. Olayları kendi açılarından ve yalan yanlış aktarıyorlar. Rakip çıkarsa iyi olur mu, olmaz mı?

* Alpay: Oradaki vatandaşı kazanmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz? İstiyorsanız derdinizi anlatmanız lazım. Ben 1965'te Urfa'da hakimlik stajımı yaparken vatandaşla anlaşmak için Arapça, Kürtçe tercümanlar kullanmak zorunda kalınıyordu. Bugün de öyle. Adamın anadili Kürtçe, Türkçe anlamıyor. Türkiye'nin doğrularını nasıl anlatacağız, işaretle mi? Onu kazanmak istiyorsak, ona ulaşmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarı için Apo'yu nasıl kullanıyorsak, Kürtçe'yi de kullanırız. Bunu da başkalarının bizden istediği şekilde değil, kendi istediğimiz şekilde yapabiliriz. Türkiye'nin çıkarları için bu konuda akılcı bir politika izlenmesi lazım.

* Atasagun: Sahayı bölücülere bırakmamak meselesi.

* Alpay: Sözcükler iyilik için de, kötülük için de kullanılabilir. Türkiye Cumhuriyeti akıllılık edip sözcükleri iyilik için kullanmanın altyapısını kurabilmeli. Ama bu hükümetin işi.

- Bu konuyu hükümetle görüşüyor musunuz?

* Atasagun: Öcalan'ın asılması olayında nasıl kanaatimizi sordular ve söylediysek, Kürtçe TV meselesinde de sorarlarsa söyleriz.

- Peki bu konuyu MGK'da görüştüğünüzde askerlerle aranızda tartışma çıkmıyor mu?

* Atasagun: Hayır. Bu konuya en liberal bakanlar askerler aslında. Biz bu konularda TSK ile yüzde 100'e yakın aynı düşünüyoruz.

* Alpay: Türkiye Cumhuriyeti anaları kazanamadı. Anadili sorun. Anaları kazanabilseydik, mesele bugüne kalmazdı. Yıllarca yazdık, sonuç alamadık.

- Bir yer açık kaldı. "Kürtçe TV hükümet kararıdır, sorulursa söyleriz" dediniz. Soruldu mu?

* Atasagun: Soruldu. Biz de bu size açıkladığımız kanaatimizi verdik. TSK ve Dışişleri'yle de konuşuyoruz. Ciddi görüş ayrılığımız yok.

- Peki olması önündeki engel ne?

- Daha çok soru siyasetçilerden geliyor. 25 Şubat 1999'daki MGK'da sosyal önlemler konuşulurken, siyasiler "Bunları nasıl söylersiniz?" dediler.

* Atasagun: Tabii bizim bürokrat olarak oy sorunumuz olmadığı için daha rahat konuşuyoruz.

* Alpay: Biliyor musunuz? Apo şimdi bir Kürt Dil Kurumu kurma fikrinde. Ortak bir Kürt dili oluşturmaya çalışıyor. Atatürk'ü taklit ediyor.

MİT'İN İÇİNDE DE DEĞİŞİM
Şenkal Atasagun (sağda) MİT'in kendi bünyesinden yetiştirdiği ilk müsteşar. Amacı MİT'in başına artık dışarıdan kimsenin getirilmeyeceği bir sistemin oturtulması. Bu işleri 4 kişilik bir konsey yapıyor. Atasagun, İstihbarat Yardımcısı Mikdat Alpay (solda), Operasyon Yardımcısı Emre Taner ve Personel Yardımcısı Sadi Sağdam. Alpay'ın yerini, Cevat Öneş alacak.

Alpay neden gidiyor?
* Atasagun: Son aylarda Ermeni ve Kürt meselelerinin Türkiye'nin gündemini bu kadar meşgul etmesi, bu konuların diplomatlar siyasetçiler dışında devlet işleyişinde önem taşıyan noktalara da anlatılması ihtiyacını doğurdu. ABD dünyanın şerifi oldukça, siz Washington'da derdinizi iyi anlatamazsınız, dünya sahnesinde istediğiniz etkiyi gösteremiyorsunuz. Öyle bir temsilci gönderelim ki dedik, gerektiği zaman (CIA Başkanı George) Tennet da dahil her kapıyı açabilsin ve Türkiye'nin tezlerini, kanıtlarını anlatabilsin. Yani Mikdat Bey'in Washington'a gidiş nedeni, Türkiye'nin tezlerini en üst düzeyde anlatmasına katkıda bulunmakdır. Washington son zamanlarda hep boş kaldı. Buraya gelen her ABD heyeti zaten yıllardır Mikdat Bey'in yerini, MİT içindeki önemini, iki numara olduğunu biliyor. Mikdat Bey'in İngilizce sorununu ise, yanına kendi seçtiği, dile çok hakim daha genç bir arkadaşla çözüyoruz. Kafalarda "sürgün" diye anlaşılırsa biz üzülürüz. Çünkü öyle değil, tam tersi.

Apo'yu biz neden kullanmayalım
* Atasagun: PKK'yı bazıları hafife alıyor. Biz almıyoruz. Hâlâ yurtdışında 4000-4500, yurtiçinde 500 kadar silahlı adamları var. Bu güç orada kaldıkça, PKK da silahlı bir tehdit olarak ortada kalır.

* Alpay: PKK şu anda istediği zaman silahlı eyleme başvuracak bir kadroyu el altında tutuyor. Bu güç kalkmadığı sürece bizim için tehdit olacak. Hem bu güç duruyor, hem de "Demokratik cumhuriyet, barış" diyor. Bu olmaz. Silahlar teslim edilmedikçe bu olmaz. Zaten böyle bir masaya PKK ile oturup konuşma filan da olmaz. Başka temsilciler kendiliğinden çıkacaktır ortaya. Ama yine de bu eylemsizlik halinin devamı bizim için kârdır.

* Atasagun: Medya TV'yi takip ediyoruz. Sayım günü Adana'daki olayları "intifada" olarak öne çıkardılar. Şimdi Filistin modelini uygulama niyetleri var gibi. Şantaj olarak elinde tutmak istiyor.

- Yapmak istedikleri ne sizce?

* Alpay: PKK kendi sorununu Kürt sorununa mal etmeye çalışıyor. Kendisini Kürtler'in tek temsilcisi göstermek istiyor. Yaparken de terörist kimliğini unutturmak istiyor.

- Bir de AB konusu var. Kimi diyor ki, "Türkiye AB'ye yaklaştıkça bölünme tehlikesi artar." Kimi de "Hayır" diyor. Siz ne diyorsunuz?

* Atasagun: Atatürk'ün bize gösterdiği yol Batı'dır. Doğu, tehlikelerle dolu. Batı'ya gitmenin yollarını arayacağız. Demokrasiyi tüm kurallarıyla kabul etmemiz lazım. Bir Avrupalı bazı şeyleri nasıl kabul ediyorsa, biz de edeceğiz.

- Peki bunları hükümete, MGK'ya söylüyor musunuz?

n ATASAGUN: Görüşümüzü sorduklarında söylüyoruz. Bakın, Öcalan'ı getiren de biziz, asılmaması için en büyük mücadeleyi veren de biziz. 10 Ocak'taki Bakanlar Kurulu'nda Başbakan Ecevit, taslağını bizim hazırladığımız metni okudu. Bunu kendimiz için değil, ülkenin menfaati için yaptık. Apo'yu herkes kullandı. Biz neden kullanmayalım?

Komünist olurdum
- PKK'nın hedeflerine ulaşması açısından HADEP'i nasıl değerlendiriyordunuz?

* Atasagun: 18 Nisan seçimlerinden sonra HADEP'in kazandığı yerleri harita olarak MGK'ya çıkardık. Bu biliniyor. Ama Sorunun özü yine de ekonomik. Bırakın Doğu'yu, düşünün ki siz Ankara'nın varoşlarında yaşayan 6 çocuğu olan, evine ekmek götüremeyen birisiniz. Akşam televizyonda Televoleleri açtığınızda Türkiye'de 60 kişinin nasıl yaşadığını görüyorsunuz. Ben de olsam belki komünist olurdum. Tabii, Apo'nun 20 senedir orada bir etkisi olmadı dersek yalan söyleriz.

* Alpay: HADEP ya bölge partisi olarak kalacak, ya da Türkiye partisi olacak. Türkiye'nin partisi olursa mesele kalmaz.

Şeriatçılar başarılı
* Atasagun: Mütedeyyin kitleyle şeriatçıları birbirine karıştırmamak lazım. Türkiye'de şeriatçılar var. Yüzde 5 ila 8 arasında şeriatçı var. Destekçileri de, bölgede bu sistemle yaşayan ülkeler.

* Alpay: Mütedeyyin insanla şeriatçı arasında ayrım yapmadığımız sürece şeriatçıların ekmeğine yağ sürüyoruz. Geçenlerde bir arkadaşımın cenazesi vardı. Camiye gittik, hıncahınç dolu, huzurlu bir ortam var. Bunların hepsi mürteci değil. Ama onları kullanmak isteyenler aralarında. Burada önemli görev Diyanet İşleri'ne düşüyor. Mehmet Nuri (Yılmaz) Hoca iyi çalışıyor aslında. Ama cami cemaatini kazanmakta Türkiye Cumhuriyeti başarılı değil. Şeriatçılar başarılı.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır