kapat

24.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
MEHMET NURİ YILMAZ


Bereket ayı Ramazan'a doğru

Sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın pekiştiği, sevgi, saygı ve kardeşlik duygularının daha da geliştiği, milli birlik ve beraberliğimizin güç kazandığı, bireysel ve toplumsal yaşamdaki bu tür olumlu gelişmelerin, diğer zaman dilimlerine oranla daha da yoğunluk kazandığı müstesna bir zaman dilimi olan "onbir ayın sultanı" Ramazan ayına önümüzdeki Pazartesi günü ulaşmış olacağız.

Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğru ile yanlışı birbirinden ayıran Kur'an-ı Kerim'in (Bakara, 185) indirildiği bir aydır. Bu ayda sevgili Peygamberimiz; vahye muhatap olmuş, Yüce Allah'tan aldığı ölümsüz prensipleri insanlara aktarmaya başlamıştır. İçinde "bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi"nin bulunması, bu ayın manevi değerini daha da artırmaktadır.

İslam toplumlarında "Kur'an Ayı" ve "İbadet mevsimi" olarak nitelendirilen bu zaman dilimi sosyal açıdan da önemli gelişmelerin ve örnek davranışların sergilendiği bir kutlu mevsim olarak öne çıkmaktadır. Gitgide bireyselleşen, hatta egoistleşen toplumsal hayatımızın bu dar kalıplardan sıyrılarak diğergam (özgeci) bir açılım kazanabilmesi ancak bu manevi ortamların varlığı ile mümkündür. Bu aya damgasını vuran en temel ibadet kuşkusuz oruçtur. Ulaştığımız sayısız nimetlerin kadrini hatırlatan bu ayda, geçici lezzet ve zevklerden vazgeçip sonsuza dek sürecek lezzet ve zevklere ulaşmanın sırrına, Yüce Allah'ın emir buyurduğu oruç ibadeti ile kavuşulur. (Bakara, 183).

Oruç; insanın azim, sebât, kanâat, hale razı olma, metânet, sabır gibi ahlâk¥ güzelliklere sahip olmasına, açlıkla nimetlerin kadrini hatırlamasına ve bu vesile ile yoksulların hallerini düşünüp onlara merhamet ve şefkat hisleriyle yaklaşmasına sebep olur. Anadolu insanının sahip olduğu hoşgörülü ve geniş ufuklu din anlayışını şekillendiren bir Türk-İslam önderi olan Mevlana Celaleddin-i Rumi oruç ibadetinin insana kazandırdığı manevi özellikleri şu özlü ifadelerle dile getirmektedir;

"İnsanın asıl gıdası Allah'ın nurudur. Ona aşırı beden gıdası vermek, doğru değildir. İnsanın asıl gıdası, ilahi aşk ve ilahi akıldır. İnsan, asıl ruhani gıdasını unuttuğu ve beden gıdasına düştüğü için huzursuzdur. Doymak bilmez, ihtirasından yüzü sararmış, ayakları titremekte, kalbi telaşla çarpmaktadır. Nerede yeryüzü gıdası, nerede sonsuzluğun gıdası?!." Allah şehitler için; "Rızıklandılar" diye buyurmuştur. Halbuki o mânevi gıda için ne ağız, ne de ceset vardır.

Hayatın sürekli zevklerine ulaşmayı hedefleyen bir anlayışın, insana saadet getirmediği akl-ı selim sahibi her insan tarafından bilinmelidir. Ünlü Şair Nedim'in "gülelim eğlenelim, kam alalım dünyadan" mısralarıyla yansıttığı zevke dayalı hayat anlayışı, insanı; "İç bâde, güzel sev, var ise akl-ı şuurun/Dünya var imiş, ya yok imiş, ne umurun" mısralarında dile getirilen gayesiz ve anlamsız duruma düşürmektedir.

Allah emrettiği için tutulan oruçlar, verilen fitre ve zekatlar, heyecan ve coşkuyla kılınan teravihler ile toplum hayatına büyük bir dinamizm kazandıran bu ayın gelmesi; şüphesiz müslümanları sevince boğmakta, yazılı ve görsel yayın organlarında da dini içerikli haber ve yorumların artmasına vesile olmaktadır.

Bu nedenle; vatandaşlarımıza bazı hususları hatırlatmakta fayda görüyorum. Teknolojinin baş döndürücü bir şekilde gelişmesi, dünyada hızlı değişimlere zemin hazırlamakta, son teknoloji ürünlerini kullanan medya vasıtasıyla insanlara ulaşan bilgilerle de kamuoyu şekillenmektedir. Farklı düşüncelerin kamuoyunda seslendirilmesi, demokratik hayatın vazgeçilmez bir şartı olduğu gibi, medeniyetlerin kurulması, şekillenmesi, gelişmesi ve de hayatiyetini devam ettirmesinin de genel şartıdır. Ancak düşünceleri sebebiyle farklı özellikler sergileyen oluşumların, her konudaki fikirlerini topluma ulaştırmada, sahip oldukları dünya görüşü, dini anlayış, entellektüel birikim vb. sebeplerle kelime ve kavramlara farklı anlamlar yüklemesinin, toplumda yanlış anlaşılmalara ve kavram kargaşalarına zemin hazırladığı da bir gerçektir.

Bu sebeple de topluma ışık tutan aydınların; fikirlerini berraklaştırması, düşüncelerini değişen değerlere göre değil, değişmeyen fitri ve evrensel kabullere göre şekillendirmesi önem arz etmektedir.

Din konusunda toplumu aydınlatmakla görevli bir kurum olarak; toplumun çeşitli kesimleri tarafından farklı algılanan dini içerikli kavramların, dini ve objektif kriterlere göre tanımlanması için bir çalışma başlatmış bulunuyoruz. Bu çalışma, tamamlandığında düşünce hayatımızda büyük bir boşluğu dolduracaktır. İslam dininin inanç, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili olarak yürüttüğümüz toplumu aydınlatma hizmetlerini; Ramazan ayında daha da yoğunlaştırmak gayesiyle dini yayın ve din hizmetleri başta olmak üzere bütün hazırlıklarımız tamamlanmış bulunmaktadır. Vatandaşlarımıza, bu ayda yoğunluk kazanan dini mahiyetli sansasyonel açıklamalar yerine, Başkanlığımız'ın hizmet ve faaliyetleri ile dini konulardaki açıklamalarına itibar etmelerini tavsiye ediyor, idrak edeceğimiz Ramazan'ın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır